GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 7'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:35
Tarih:17.12.2018

CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Avrupa Birliği Başkanlığı ile ilgili kurumların bütçeleri üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, dış politikamızda kurumların, yerleşik teamüllerin yok sayılması ve dış politikanın tek adam siyaseti üzerinden yürütülmesi nedeniyle ülkemizin demokratik dünyadaki saygınlığını, itibarını ve Avrupa Birliği perspektifini kaybettiği hepimizin malumu.

Kuruluşumuzdan itibaren devlet geleneğimiz gereği ulusal ve stratejik politikamız olan dış politika, kişiselleştirilmiş ve kişisel çıkarlar öncellenmiştir. Başta sınır komşumuz ülkelerle olmak üzere Avrupa Birliğiyle ilişkilerimiz tutarsız, öngörüden uzak, kişisel, dönemsel ve hatta günübirlik siyasi çıkarlara heba edilmiştir ve maalesef, bir iç politika aracı olma noktasına taşınmıştır.

Evet, Avrupa Birliğinin ülkemize adil davranmadığı, haksızlıklar yaptığı doğrudur ve bizler bu konuyu her ortamda gündeme getiriyoruz ancak bugün, 2005 yılında büyük bir mutabakat ve heyecanla başladığımız katılım müzakerelerinin donma hatta kopma noktasına gelmesinde iktidarın sorumluluğunu tartışmamız gerekiyor.

On altı yıllık mevcut iktidarla tam üyelik müzakereleri inişlerin ve çıkışların çok ötesine geçerek bir kırılma noktasına sürüklenmiştir. Tam üyelik sürecimiz göç, mülteci sorunu, vize muafiyeti, Gümrük Birliği Anlaşması gibi belirli alanlar eksenine sıkıştırılmıştır ve asıl önceliğimiz olan katılım müzakerelerinde sadece 16 fasıl açılabilmiş, 1 fasıl geçici olarak kapatılmıştır ve şu anda müzakereler donmuş durumdadır. Daha önemlisi değerli milletvekilleri, ülkemiz bugün gelinen aşamada Avrupa Birliğine üyeliğimizin temeli olan Kopenhag siyasi kriterlerinde hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkelerinden uzaklaşmış durumdadır. Kurucu üyesi olduğumuz, kurucu ilkelerini benimsediğimiz Avrupa Konseyinin Venedik Komisyonu raporunda da açıkça yer aldığı gibi, OHAL koşullarında yapılan referandum ve seçim sonucunda demokrasi ve güçler ayrılığı ilkeleri ciddi yaralar almıştır. Gücün tek kişide toplanmasıyla ülkemiz demokrasi, adalet, hukuk gibi temel evrensel Avrupa değerlerinden ve uluslararası topluma güven veren bir ülke konumundan uzaklaştığına ilişkin tartışmaların odağında olan bir ülke hâline gelmiştir. Nasıl mı? Gazetecilerin, insan hakları savunucularının, bilim insanlarının, akademisyenlerin, öğrencilerin, milletvekillerinin, çeşitli STK temsilcilerinin bazıları hakkında bir iddianame dahi düzenlenmeden tutuklanmaları, muhalif sesleri sindirmeye yönelik uygulamalar ve baskı iklimi, işte daha bugün bir gazeteci ve TV yayıncısının karşılaşmış olduğu baskı ve tehditler geriye gidişin kanıtlarını oluşturmaktadır. (CHP sıralarından alkışlar)

AİHM kararlarının yerel mahkemelerce dikkate alınmaması, uygulanmaması, yok hükmünde sayılması, Türkiye'yi tarafı olduğumuz Avrupa konseyi ve Avrupa Birliği düzeyinde hukuk devleti olma noktasında tartışmaya açmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gelinen aşamada evrensel değerlerini benimsediğimiz Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Türkiye'de demokratik kurumların işleyişinin bozulması gerekçesiyle ülkemizi yeniden denetimi altına aldı ve Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü daha geçtiğimiz ayda, taslak raporunda üyelik müzakerelerinin sonlanması çağrısında bulundu ve en önemlisi, gerekçe olarak da hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, temel insan hakları ve kuvvetler ayrılığı ilkesinde ciddi geri gidişler vurgulanmıştır. İşte, bu tartışmalar ülkemizi Avrupa Birliği tam üyelik perspektifinden uzaklaştırmakla birlikte değerli milletvekilleri, demokrasi, ekonomi, hukuk ve yargı alanlarında ciddi maliyetleri de beraberinde getirmiştir. İşte, bütçe görüşmelerinde saatlerce, her bir alanda ortaya çıkan maliyetler ayrıntısıyla dile getirilmektedir.

Evet, son olarak, Sayın Bakan, işte bu temel sorun alanlarını kabul etmek zorunda kalarak üç yıl aradan sonra olsa da Reform Eylem Grubu toplantılarını gündeminize aldınız. Toplantınızın odak noktası ve bizim de müzakereye açılmasını şiddetle desteklediğimiz 23'üncü fasıl olan yargı ve temel haklar; 24'üncü fasıl olan adalet, özgürlük, güvenlik gibi temel sorun alanlarında somut bir adım hâlâ atmadınız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ancak Sayın Bakan birazdan, gün içinde yapacağı konuşmasında atılan adımları sıralarken bugün gündeme getirilen görüşler karşısında öz eleştiri ve gerçeklikten uzak mükemmel bir tabloyu eminim ortaya koyacaktır.

Sayın Bakan, sizin de uzun süredir içinde sorumluluk üstlendiğiniz demokrasi, adalet ve hukuk alanında inandırıcılığını ve güvenilirliğini yitirmiş bu iktidar ve bu yönetiminizle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi bağlayın Sayın Özdemir.

Buyurun.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - ...gerek ulusal düzeyde gerekse Avrupa Birliğine tam üyelik sürecinde mesafe alamayacağımız artık çok aşikârdır ve genel kabul gören görüştür.

Sonuç olarak, değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler, Atatürk'ün çağdaş uygarlık vizyonuna sahip çıkarak Türkiye'nin evrensel Avrupa değerlerine olan taahhütlerini güçlü şekilde hayata geçirme hedefini kararlılıkla sürdüreceğiz. Tabii, şunu da belirtmek istiyorum izninizle: Biz Atatürk'ün işaret ettiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşma dediğimizde, sizin "Atatürk" ismini dahi vermekten çekindiğiniz "Dünyanın en büyük havalimanını, köprülerini, kanallarını yaptık." demenizin maalesef, Avrupalı mevkidaşlarımız nezdinde bir anlamı yok. Bahsettiğimiz çağdaş uygarlık seviyesi, on altı yıldır tahrip edilen çağdaş demokrasi, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, temel hak ve özgürlüklerin yeniden tesisidir. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bağlayın lütfen Sayın Özdemir.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ulusal stratejik hedefimiz olan Avrupa Birliğine itibarlı ve saygın tam üyelik hedefine ulaşmak için, kişisel, günübirlik çıkarlar için değil, 81 milyon yurttaşımızın çıkarları ve kazanımları için mücadele edeceğiz.

Teşekkür ediyorum.

Grubumuza da ayrıca teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Özdemir.