| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 18.12.2018 |
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Aslında teklifteki madde metnine ilişkin bir soru oluşmadı ama ben öncelikle maddeye ilişkin bir açıklama yapmak, ondan sonra da bütçe hakkına ilişkin ve burada Parlamentonun rolüne ilişkin de bir iki hususu Genel Kurulla paylaşmak istiyorum.
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun 1'inci maddesinde giderler, 2'nci maddesinde gelirler yer almaktadır. 5018 sayılı Kanun'un 15'inci maddesinin ikinci fıkrasında varsa bütçe açığının nasıl kapatılacağı hükmünün Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nda yer alması gerektiği belirtilmiştir. Bu çerçevede 3'üncü maddede genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine tahsis edilen ödenekler toplamı ile genel bütçe gelir tahmini toplamı arasındaki farkın net borçlanmayla karşılanacağı hükmüne yer verilmektedir. Bütçe dengesinin 2019 yılında 80 milyon 616 milyon lira, 2019 yılı merkezî yönetim bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranınınsa yüzde 1,8 olarak gerçekleştirileceği tahmin edilmektedir. Bir kıyaslama şekli değil ama 2002 yılında yüzde 11,2 olan bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2018 yılında 1,9'a düşürülmüş, 2019 bütçesindeyse yüzde 1,8 olarak gerçekleşmesi tahmin edilmektedir. Stratejik ölçütlere dayalı borçlanma politikası sayesinde borç stokunun faiz, kur ve likidite riskleriyle karşılanan duyarlılığının da önemli ölçüde azaltıldığını görüyoruz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; bildiğiniz gibi bütçe hakkı Parlamentoların varlık sebebidir. Parlamento yıllık bütçeler aracılığıyla kamu gelirlerinin toplanmasına ve giderlerin yapılmasına yetki ve izin verir. Devlet topladığı vergilerle ve diğer gelir kaynakları aracılığıyla millî gelirin önemli bir kısmına el koyar ve elde ettiği kaynakları kamu harcamaları aracılığıyla tekrar ekonomiye kazandırır. Bu anlamda bütçe ekonomik ve sosyal hayatın düzenlenmesinde devletin kullandığı temel araçlardan bir tanesidir. Devletin ne kadar vergi toplayacağı ve toplayacağı vergilerle hangi hizmetleri gerçekleştireceğinin kararı demokratik sistemlerde halk adına temsilcileri eliyle alınır. Bütçenin de Parlamentoda kamuoyuna açık olarak görüşülmesi, vatandaşın ve sivil toplumun bütçe üzerinde fikir sahibi olması imkânını sağlamaktadır. Dolayısıyla Parlamento bütçe görüşmeleri devletin temel mali belgesi olan bütçeye de demokratik meşruiyet kazandırmaktadır.
Temsilî demokrasilerde bütçe hakkı halk tarafından seçimler aracılığıyla parlamentoya devredilmekte, parlamento da kendisine devredilen yetkiyi sınırlarını belirleyerek bütçe ve diğer mali konularda hükûmete devretmekte, hükûmet de bu yetkisini bürokrasi marifetiyle kullanmaktadır.
Bizler de bu süreçte Parlamento olarak hem bütçenin onaylanması hem de denetlenmesi sürecinde bütçe hakkının etkin bir şekilde kullanılması için olanca gayretimizle çalışmaktayız. Bu süreç içerisinde gerek Meclisin gerekse Komisyonun almış olduğu rolü küçümsemenin ya da yok saymanın kesinlikle doğru olduğunu düşünmüyorum.
Yeni hükûmet sistemiyle birlikte Plan ve Bütçe Komisyonunun yapısına baktığımızda çok daha demokratik bir yapıya kavuştuğunu söyleyebiliriz. Çünkü eski Anayasa'ya göre Plan ve Bütçe Komisyonunun nasıl oluşacağı şu şekilde tanımlanmıştı, ne diyordu Anayasa: "40 üyeden oluşur. En az 25'i iktidar partisinden oluşur." Bunlar yeni hükûmet sistemiyle birlikte Anayasa'mızdan ayıklandı ve yeni sistemde partilerin sandalye dağılımlarına göre Plan ve Bütçe Komisyonunun oluşmasına imkân sağlandı. Böylece de Komisyon çok daha demokratik bir yapıya kavuştu. Daha önce -her ne kadar- Meclisin bir organı gibi görünürken bir iktidar komisyonu hüviyetini alan Plan ve Bütçe Komisyonu, yeni sistemle beraber erkler ayrılığı ilkesi doğrultusunda son derece daha demokratik bir yapıya kavuştu.
Gene, geçtiğimiz süreçlere baktığımızda, Türkiye'de bütçe denetiminin etkinleştirilmesi ve bütçe sürecinde Parlamentonun rolünün güçlendirilmesine yönelik yeni yaklaşım ve tekniklerin de başarıyla uygulamaya koyulduğunu görüyoruz. Özellikle kamu mali yönetim sisteminde yapılan reformların en önemlisi, bütçe disiplininin sağlanmasıyla 2003 yılında kabul edilip 2006 yılında uygulamaya giren 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu olmuştur. Ve 2010 yılında kabul edilen 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'yla da denetimin alanı genişletilmiş, hemen hemen tüm kamu idareleri denetim kapsamına alınmış ve bütçe hakkı gereği milletin denetim yetkisi Sayıştay eliyle son derece güçlendirilmiştir. 6085 öncesi kırk dört yılda baktığınızda toplamda Meclise gönderilen rapor sayısı sadece 62 iken 2012'den bu yana Sayıştay eliyle yapılan denetimlerden Meclise gönderilen rapor sayısı 1.212 olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Başkan.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Teşekkür ediyorum.
Meclise sunulan raporların dışında kalan Sayıştayın yapmış olduğu denetimlere de baktığımızda, 2012'den bu yana Sayıştayın yaklaşık olarak 2.500'e yakın kurumda denetlemeyi gerçekleştirdiğini görüyoruz. Bu da, dediğim gibi, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'yla yapılan reformla ortaya çıkmıştır ve denetim dışında hemen hemen hiçbir kurum bırakılmamıştır.
Teşekkür ediyorum.