GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:36
Tarih:18.12.2018

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerine İYİ PARTİ adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Rahim Cavadbeyli, bazılarınızın gözlerinde "Kim o?" gibi bir soru var. Birleşmiş Milletler korumasına tabi bir mültecidir. İran Türklerinin demokrasi ve insan haklarını savunan önemli bir lideridir. Hiçbir bilgi verilmeden ve gerekçe gösterilmeden gözaltına alınarak dört gün bekletildikten sonra Van Kurubaş Geri Gönderme Merkezi Sığınmacılar Kampı'na konuldu. Kardeş bildikleri Türkiye'deki bu beklenmedik durum karşısında Tebriz caddelerinde binlerce Türk "Azerbaycan var olsun, Rahim Bey azat olsun." sloganlarıyla yürüyerek tepkilerini gösterdiler. Suriye, Irak, Somali, Myanmar, Filistin'deki insan hakları ihlallerine duyarlı davranan Türk Hükûmeti aynı duyarlılığı neden Rahim Cavadbeyli'den esirgiyor? Milyonlarca Suriyeli sığınmacıya vatandaşlarımızın dahi sahip olmadığı haklar bahşedilirken temel insan haklarının Cavadbeyli'den esirgenmesinin sebebi, acaba onun Türklüğü müdür? İnsan haklarına aykırı sığınmacılar kampında tutulan Rahim Cavadbeyli derhâl serbest bırakılmalıdır. Rahim Cavadbeyli'ye selam olsun, Tebriz caddelerinde "Azerbaycan var olsun, Rahim Bey azat olsun." sloganlarıyla yürüyen binlerce Türk kardeşime selam olsun.

Kan kardeşime değil din kardeşime yardımcı olurum diyorsan, din kardeşin Doğu Türkistan kan ağlıyor. Yok, ben din kardeşime değil kan kardeşime yardımcı olurum diyorsan, kan kardeşin Doğu Türkistan kan ağlıyor. Doksan dört yıllık ömründe aldığı her nefesi Türklük için, Doğu Türkistan için almış olan Kızıl Çin'in 1944-1949 işgalinden önceki Doğu Türkistan Cumhurbaşkanı, dava ve mücadele adamı İsa Yusuf Alptekin Bey'i de ölüm yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; daha önce de arz ettiğimiz gibi bu bütçe fakirin fukaranın, köylünün, geçim sıkıntısı çeken hiç kimsenin derdine çare olmuyor. 2 bin TL ücret alan bir çalışanın neredeyse dokuzuncu aydan itibaren, vergi dilimi değiştiğinden ödediği vergide artma, ücretinde azalma olmaktadır. Çalışanın maaşından kesilen para belki birilerinin lokantada bıraktığı bahşiş kadar olabilir ama çalışan için bu para ekmek demek, su demek, çocuğu için süt demek. Adaletli vergi sistemi için kesinlikle asgari ücretten vergi alınmamalıdır, diğer çalışanların da ücretlerinin asgari ücret olan kısmından vergi alınmamalıdır. Açlık sınırı 1.943 TL'yi geçmeyen asgari ücretten vergi almak adaletsizliktir, ayıptır, yazıktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yandaş ve candaş müteahhitlerin borcuna gelince ekonomik savaşı unutan iktidar, iş bulamadığı için öğrenci kredi borcunu ödemeyen gencin ümüğüne yapışıyor. Adında adalet olan partiye sesleniyoruz: Adın gibi ol, adil ol. Eğer adilsen silsene bu gençlerin borcunu, silsene fakir fukaranın Sosyal Güvenlik Kurumu borcunu, BAĞ-KUR borcunu.

Bakın, yerel seçimler geliyor, görünen şu ki: AK PARTİ'li birçok belediye başkanı arkadaşımız koltuğundan olacak gibi görünüyor. Sizin işe aldığınız ama bizim kardeşlerimiz, bizim çocuklarımız, bizim evlatlarımız 4/B'li olarak belediyelerde çalışıyorlar. Onların kaderleri gelecek belediye başkanının iki dudağı arasında. Belediyelerde ve diğer kamu kuruluşlarında çalışan 4/B'li sözleşmeli personelin çilesine, korkulu rüyasına bu bütçe son veriyor mu?

Engelli vatandaşlarımız zor durumda. Bakıcısına ödeme yapılıyorsa engelli maaşı verilmiyor, engelli maaşı veriliyorsa bakıcı parası verilmiyor. Bu saçmalığa bir son vermek gerekiyor diye düşünüyorum. Yine istihdamlarına yönelik önlem ve düzenlemeleri kısa zamanda uygulamaya geçiren bir bütçe lazım.

Bu arada, önceki hatiplerden biri İçişleri Bakanı ve Millî Savunma Bakanına teşekkür etti, inşallah olur, biz de aynı duyarlılığı bu konuda duyuyoruz çünkü bu vatan bize mezar olmadan düşmana gülizar olmaz diyen; kanlarıyla bayrağımıza renk, canlarıyla vatanımıza hayat veren; gençliğini, sevdasını, hayal ve düşlerini, tüm varlığını vatana adayan bu kahraman uzman ve çavuşlarımıza, onbaşılarımıza bir an önce kadro vermek zorundayız.

Üniversiteyi bitirdiği hâlde torpili olmayan, dayısı olmayan ve yıllarca işsiz olan gençler artık evden, annesi babası uyanmadan çıkıp annesi babası uyuduktan sonra geliyor. Onlardan harçlık istemekten artık bizar bir hâle geldi. Bu bütçede en azından bu genç işsizlerimize iş buluncaya kadar bir vatandaşlık maaşı bağlamak, bu bütçeyi hazırlayanların aklına gelmedi mi?

Binlerce vatandaşımız çıraklık eğitimi okullarında geçen sürelerin sigortalı sayılması yönündeki taleplerine duyarsız olan bu bütçeye vicdanen nasıl "evet" diyeceğiz? Mehmetçiklerimizin askerlik boyunca sigorta primlerinin devlet tarafından yatırılmadığı bir bütçeye nasıl "evet" diyeceğiz? Meydanlarda söz verdiğiniz, verdiğimiz hâlde tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerini 3600'e çıkarmayan bu bütçeye nasıl "evet" diyeceğiz? Yine, söz verdiğiniz hâlde saçma bir nedenle bir yüzde 70 kriteriyle hastanelerde, kamu kurumlarında taşeron işçi olarak çalışan aşçılarımızı, bilgi işlemcilerimizi, şoförlerimizi niye kadroya almıyoruz? Aynı yerde çalışan, hastanede çalışan bir temizlik işçisi kadroya geçti, yıllarca yan yana çalıştığı mutfaktaki bir arkadaşımız maalesef kadroya geçmedi.

Sayın Başkan, yine, kamuda "joker taşeron işçiler" diye tabir edilen işçiler var. 4 Aralıkta işbaşında olmadığı için kadroya alınmayan bu insanların mağduriyetine son veriniz.

Bir de EYT var, erken emeklilikte yaşa takılanlar, 750 bin kişi diyorsunuz; hiç öyle değil, lütfen kusura bakmayın. Gidin, çalışan arkadaşlara, bu yaşa takılanlara Allah rızası için bir sorun, maaşı yüksek olan arkadaş zaten emekli olmak istemiyor ki. 5 bin lira, 6 bin lira alan adam niye emekli olsun? Emekli olmak isteyen 1.500 lira, 1.600 lira ücret alan arkadaş. O da niye emekli olmak istiyor biliyor musunuz? Emekli olacak, 1.600 lira alacak, hemen akabinde tekrar işe girecek, bin lira da oradan alacak; 2.600 lirayla çocuklarına pantolon, çocuklarına belki 1 kilo et alma sevdasında.

İktidar partisinin milletvekilleri, EYT'yi değerlendirirken lütfen buna dikkat ediniz. Yoksa hâli vakti yerinde olan insanların, maaşı dolgun olan arkadaşların böyle bir problemi yok; problemi olan, maaşı düşük olan arkadaşlarımız. Emekli olduğunda Alanya'ya tatile gidecek, Almanya'ya seyahate gidecek durumları yok.

Çiftçinin problemi var, hayvancılıkla uğraşanın problemi var ama gördüğüm kadarıyla süre doluyor.

Şimdi, iktidarımız ağzını açıyor "yerli ve millî" diyor, eyvallah, biz de yerliyiz ve millîyiz. Bu deyime uymayan birçok yatırımlar veya işler var. Bunlardan bir tanesi, TÜRKSAT 1B uydusu uzayda kayboldu. Gazeteye ilan vermişler. "TÜRKSAT 1B uydusunu görenler, bilenler Allah rızası için falan yere bilgi versin." Uzaya fırlattığınız TÜRKSAT 1B uydusu yok. Dolayısıyla, Türk milletinin parası uçmuş gitmiş.

Yine siz "GÖKTÜRK-2 uydusu yüzde 100 yerli." diyorsunuz. Nasıl yerli, vallahi anlamış değiliz. Denge konum modülü İngiliz, optik sistemi Güney Kore, tepki tekerlekleri Amerikan, manyetik tork çubukları Alman, itki sistemi İsrail, titreşim testlerini Fransız yapmış, Çinliler fırlatmış, olmuş millî. Söyler misiniz, GÖKTÜRK'ün isminden başka millî olan hiçbir tarafı yok, sadece ismi millî.

Yine, Cumhurbaşkanımızın adını verdiğiniz, aldığınız feribot Norveç'ten geldi. Demir yollarında kondüktörlerin çaldıkları düdük Çin malı. Yeni Zelanda'dan koyun aldınız, Ukrayna'dan inek aldınız, Sırbistan'dan besmelesiz et getirdiniz, dünyanın birçok ülkesinden tarım ürünü alıyorsunuz, saman dahi alıyoruz. Yerli, millî hiçbir şey bırakmadınız ama söylemlerinize baktığımızda bunun tam tersi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Milletvekili.

AYHAN EREL (Devamla) - Yine, Çevre Kanunu'yla ilgili, poşetten vatandaştan 25 kuruş alınması yönünde bir karar çıkarıldı. Keşke poşeti vatandaşa 25 kuruş satma yerine, vatandaştan poşetlerini 25 kuruşa geri almış olsaydık, umarım, bu kanuna daha fazla hizmet ederdi.

Sataşmak hiç adetim değil ama bir konuyu belirtmeden geçmeyeceğim.

BURHAN ÇAKIR (Erzincan) - Seni hiç muhatap almıyoruz.

AYHAN EREL (Devamla) - Eyvallah.

BURHAN ÇAKIR (Erzincan) - Boş konuşuyorsun çünkü.

AYHAN EREL (Devamla) - Keşke saray bahçesindeki hurma ağaçlarının donmasına çözüm bulan bu bütçe, Aksaray'ın Kırkkızlar Tepesi'nin ağaçlandırılmasına da katkı sağlasaydı diyorum, hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)