GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:36
Tarih:18.12.2018

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

2019 bütçesine baktığımızda, aslında 2019'da ülkemizi neler bekliyor ve neler yaşayacağız kısmen anlayıp algılayabiliyoruz. Zaten aynı anlayış 2018'de de benzer bir bütçeyi yaptı ve 2018'de neler yaşadıysa bu vatandaş muhtemelen benzer şeyleri 2019'da da yaşayacağız.

Mesela bu yıl ne yaşadık? Bir tren kazası yaşadık, beş ay içerisinde iki tren kazası yaşadık. Aslında benim buna kaza demeye dilim varmıyor, ben bir hukukçuyum; bence bu, bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme.

Nedir bilinçli taksir? Birçok hukukçu arkadaşımız bunu bilir. Bir kötü sonucu öngörürsünüz, bilirsiniz, bu sonucu bile bile, sonucu istemezsiniz ama başka bir gerekçeyle, mesela şanstır bu, mesela tecrübedir bu; bu tip gerekçelerle buna rağmen bir irade ortaya koyarsınız ve maalesef istenmeyen sonuç ortaya doğar. Bunun adı da bilinçli taksirdir.

Şimdi, bir demir yolu yaptınız ancak onu tamamlamadınız. Bir sinyalizasyon sistemi kurmadan eksik bir şekilde o demir yolunu sadece seçime yetiştirebilmek için ve oy kaygısıyla açtınız ve 9 canımızın ölümüne sebep oldunuz. Elbette bu sonucu hiç kimse istemez ama bu sonucu öngöre göre buna sebep olmak bilinçli taksirle ölüme sebep olmaktır.

Şimdi, kim suçlu burada? 3 işçi tutuklandı; elbette vardır yoktur suçları yargı karar verir ama sadece bu yetmez. Burayı ihale eden kimse o ortaktır bu ölümlere ve bu ihaleyi verdiğiniz yandaş firma bu hâliyle teslim ettiyse o da ortaktır ve bu işi bile bile de seçim için buranın açılışını yapan da bu işe ortaktır ve hepsinin yargılanması gerekir.

Değerli arkadaşlar, bu saatte bütçeyle ilgili rakamlara girmeyeceğim ama sizinle ben bir hikâyeyi paylaşmak isterim. Diktatörün biri sarayından çıkmış, şehrin merkezine gelmiş ve en lüks lokantaya girmiş. Lokantada tek başına oturan bir kişiyi gözüne kestirmiş, yanına yaklaştığında bakmış ki masası inanılmaz dolu, bir kuş sütü eksik; ejder meyveleri var, ballı bademler var. Diktatör yaklaşmış bu masaya, sandalyeyi çekmiş ve kişinin yanına oturmuş. Hem sorgu hem hasbihal sırasında bu kişinin her gün ama her gün, her akşam bu zengin sofrasıyla beslendiğini öğrenince çok şaşırmış, kişiye demiş ki: "Sen günde ne kadar maaş alıyorsun?" Adam demiş ki: "Ben günde 2 bin lira kazanıyorum." "Peki, ülkede yoksulluk olsa, işçi, çiftçi, memur dara düşse sen nasıl kazanacaksın bu parayı?" demiş. Adam gülmüş, demiş ki: "Ben o zaman günde 4 bin lira para kazanırım." Diktatör şaşırmış, demiş ki: "Peki, biz yastık altındaki o kefen paralarını bozdurun desek ve halk daha da yoksullaşsa günde ne kazanırsınız?" Adam demiş ki: "O zaman günde en az 5 bin lira kazanırım." Tabii, diktatör şaşırıyor, kızıyor ama meraklanıyor, son olarak yine soruyor, diyor ki: "Biz doları 3 liradan 7 liraya çıkarsak, halkın kemerini iyice sıksak, boğazını da sıksak sen ne kazanırsın?" Adam diyor ki: "Bu sefer günde en az 10 bin lira kazanırım." Diktatör çok kızıyor ama merakla da soruyor, diyor ki: "Sen şeytan mısın, sen ne iş yaparsın?" Adam diyor ki: "Ben mezarcıyım, mezar yaparım." (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi değerli arkadaşlar, dolar ülkemizde 3 liraya çıktığında daha doğrusu 3 liradan 7 liraya çıktığında birileri zenginliğine zenginlik kattı.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ya, bizi de on dakikadır dinlettirdin, bir şey var gibi...

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Geleceğim, Sayın Can geleceğim bekle.

Oysaki halk yoksullaştı, alım gücü azalmıştı. Sonra halka kefen paralarını bozdurun diyenler, bir taraftan gemiciklerine gemicik katıyordu halk yoksullaşırken.

Yine geçme garantili köprüler yaptınız, geçmeden halka vergilerini ödettiniz. Başka ne yaptınız? Hasta garantili hastaneler yaptınız, gitsin gitmesin o şehir hastanelerinin vergilerini bu halka ödettiniz.

Değerli arkadaşlar, halk yoksullaştıkça ve hastalandıkça aslında bir kısım yandaşınız yani o mezarcılar zengin oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika ek süre istiyorum.

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bu bütçede işçi yok, çiftçi yok, emekçi yok.

KADİR AYDIN (Giresun) - Her zamanki terane.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Evet, her zamanki terane, sizin her zamanki teraneniz, katılıyorum size, doğru söylüyorsunuz.

Bu bütçede yeni tren cinayetleri var arkadaşlar. Bu bütçede yeni cezaevleri var; yazlık saraylar var, kışlık saraylar var, uçan saraylar var. Bu bütçede israf var. Bu bütçede haram var. Bu bütçe, halkın değil, halkın yoksullaşmasından faydalanan, zenginleşen mezarcıların bütçesidir. Biz bu bütçeyi kabul etmiyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)