GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:37
Tarih:19.12.2018

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AHMET KAMİL EROZAN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ayın 17'sinde, iki gün evvel, Dışişleri Bakanlığı bütçesiyle ilgili konuşmamı "Beni izlemeye devam ediniz." diye bitirmiştim. İzin verirseniz bugün bıraktığım yerden devam edeceğim.

Dış politika nedir? Dış politika tabii ki güvenliktir, tabii ki istikrardır, tabii ki barıştır ama bunun ötesinde, hem ekonomidir hem kalkınmadır.

"Niye ekonomidir?" diye sormak gerekirse şu unsurları vurgulamak isterim: Suriye politikasındaki hatalar yapılmasaydı bugün neredeydik? Borsa çakılmasaydı neredeydik? Döviz kuru hop oturup hop kalkmasaydı neredeydik? Papaz krizi olmasaydı neredeydik? Bazı Avrupa ülkelerine "faşist" ve "Nazi" demeseydik bugün acaba neredeydik? Ben size söyleyeyim nerede olacağımızı: Eğer bu söylediğim ve geçen günkü konuşmamda da değindiğim hatalar yapılmasaydı, bugün, emeklilikte yaşa takılanlar kanunu 40 defa çıkarılmış olurdu, 3600 gösterge 40 defa verilmiş olurdu, asgari ücretten vergi alınmaması çok çok defa gerçekleşmiş olurdu. Maalesef bunlar yapılmadı ama buna mukabil "Rus uçağını ben düşürdüm." diye iktidarın çeşitli liderleri birbiriyle yarıştı.

Ben bugün -eleştirilerden ziyade- yapılmaması gerekenlere değil, yapılması gerekenlere değineceğim ve bunu da tabii ki müstakbel iktidar adayı bir parti olarak gündeme getireceğim, dile getireceğim.

İYİ PARTİ'nin uygulayacağı dış politikada popülizme yer olmayacaktır. Dış politikamız olgulardan ve gerçeklerden hareket edilerek, barışçı ve akılcı bir yaklaşımla uygulanacaktır. Dış politika konularının iç politika malzemesi hâline getirilmesinden özellikle kaçınılacaktır. Dış politikamızın uygulanmasında öncelikle millî birliğimizin, ülke bütünlüğümüzün ve millî güvenliğimizin korunması ve pekiştirilmesi temel hedefimiz olacaktır. Dış politikamız, tarihten gelen kazanımlarımız, coğrafyamızın zenginlikleri, ülkemizin stratejik ve jeopolitik konumu temelinde siyasal bir gerçekçilikle oluşturulacak, Türkiye'nin egemenlik haklarının ve çok boyutlu menfaatlerinin korunması esas alınacaktır. Büyük Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh." düsturu temelinde uluslararası hukuku esas alan, caydırıcı, dengeli, barışçı, etkin, akıllı, kararlı, saygın, güvenilir, istikrarlı, gerçekçi; sadece sorunların çözümünü değil, krizlerin önlenmesini de hedefleyen; müttefiklik ve ortaklık vecibelerinin yerine getirilmesini öngören; dostluk, iyi komşuluk ve iş birliğine dayalı; diğer ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygılı, sonuç odaklı bir dış politika uygulanacaktır. Türkiye dış politikada değerli yalnızlıktan kurtarılacaktır. Ülkemizin son zamanlarda dinî, mezhepsel ve toplum mühendisliği yaklaşımlarıyla içine itildiği Orta Doğululaştırma yanlışına son verilecektir.

Kurucusu veya üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşlardaki sorumluluklarımız, taraf olduğumuz ikili ve çok taraflı anlaşmalara ve ahde vefa ilkesine uygun olarak yerine getirilecektir. Komşu, müttefik ve ortaklarımızın da Türkiye'ye karşı ahdî yükümlülüklerini yerine getirmesi konusunda kararlı, ısrarlı ve takipçi bir tavır sergilenecektir. Millî bir dış politikanın izlenmesinin ön şartı olan kurumsal kimliği, gelenekleri ve profesyonel yapısı güçlü bir Dışişleri Bakanlığı kadrosu yeniden ihdas edilecek ve korunacaktır.

Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin ve tam üyelik perspektifinin Türkiye için olduğu kadar Avrupa Birliği için de önemli olduğunu düşünmekteyiz. Sağlıklı bir ilişki zeminine oturmuş Türkiye-AB ilişkilerinin sadece iki taraf açısından değil, Orta Doğu, Kafkasya, Balkanlar ve Doğu Akdeniz için de önem taşıdığı düşüncesindeyiz. Bu çerçevede, İYİ PARTİ Avrupa Birliğiyle ilişkilerde tarafların karşılıklı çıkarlarını temsil edecek bir ilişki zemininin oluşturulmasını sağlayacak ve tam üyelik istikametinde yürüyecektir.

Orta Doğu'da barışı korumak, iş birliği fırsatlarını artırmak, saldırmazlık ve iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmek üzere, kimsenin iç işlerine müdahale etmeksizin bölgenin sorunlarına sahip çıkılacak, bölge ülkelerinin kendi çözüm süreçlerini oluşturmalarına katkıda bulunulacak, bu ülkelere yakın ve uzak coğrafyalardan gelecek dış müdahaleleri önlemek, barış, güven ve huzur ortamını sağlamak üzere bölge ülkeleriyle yakın iş birliği içinde çalışılacaktır.

Partimiz, Kıbrıs Rum tarafının, adanın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkının doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını göz ardı ederek Kıbrıs Adası'nın etrafındaki hidrokarbon kaynaklarında araştırma faaliyetlerinde bulunmasına karşıdır. Kıbrıs Rum Yönetiminin bu tek yanlı faaliyetlerinin ve Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesine tecavüz teşkil eden hareketlerinin önlenmesi için kararlılıkla çalışılacaktır.

Türkiye, komşusu, müttefiki ve AB çerçevesinde ortağı Yunanistan'la ilişkilerini istikrarlı, dostluk, iyi komşuluk ve iş birliği temelinde yürütecektir. İki devlet arasındaki sorunların diyalog ve müzakere yöntemleriyle çözümlenmesi için iyi niyetli ve samimiyetle çalışacağız. Çalışmalarımızda 1923 Lozan ve 1947 Paris Anlaşmalarını ve iki devlet arasında kurulmuş bulunan stratejik dengeyi esas alacağız.

Aynı uluslararası örgüt ve ittifaklar içinde olunmasına rağmen uluslararası hukuk ve anlaşmaların temel hükümlerine aykırı davranışlarla Türkiye Cumhuriyeti'nin haklarını ve egemenliğini ihlal eden yaklaşımlar karşısında, ülkemizin Ege'deki haklarının korunmasında ve ihlallerin önlenmesinde kararlı davranacağız.

Karadeniz'i coğrafi konumu itibarıyla çevremizdeki ülkelerin somut iş birliğine imkân sağlayacak bir bölge olarak görmekteyiz.

Küresel anlamda terörle mücadele bugün uluslararası ilişkilerde ve ülkelerin dış politikalarında çok önemli bir yer işgal etmektedir. Savaş ve iç çatışmalar nedeniyle yaşanan dış göçler dünya barışını tehdit eder hâle gelmiştir. Bu göç eğilimlerinin yan ürünü olarak ortaya çıkan insan, silah ve narkotik kaçakçılığı gibi vakalar da sorunla mücadelenin sadece ulusal değil, uluslararası alanda da sürdürülmesini gerekli kılmaktadır.

Türklüğü reddedenlerin Türk dünyasıyla ilintileri kalmamıştır. Tek bir örnekle keyfiyeti vurgulamak isterim: "Borç alan emir alır." sözünün doğru olduğu, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin içine düşürüldüğü durumdan ötürü maalesef bir kez daha teyit olunmuştur. Dünya âlem konuya eğilmiş ve takipçisi olmuşken iktidar, Çin Halk Cumhuriyeti yetkililerine "Doğu Türkistan'ı ziyaret edip duruma bir bakalım." dahi diyememiştir. İktidar, ısrarlı sorgulamalarımıza rağmen Uygurlu kardeşlerimiz konusunda üç maymunu oynamayı tercih etmektedir. Maalesef, Ahıska Türkleri, Türkmenler ve Kırım Tatarlarının durumları da pek farklı değildir.

Yurt dışındaki soydaşlarımızın aynen ülkemizdeki vatandaşlarımıza yapıldığı gibi bölünmüş olmaları, dış politikanın önemli kaldıraçlarından biri olan bu toplulukların etkinliğini gündemden düşürmüştür. "Bizden olanlar" ve "diğerleri" tanımlaması Batı Trakya'daki ve Bulgaristan'daki Türk azınlıklarına, Kosova'daki Türklere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki soydaşlarımıza, Suriye ve Irak'taki Türkmenlere de uygulanmıştır.

Avrasya coğrafyasına yayılmış olan Türk dünyası dış politikanın önemli bir boyutunu teşkil etmektedir. Ortak tarih ve kültürü paylaştığımız bu topraklardaki milyonlarca insan kardeşçe kucaklanacaktır. Avrasya coğrafyasının ayrılmaz parçası olarak gördüğümüz Balkanlardaki soydaşlarımız da yaşadıkları ülkeler ile Türkiye arasında dostluk köprüsünü teşkil edeceklerdir.

Vatandaşlarımızın Avrupa'ya gurbetçi olarak gidişlerinden bu yana altmış yıla yakın bir süre geçmiştir, günümüzde dördüncü nesle erişilmiştir. İşçi olarak gidenlerin torunları bugün bulundukları ülkelerde işveren konumuna gelmişlerdir.

İYİ PARTİ olarak biz, bu soydaşlarımızın öz benliklerini, dillerini, dinlerini, örf ve âdetlerini muhafaza ederek ülkesinde yaşadıkları devletlerin de güven duyulan birer vatandaşı olmalarını, kültürel renkleriyle ve zenginlikleriyle içinde bulundukları toplumun hayatını zenginleştirmelerini, yaşadıkları ülkenin dilini öğrenmelerini teşvik edeceğiz.

Sözlerime son vermeden, yurt dışındaki vatandaşlarımızın seçimden seçime değil, her gün kucaklanması gerektiğine inancımızı belirterek bu vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın da dillendirilmesini talep ettikleri ve çözüm bekleyen sorunlarını sıralamakta fayda görmekteyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

AHMET KAMİL EROZAN (Devamla) - Ne yazık ki ne Sayın Dışişleri Bakanı ne de diğer partiler bu konulara değinmemişler. Birkaç örnek sayacağım izin verirseniz.

Mavi kartlı vatandaşlarımızın kredi çekmesi yönünde oluşan engeller kaldırılmalıdır. Nüfus kayıt örneği istendiğinde "kayıt kapalı" uyarısı kredinin alınmasına engel teşkil etmektedir.

Kişisel bilgilerin paylaşılmış olmasından duyulan rahatsızlıklar artmaktadır.

Özellikle yurt dışında yaşayan kadınlarımızın emeklilik haklarını savunmak ve sürdürmek için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda verilen vaatler yerine getirilmelidir.

Türkiye'ye temelli dönen Türk vatandaşlarının Alman emeklilik kasasında birikmiş primlerini iki yıl beklemeden almaları sağlanmalıdır.

Alman sağlık sigortasından alınan yurt dışı hastalık bakım belgesini Türkiye'de il sağlık müdürlüğüne onaylatma keyfiyeti ortadan kaldırılmalıdır.

Türkiye'de yatırım yapmak isteyenlere finansal destek ve teşvik sağlanmalıdır.

Uçak biletlerinin fiyatlarının mesafelerden bağımsız olarak ölçüsüz olduğu bir ortamdayız. Örneğin Fransa'dan 4 kişilik bir ailenin Türkiye'ye gelip gitmesi 2 bin euroyu bulmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET KAMİL EROZAN (Devamla) - Otuz saniyeye ihtiyacım var.

BAŞKAN - Süreyi aşmadan tamamlayınız.

AHMET KAMİL EROZAN (Devamla) - Yurtdışında vefat eden vatandaşlarımızın cenaze işlemlerinde kolaylık sağlanmalı, en az 2 yakının cenaze beraberinde indirimli olarak seyahat etmesine imkân tanınmalıdır.

Yurtdışında yirmi yıl çalışan ve temelli yurda dönüş kararı verenlere vergisiz ve gümrüksüz araç getirebilme imkânı sağlanmalıdır.

Bazı Avrupa ülkelerinde koruma altına alınan Türk çocuklarının ailelerinden koparılmaları önlenmelidir.

Cep telefonu kayıt, pasaport ve bedelli askerlik ücretlerinde indirime gidilmelidir ve mümkünse beyin göçü geri çevrilmelidir.

Bu beklentilerin takipçisi olacağımızı bu vesileyle beyan eder, yurt dışındaki vatandaşlarımızın dertlerine derman olacak çözümlerin bizler tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine getirildiğinde iktidarın mutat üzere aleyhte oy kullanmamasını beklediğimizi de özellikle ifade etmek isterim.

Çok teşekkür ederim, saygılar sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.