| Konu: | 25 Aralık Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunun 97'nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 25.12.2018 |
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gaziantep'in Fransız işgalinden kurtuluşunun 97'nci yılı nedeniyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Bugün, Meclisimizin gündemini Gaziantep meşgul etmektedir. Bundan da duyduğum mutluluğu burada ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, Antep savunması Antep halkının vatan için, namus için şaha kalktığı, bütün imkânsızlıklara ve yokluklara rağmen Fransızlara karşı verdiği eşine az rastlanır şanlı bir mücadelenin adıdır. Antep savunması, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben Gazianteplileri gözlerinden nasıl öpmem ki! Onlar yalnız Gaziantep'i değil, Türkiye'yi de kurtardılar." sözlerine anlamını bulan bir destandır.
Değerli milletvekilleri, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandıktan bir süre sonra Antep 15 Ocak 1919'da İngilizler tarafından işgal edilmiştir. Fransa'yla aralarındaki anlaşmazlık üzerine Ekim 1919 sonunda İngilizler Antep'i Fransızlara bıraktılar ve 5 Kasım 1919'da tamamı Ermeni gönüllülerinden kurulu Fransız birlikleri Antep'e girmiş oldu. Fransızların işgalin daha birinci günü Akyol Camisi'nde asılı Türk Bayrağı'nı indirme teşebbüsünde bulunmaları, yerli Ermenilerin taşkınlıkları ve daha sonra 21 Ocak 1920 günü 12 yaşlarında bir çocuk olan Mehmet Kamil'in annesini korumaya çalışırken Fransız askerleri tarafından süngülenerek şehit edilmesi üzerine halk ayaklanmış, tüm esnaf dükkânlarını kapatarak bu olayı protesto etmiştir. Şehit Kamil'in cenaze merasimi âdeta bir mitinge dönmüştür. Fransız komutanı olayın ardından şehit Kamil'in babasına kan parası olarak 200 altın teklif etmiş ise de acılı baba onurlu bir duruş göstererek "Çocuğumun kanının hesabını milletim soracaktır." diye reddetmiştir.
Halkın tepkisinin artması üzerine Fransızlar geceleri şehre inmeye çekinir olmuştur. Direniş başlamıştır. Fransızlar bir türlü işgale muvaffak olamamakta, Antep halkı sınırlı imkânlarıyla karşı koymaktadır. Fransızlar bütün ümitlerini Kilis'ten gelecek takviye kuvvetlerine bağlamışlardır. Fakat o yolu da Şahin Bey bir avuç, yaklaşık 200 kişilik Kuvayımilliye kahramanlarıyla tutmaktadır. Şahin Bey ve çeteleri 3 Şubatta ve 18 Şubatta tam donanımlı Fransız birliklerini perişan ettikten sonra düşman kumandanına gönderdiği mektupta şöyle demektedir: "Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde şüheda kanı vardır. Din için, namus için, hürriyet için ölüme atılmak bize ağustos ayı sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. Bir an evvel topraklarımızdan savuşup gidiniz." Ama mücadele devam etmektedir. 28 Mart sabahına kadar düşmana aman vermeyen Şahin Bey, durumun gittikçe kritik hâl almasından sonra, yanında kalan 18 kişinin kendisine geri çekilme teklifini geri çevirerek "Düşman cesedimin üzerinden geçmedikçe Antep'e giremez." diyordu. Şahin Bey tek başına tüm mermilerini harcadıktan sonra Elmalı Köprüsü'nün üstüne çıkar, âdeta "Ben yumruklarımla dövüşeceğim." dercesine Fransız ordusuna "Dur!" diyerek meydan okur. Silahsız Şahin Bey'in yanına yaklaşamayan Fransız kuvvetleri uzaktan ateş ederek Şahin Bey'i şehit etmişler, sonra da savaş adap ve ahlakına yakışmayan insanlık dışı hareketlerde bulunarak süngülemişlerdir. Şahin Bey şehit olmuştur.
Şahin Bey'in şehadeti, Anteplilerin 1 Nisan 1920'de, düşmanlarını bile hayran bıraktığı amansız bir mücadeleyi başlatmalarına neden oldu. Fransız komutan Abadie Gaziantep savunmasını Verdun savunmasına benzeterek "Türk Verdün'ü Gaziantep" adlı kitabında hayranlığını şöyle dile getiriyordu: "Bu muharebe Türklerin savunmadaki azim ve metanet ile çevikliğini, bununla birlikte, sokak muharebeleriyle evlerin savunma hâline konulmasındaki derecesini bir defa daha gösterdi."
On ay dokuz gün süren savunmadan sonra Antepliler teslim oldular ama düşmana değil, açlığa teslim oldular ve aynı gün Antep savunmasını yakından takip eden Türkiye Büyük Millet Meclisi 8 Şubat günü Antep'e "gazi"lik unvanı verir ve bu mücadele "gazi"lik unvanıyla taçlanmış olur.
Değerli milletvekilleri, 6.317 memleket evladı canlarını bu vatan için vermiştir. Şark Orduları Komutanı General Gouraud "Fransız ordusu Antep'e girmek için on ay dokuz gün uğraşmak zorunda kaldı. Anadolu'da bin tane Gaziantep var." diyerek inanılmazı gerçekleştiren bir avuç Antepli karşısında saygıyla eğilmişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Sayın Başkan, tamamlıyorum.
20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Anlaşması'yla son Fransız askerinin 25 Aralıkta Gaziantep'i terk edişini Gaziantepliler gururla izlerken, torunlarına bırakacakları efsanevi savunma hikâyesini noktalamış oluyorlardı. Bu öyküyü Gazi Mustafa Kemal Atatürk "'Türk'üm.' diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü, Gazianteplileri kahramanlık misali olarak alabilirler." sözüyle taçlandırıyordu.
Hem Gaziantepli olarak hem de Gaziantep Milletvekili olarak, Şahin Bey, Şehit Kamil, Karayılan ve Özdemir Bey başta olmak üzere tüm şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmetle anıyor, Gaziantepli hemşehrilerimin kurtuluş bayramını kutluyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)