GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:40
Tarih:25.12.2018

HDP GRUBU ADINA ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, bugün bulunduğu cezaevinde tecride karşı başlattığı açlık grevi eyleminin 48'inci gününde olan Hakkâri halkının iradesi, milyonların iradesi Leyla Güven'i selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Roboski katliamı olarak tarihe geçen bu katliamın Meclis gündemine gelebilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının metinde geçen "katliam" kelimesinin çıkarılmasına ilişkin olan uygulamasını burada kabul etmiyoruz ve kınamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, 2011 yılında 34 can, 34 yurttaş savaş uçakları tarafından bombalanarak katledildi. Bu katliamın üzerinden yedi yıl geçti ancak faillerin ortaya çıkarılarak yargılanması konusunda bir adım yol alınmadı. Katliamın gerçekleştiği tarihten bu yana 3 Genelkurmay Başkanı, 5 Savunma Bakanı, 7 İçişleri Bakanı, 4 hükûmet değişti; bırakın bunu, bu ülkede rejim bile değişti ama her seçim döneminde milyonlara vadedilen daha fazla adalet, daha fazla demokrasi sandıklarda kilitli kalmaya devam etti. Cezasızlık, her katliamda olduğu gibi, Roboski katliamında da vicdanlarda bir yara olmaya tabi tutuldu.

Unutanlara bir kez daha hatırlatalım ki iktidarın savaş uçakları tarafından Roboski'de, Uludere'de çoluk çocuk ve genç 34 insanımızın bombalanarak katledilmesinin üzerinden tam yedi yıl geçti. Bu süre boyunca hem partimizin hem de bugün cezaevinde rehin tutulan Sayın Ferhat Encu'nun ve Roboskili ailelerin talebi cezasızlığın son bulması, bu katliamdaki faillerin ortaya çıkarılması oldu. Bu katliamın askerî ve siyasi sorumluları yargı önüne çıkarılmadığı gibi, yaşanılan katliamda yakınlarını kaybeden ailelere yönelik baskılar ve tutuklamalar da durmadı. Katliamın faillerinin yargılanması bir yana, aksine, failler cezasızlıkla ödüllendirilirken Ferhat Encu bugün, cezaevinde rehin tutuluyor. Çünkü Ferhat Encu gerçekleri failleri koruyanların yüzlerine cesaretle haykırmaya devam etti. Roboski'de yaşayanlar yedi yıldır defalarca askerî güçlerin ve Özel Harekâtın saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. Bu katliamın failleri asker, sivil, bürokrat ve dönemin siyasi iradesi tarafından âdeta koruma altına alındı. Özel savaş politikasının bir sonucu olan bu katliamın emir komuta zinciri bilinmesine rağmen, sorumluların hiçbirinin ifadesi dahi alınmadı. Bunun için Mecliste kurulan ve çoğunluğunu AKP'li vekillerin oluşturduğu komisyonda âdeta katliamın üstünün örtülmesi için yoğun çaba sarf edildi, katliamın üstünün örtülmesi için raporlar yazıldı.

2016 yılına gelindiğinde ise iktidara yakın medya tarafından Roboski katliamını gerçekleştirenlerin 15 Temmuzu gerçekleştiren askerler olduğu söylenmiş ve iktidarın bundan sorumlu olmadığı dillendirilmişti. Hatta buradan belirtmek isterim ki dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak bir TV kanalında 15 Temmuzda darbe girişimine ilişkin açıklamalarda bulunmuş ve Roboski katliamı dosyasının yeniden inceleneceğini belirtmişti. Peki, ne oldu o günden bu yana? Roboski katliamının faillerinin yargı önüne çıkarılması bir yana, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosya hakkında görevsizlik kararı verdi ve dosya Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığına gönderildi. Savcılık ne yaptı? Savcılık takipsizlik kararı vererek katliam dosyasını rafa kaldırdı. Başka bir anlatımla, katliamın aydınlatılması için idari soruşturma yapılmış, Meclis araştırması yapılmış ve yargı devreye girmiş ancak her seferinde failler korunmuştur.

Yaşanan bunca acıdan sonra Roboski'de katledilen 34 can için Diyarbakır'da yapılan Roboski Anıtı, atanan kayyum tarafından kepçelerle, iş makineleriyle yıkılmıştır. Roboski Anıtı'nın yıkılması Roboski katliamına yaklaşımın da bir ifadesi olmuştur.

Son olarak şunu belirtmek isterim ki: Zamanaşımı olmayan, insanlığa karşı işlenen suçları yok saymak, unutturmak ya da üstünü örtmek mümkün değildir. Roboski katliamının üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin bu katliamın sorumlularını yargı önüne çıkarma ve cezalandırılmalarını sağlama, hesap sorma mücadelemizden, bunu dile getirmekten asla geri adım atmayacağız.

Saygılarımızla. (HDP sıralarından alkışlar)