GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:42
Tarih:08.01.2019

CHP GRUBU ADINA YUNUS EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz hafta çok acı bir olayla sarsıldık, Ankara Çankaya Üniversitesinde bir araştırma görevlisi arkadaşımızı, Ceren Damar Şenel kardeşimizi kaybettik. Ceren kardeşimiz görevini iyi yaptığı için, bir araştırma görevlisi olarak sınav güvenliğini layıkıyla sağlayabilmek için görevini yaparken böyle bir durumla karşılaştı, hayatını kaybetti. Bizim açımızdan bu bir görev şehididir, Ceren arkadaşımız bir görev şehididir, eğitim şehididir; karşılaştığımız durum bir eğitim cinayetidir, bir bilim cinayetidir. Ülkemizde iyi ki böyle görevini layıkıyla yapmak isteyen, bilimin yol göstericiliğinin bilincinde olan, sorumluluk sahibi yurttaşlarımız var, arkadaşlarımız var.

Değerli arkadaşlar, bizlerin de politikacılar olarak, milletvekilleri olarak görevimiz bu durumlar karşısında üzüntülerimizi belirtmekle sınırlı değil; bu olayları derinlemesine incelemek, araştırmak, bu olaylardan dersler çıkarmak, sorgulamak, toplumun önüne olumlu örnekleri bir yanıyla ama olumsuz örnekleri de koymak, bunların nasıl düzeltileceğini araştırmak, uygulamaya koymak, bizlerin görevleri arasındadır.

Bildiğiniz gibi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda, araştırma görevlileri, yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim elemanları olarak tanımlanıyor. Geçmişte ikili bir statü vardı, malum -50/d, 33/a- bu ilgili kanunun maddeleri uyarınca çalıştırılan araştırma görevlileri vardı. 2017 Temmuzunda kabul edilen 7033 sayılı Yasa'yla bir değişikliğe gidildi. Bir ölçüde daha güvenceli sayılabilecek düzenlemeyle 33/a'yla yapılan atamalar artık ortadan kaldırıldı, bütün atamalar 50/d kadrolarıyla yapılıyor ve çok temel, çok önemli bir sorun olarak orta yerde bulunuyor.

Bunun yanında, yine bu kapsamda çok önemli bir sorun, vakıf üniversitelerinde burslu öğrenci statüsüyle lisansüstü öğrencilerin çalıştırılması meselesi yani çok düşük bir ücretle kimi zaman sigortasız olarak ve araştırma görevlisinin tanımlı işleri yaptırılarak vakıf üniversitelerinde lisansüstü öğrencilerinin ücretsiz ve sigortasız olarak çalıştırıldığı bir manzarayla, bir burs karşılığında çalıştırılma manzarasıyla karşı karşıyayız.

Araştırma görevlilerinin sorunları tabii bu çalışma yaşamı, özlükle ilgili meselelerle sınırlı değil, çok temel, çok önemli bir mesele de araştırma görevlilerinin üzerindeki angarya işler ve mobbing, yıldırma faaliyetleri. Bu konuda, çok kapsamlı önemli araştırmalar var. Örneğin EĞİTİM-SEN Yükseköğretim Bürosunun yaptığı önemli bir araştırma var. Yakın zamanlarda yayınlanan önemli bir kitap var: "Ne Ders Olsa Veririz Akademisyenin Vasıfsız İşçiye Dönüşümü" Buralara baktığınızda, gerçekten Türkiye için çok çarpıcı, çok önemli sonuçlar görüyorsunuz. Bir defa, araştırma görevlilerinin bütün yüklerinin idari görevler, danışmanlıklar, gözetmenlikler, hoca ve bölümün projelerine yetişmek gibi aslında akademik uğraşın temeli olmayan ve akademisyenlikten, akademik çalışmadan lisansüstü öğrencileri uzaklaştıran, en verimli olacakları çağda onları ağır bir iş yükünün içine sokan uygulamalarla karşı karşıyayız. Araştırma görevlilerinin özel hizmetli gibi, her işi yapan insan gibi, her türlü işi yapmak durumunda kalan insan gibi bir çalışma alanında bulunduklarını görmekteyiz.

Bir diğer mesele, tabii, kadroların ehliyet ve liyakate dayalı olarak dağıtılmaması, kayırmacılık uygulamaları. Biliyorsunuz, bu yıl öğretim üyesi dışındaki kadrolara yapılacak atamalarla ilgili bir yönetmelik değişikliği oldu, orada tekrar mülakat oranı yükseltildi. Bunun yanında, üniversitelerde, tabii, araştırma görevlileri için çok temel bir mesele düşünce özgürlüğüne dair çok önemli sorunlar var. Genç araştırmacıların özellikle sosyal bilim alanlarında düşünce özgürlüğüyle ilgili çok ciddi sorunları var.

Bir önemli olayı da yine dikkatinize sunmak istiyorum: Şubat 2017'de Adana'da bir eski araştırma görevlisi Mehmet Fatih Traş intihar etti. Barış Bildirisi imzacısı olduğu için üniversitedeki asistanlık görevi uzatılmadı. Hakkında, dikkatinizi çekiyorum, hiçbir soruşturma ve hiçbir dava bulunmayan bir arkadaşımızdı. Bir psikolojik travma neticesi yaşamına son verdi.

Son olarak şunu belirtmek istiyorum: Değerli arkadaşlar, gördüğünüz gibi, Türkiye için kendi görevini layıkıyla...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakika ilave ediyorum Sayın Emre.

YUNUS EMRE (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

...yapmak isteyen, iyi yapmak isteyen bir arkadaşımızın görev şehidi olduğu bir olayın arkasından konuşuyoruz. Bizler de politikacılar olarak bu kızımıza, bu arkadaşımıza layık olmak durumundayız. Onun meslektaşlarının, arkadaşlarının sorunlarını geniş bir çerçevede rasyonel bir tartışmayla araştırmak, bulmak, kamuoyunun dikkatine sunmak, çözüm önerilerini ortaya koymak durumundayız. Bu kapsamda araştırma görevlilerinin sorunlarının araştırılması, çözüm yollarının belirlenmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması için bir komisyon kurulması, özellikle konunun paydaşlarıyla istişareler yapılarak, görüş ve öneriler alınarak ve bu kapsamda yeni yasal düzenlemeler yapılarak yükseköğretimin çok temel bir sorununun çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)