| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 08.01.2019 |
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, üniversitelerin üç temel direği vardır; bir akademisyenler yani öğretim elemanları, iki idari personel, üç öğrenciler. Neresinden bakarsanız bakın, maalesef, üniversitelerde üç ayak da ciddi sıkıntılarla karşı karşıya.
Bilimsel araştırmanın temeli araştırma görevlileridir. İyi yetişmiş araştırma görevliniz varsa bilim üretebilirsiniz, yoksa bilim üretme şansını kaybedersiniz.
Değerli arkadaşlar, araştırma görevlisinin en önemli noktası, araştırma görevlisi kendisini güvencede görüyor mu görmüyor mu? Şimdi, geçmişte iki yolla araştırma görevlisi istihdam edilirdi. 33/a kısmen daha güvenceli ve kadroda çalışan araştırma görevlileri, diğeri ise 50/d'ydi. Maalesef AKP iktidarı bizim tüm mücadelemizi, o 50/d'deki araştırma görevlilerinin 33/a'ya alınmasına yönelik mücadelemizi bir kenara koydu, tamamını 50/d'ye göre istihdam eden bir duruma getirilmiş durumda. Şu anda üniversitelerde akademisyenliğin ilk adımı olan araştırma görevliliği tamamen sözleşmeli 50/d'ye göre yapılıyor değerli arkadaşlar. Bu konuda, biraz önce de fark ettim ki bir kafa karışıklığı var; sanki hâlâ 33/a'ya göre istihdam yapılabiliyormuş gibi.
Değerli arkadaşlar, şu anda böyle bir durum yok. Peki, 50/d'ye göre alınan bir araştırma görevlisi nasıl bir pozisyonda çalışıyor? Yüksek lisans, doktorasını yaptıktan sonra tamamen kaderi rektörün iki dudağı arasında. Rektör eğer kadro ilan ederse göreve devam eder, yardımcı doçentliğe, akademisyenliğe devam eder. Eğer vermezse maalesef kapı önüne konur, yetişmiş bir eleman kapı önündedir.
Değerli arkadaşlar, araştırma görevlisinin tanımı da sıkıntılıdır. 2547'ye göre araştırma görevlisinin bir tanımı yapılır ama yanına bir cümle konur, "Bölüm başkanının verdiği her türlü görevi yapmak zorundadır." der. İşte, istediğiniz kadar tanım yapın, bunu söyledikten sonra araştırma görevlisi angaryayla karşı karşıya kalır. Verilen her işi yapmak zorunda, aksi takdirde geleceği yoktur çünkü rektörlük, biliyorsunuz, artık akademinin kendi bileşenleri tarafından yönetilen bir mekanizma değil, AKP Genel Başkanının atadığı kişiler üniversiteleri yönetiyor. Rektörler doğrudan atanıyor. Dolayısıyla, aslında maalesef siyasi yakınlık saikiyle davranmak zorundadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Toğrul, bir dakika ilave ediyorum.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.
Değerli arkadaşlar, kamu üniversitelerinde durum buyken maalesef vakıf üniversitelerinde durum daha da sıkıntılıdır. Araştırma görevlisi, öğrenciyi karşılamakla, sınav yapmakla yani verilen her türlü görevi yapmakla yükümlüdür ve hiçbir güvencesi yoktur. İşte, en son, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinde gencecik bir akademisyenin karşılaştığı durum. Maalesef, bir cani tarafından... 4'üncü sınıf öğrencisi gidiyor, kopya çektiğini tespit eden bir araştırma görevlisini, hocasını önce bıçaklıyor, arkasından, maalesef, silahla vurup ölümüne neden oluyor. Biz, burada, kardeşimize Allah'tan rahmet diliyoruz.
Değerli arkadaşlar, araştırma görevlilerinin ciddi sorunları var, ciddi problemlerle karşı karşıyalar. Araştırma görevlisi yetiştiremeyen bir ülke, maalesef, bilim üretiyorum diyemez.
Bakın, bugün, araştırma görevlilerinin kaderleri, bu kadar, rektörlüğün iki dudağı arasına bırakılmışken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Toğrul, bir dakika daha ilave edeyim, tamamlayın.
Buyurun.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - ...biz bir bilim politikasına sahibiz iddiasında bulunamayız. Türkiye'nin şu anda bir bilim politikası yok, bir teknoloji politikası yok.
Bakın, temel eğitimde şu andaki durum içler acısıdır. Fizik, kimya, matematik, biyoloji -4 temel bilim dalı- bölümlerine neredeyse eğitimden en az nasibini alan öğrenciler gidiyor, çoğu bölüm kapandı ve biz eğitimden en az nasibini almış bu kişilere hadi, buyurun, bize bilim üretin diyoruz. Bu durumdan çıkmak gerekiyor. Türkiye'nin, gerçekten, kendi bilim politikasını önüne koymaya ve neye ulaşmak istediğini gözden geçirmeye ihtiyacı vardır. Biz bu önergenin arkasında duracağız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)