| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 10.01.2019 |
METİN ERGUN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 37 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 24'üncü maddesi üzerinde, vermiş olduğumuz değişiklik teklifiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
4342 sayılı Mera Kanunu'nda mera alanları, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerler olarak tanımlanmıştır. Yani meralar kanunla hayvanlara ve hayvancılık yapanlara tahsis edilmişken, getirilmiş olan bu teklif, meralarımızı amacı dışında kullanıma açmaktadır. Bu arada şunu da belirtelim ki: Mevcut mera alanlarımızın da ıslah edilmemesinden dolayı kullanımları kısıtlıyken yeni uygulamayla kullanımları minimuma inecek durumdadır. Bu düzenlemeyle, korumak, kollamak ve en verimli şekilde kullanımını sağlamak zorunda olduğumuz meralarımız, talanın ve rantın kurbanı hâline getiriliyor. Bu düzenlemeyle anlaşılıyor ki, Hükûmetin, ağır girdi maliyetleri altında ezilen hayvancılık sektörümüzün can çekiştiği bu süreçte, bu sorunu çözmek gibi bir derdi yok. Aksine bu teklifle, can çekişen hayvancılığımıza bir darbe de yürütme marifetiyle vurulacak.
Sayın milletvekilleri, ilk olarak 1928 yılında yapılan ölçümle büyüklüğü belirlenen mera alanlarının günümüzde üçte 2'sini kaybettiğimiz, birçok uzman kuruluşun ortaya koyduğu raporlarca acı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle, on altı yıllık hükûmetleriniz dönemi meraların en hızlı şekilde kaybedildiği süreci yaşamamıza sebep olmuştur. Bu gidişat, doğal çevre konusunda endişe vericidir çünkü meraların yok olması, ekolojik dengenin bozulması birçok hayvan ve bitki türünün de yok olması anlamına gelmektedir. Bilimsel araştırmalara göre, meraların kaybı en az ormanların kaybı kadar çölleşmeyi tetiklemektedir. "Arılar ölürse insanlık da ölür." diyen Einstein'ın vurguladığı gibi, meraların varlığı arıların ve arıcılığın varlığıyla yani insanlığın ve canlı yaşamının geleceğiyle de doğrudan alakalıdır. Bu şekildeki bir gidişat sadece yurdumuzdaki doğal hayat için değil ekonomimiz için de endişe vericidir. Basit bir örnek vermek gerekirse, bugün ülkemizde hayvancılığın bitmesinde meralardaki kayıp çok etkili bir faktördür. Maalesef bundan dolayı ülkemiz hangi koşullarda yetiştiğini ve üretildiğini bilmediğimiz hayvan ve etleri ithal eder duruma gelmiştir. Hâlbuki, hayvancılığıyla öne çıkan ülkelerde meralar korunur, geliştirilir ve verimli kullanılır. Bu, sürdürülebilir tarımın ön şartlarından biridir. Meralarımızı koruyacak düzenlemeler yerine, getirdiğiniz bu teklifle meralarımızın kalan kısmının da ranta kurban edileceği üstü örtülemez bir gerçektir. 2002'den bu yana et fiyatları yaklaşık 10 kat artmış durumdadır. Peki, ne olmuştur da vatandaşımız bugün ete 10 kat daha fazla para ödemektedir? Bunun en büyük sebebi, yok ettiğimiz meralarımızın ortaya çıkardığı açık ile hazır ve pahalı yem kullanımı yani hayvancılık girdilerinin artmasıdır. Bu da doğrudan et fiyatlarını etkileyerek vatandaşımızı en temel besin maddesi olan eti tüketemez hâle getirmiştir. Yani denklem basit: Meraları yok ederseniz milyonlarca vatandaş bugün olduğu gibi çok pahalıya et tüketmek durumunda kalacaktır.
Görüşülmekte olan teklifin 24'üncü maddesi, zikrettiğim hususlar itibarıyla, yeni bir talan alanı açılmasına imkân vermektedir. Bu sebeple, bu maddeyi tekliften çıkararak "Meralarımızda jeotermal ve mineralli sular aranacak." bahanesiyle yeni çevre katliamlarına sebep olunmasına müsaade etmemeliyiz. Hükûmeti bu konuda aklıselime davet ediyor, bugünkü ucuz rant ve talan politikaları yerine doğal hayatın ve hayvancılık sektörünün geleceğini kurtaracak düzenlemeleri hep birlikte hayata geçirmeye çağırıyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)