GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:10.01.2019

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Gene bir torba, çuval, bir şey ama bir kanun var ama poşet mi, torba mı, çuval mı bilmiyorum.

Bu teklifin 26'ncı maddesi üzerinde söz aldım. Verdiğimiz önergenin reddedileceğini bilerek konuşmamızın gereksiz olduğunu düşünenler olabilir. Öncelikle şunu belirteyim ki bunlar kayda geçiyor. Gelen tekliflerde değişiklik yapacak, faydalı önergeleri kabul edecek iradeyi bu Meclis elbette bir gün gösterecektir. Bütün bu konuşmalar şimdilik bazılarına çok fuzuli gelebilir, haklı da olabilirler, nasıl olsa kanun teklifi geldiği gibi kabul edilecek. Kapsamında nelerin olduğundan daha çok, teklifi getiren iradenin talimatının yerine getirilmesinin AKP için daha önemli olduğunun farkındayız. Onun için ben biraz başka şeyler söyleyeceğim.

Birincisi, evvelki gün İstanbul Eyüp'te devlet hastanesi istinat duvarındaki çökme olayıdır. Bereket versin, ölü ve yaralı yok. Kasım ayında verdiğimiz bir araştırma önergesiyle İstanbul'daki çökme, göçük ve toprak kaymalarının önüne geçmek için alınacak tedbirleri beraberce araştıralım istedik; önergeyi reddettiniz. Bir kez daha ikaz ediyorum, İstanbul'da yapılanma her an tehlikeler arz etmektedir, mutlaka tedbir alınmalıdır.

Değineceğim ikinci konu Anayasa'nın önemiyle ilgilidir. Anayasa'nın yasama organı başkanı tarafından ihlal edilmesini çok tehlikeli görmekteyim. Bu ihlalin Cumhurbaşkanı tarafından da uygun bulunması çok daha vahimdir. Bu ihlal etmedeki ısrarı da anlamakta zorlanıyorum. Başkan Yıldırım milletvekilliğinden istifa etsin demiyoruz ki. Anayasa'nın 94'üncü maddesi Meclis Başkanı ile başkan vekillerini kapsamaktadır. Dolayısıyla Meclis Başkanlığından ayrılsın diyoruz, yerine seçilebilecek Adalet ve Kalkınma Partisi içinde mutlaka birçok milletvekili vardır.

Değerli milletvekilleri, sarayın verdiği talimat Anayasa ve yasalara aykırıysa buna uymak zorunda olmadığınız hâlde karşı çıkmadığınızı anlayışla karşılamak mümkün değildir.

Sırası gelmişken saray ile külliye konusuna da bir açıklık getirmek istiyorum. Saraya "külliye" demediğimiz için bizi eleştirdiniz, "külliye" dememizi istiyorsunuz. Türk Dil Kurumunun sözlüğüne baktım, gördüklerime çok şaşırdığımı sizlerle paylaşmak istiyorum çünkü bu sözlükte külliyenin tanımı değişmiş. Önceleri, "Bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurulmuş medrese, imaret, sebil, kitaplık, hastane vb. yapıların bütünü" yazıyorken şimdi "Belli bir idari, ekonomik, kültürel ve sosyal amaca yönelik çeşitli kuruluşların toplu bir biçimde bulunduğu yer." olarak yeniden düzenlenmiştir. Bu yeni tanıma uymayan İstanbul'daki külliyelere ne diyeceğimizi de söylerseniz memnun oluruz. Külliyenin tanımını değiştirerek saraya bir keramet yüklenmesi oranın itibarını artırmaz, itibarını artıracak olan yapılacak iyi işler olmalıdır. İyi işler yapabilmek için yüksek seviyeli ve sorumluluk şuuru olan danışmanlar görev yapmalıdır.

Evvelki gün burada Cumhurbaşkanının kendisine danışmanlar atayabileceğini ama yeni atanan genç bir kadından hangi konularda neyi danışacağını merak ettiğimi söylemiş, AKP sıralarından tepki almıştım.

Şimdi sizlere bu danışmanlık konusunda bir paragraf sunacağım. Bunu edebiyat tarihçisi merhum Nihad Sami Banarlı'nın "Devlet ve Siyaset" adlı kitabının 19'uncu sayfasından aldım, o da ünlü Selçuklu Veziri Nizamülmülk'ten aldığını belirtmiş. Diyor ki: "Devlet büyükleri, kendilerine müşavir seçtikleri ilim, fen, sanat ve siyaset adamlarının değerleri ve büyüklükleri ölçüsünde büyüktür. Büyükler, çevrelerine memleketlerinin ahlak, fazilet, sanat, kültür ve iman adamlarını toplayıp işlerini onlara danışmazlarsa muvaffak olamazlar. Bu çeşit müşavirlerinse "Evet efendimiz." diyenleri değil 'Yanlış yapıyorsun! Doğrusu böyledir, çünkü... ' diyebilenleri makbuldür...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - ... Memleketlerinde dalkavukluğu ve riyakârlığı sanat hâline koyduranlar büyüklerdir. Tarih, dalkavuklardan hoşlanmayan pek nadir büyüklerin devrinde rahat etmiştir."

Saray ve külliye, şu anda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının görev yaptığı yerdir. Tanıdıklara veya aile yakınlarına iş bulma kurumu değildir. Şimdi tekrar soruyorum: Bu genç kadın Türk milletinin hangi sorunlarına çözüm üreteceği, fikir vereceği için danışman yapılmıştır?

Bir de önemli beklentim vardır: Bu danışmanın görevine son verilene kadar sosyal medyada dolaşan örf ve ananelerimize uygun olmayan görüntülerin acilen silinmesi gerekmektedir.

Gereğinin yapılacağını umar, saygılar sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)