GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu'nun 37 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 26'ncı maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:10.01.2019

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Efendim, bir açıklama ihtiyacı hasıl oluyor yani gerçekten iddiaların tümünü reddediyoruz. Birbiriyle uyumsuz, tenakuz içerisinde, çelişik, hakikaten gerçeği yansıtmayan bir yaklaşım sergilendi.

Öncelikli olarak bunu birkaç kere bu hafta boyunca yasama faaliyetlerinde ifade ettim. Anayasa'nın 94'üncü, Siyasi Partiler Kanunu'nun 24'üncü maddesi ve Mahallî İdareler Seçimi Kanunu'nun 36'ncı maddesi, çok açık bir şekilde -tutanaklardan bakılabilir- hepsi 1982, 1983 ve 1984 tarihli mevzuat. Bir mevzuatı bütüncül olarak ele almak gerekir. Filin sadece bacağına bakarak, "Aa sütunmuş." diyerek tarif edilmez; filin bütününü görmek gerekir tanımlayabilmek için, mevzuatın da bütününe bakmak gerekir. Bu, açık, bedihi; bugün de izah ettik, anlattık.

Saray, külliye meselesiyle ilgili olarak, "kül" dediğimiz külliye; "kül" toplam, bir bütün.

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Tarifi söylüyorum.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Sonuç itibarıyla, Türk Dil Kurumu "külliye" kavramını doğru bir şekilde ifade etmiş yani "saray" denmeyen bir idari yapıya saray...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Toparlayacağım.

BAŞKAN - Lütfen, rica ediyorum.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bakın, ama biz grup adına hiç konuşmuyoruz. Bu suçlamaları nezaketle açıklama cihetiyle de anlatamazsak o zaman meramımızı da anlatamamış olacağız.

BAŞKAN - Biliyorum, o yüzden söz veriyorum.

Buyurun.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Dolayısıyla bakınız, açıklama ihtiyacı hissettiğim zaman açıklama yapıyorum. Sonuç itibarıyla...

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Söz alın, kürsüden konuşun Sayın Akbaşoğlu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Oraya çıksam daha da uzayacak çünkü sataşmadan dolayı iki dakika almam gerekecek ama ben açıklama yapıyorum.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Hiçbir mahzuru yok, hiçbir mahzuru yok.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Şöyle: Sonuç itibarıyla "saray" kelimesi... Milletin sarayları var, adalet sarayları var, onlar saray olarak ifade ediliyor, hepsi milletin. Türkiye Büyük Millet Meclisi de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de milletin ve resmî ismi var; meşru, İmar Kanunu'na göre yapılmış, devletin hizmet ürettiği bir yer, idari merkez. Bir devletin kendi idari merkezini küçümsemeye, tahfif etmeye, tezyif etmeye yönelik anlayış nasıl kabul edilebilir ki? Bunu hakikaten, kamuoyunun vicdanına sunuyorum.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.