GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 25 KASIM EDİRNE?NİN KURTULUŞ YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:29
Tarih:27.11.2012

KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 25 Kasım Edirne'nin kurtuluşu nedeniyle söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, geçen hafta 17-27 Kasım günleri arasında Edirne ve ilçelerimizin, Uzunköprü, Keşan, İpsala, Enez, Havsa, Meriç, Lalapaşa ve Süloğlu'nun kurtuluş günlerini kutladık ama buruk kutladık. 11 Ekim 1922 Mudanya Mütarekesi sonrası Meriç Nehri'ne kadar boşaltılan Trakya'mız yirmi yedi aylık Yunan işgalinden ulusal Kurtuluş Savaşı'mız sonucu yeniden özgürlüğüne kavuştu. Bu bölgemiz kurtuluştan önce, doksan yıl içerisinde Bulgarlar, Ruslar ve Yunanlılar tarafından dört kez işgal gördü. Bu bölge halkı zulümler gördü, ölümler gördü, on binlerce şehit verdi, esaret ve göçleri yaşadı. Bu nedenledir ki Trakya halkı, Rumeli halkı, Edirneliler özgürlüğün ve bağımsızlığın bedelini ağır ödediklerinden kıymetini de farklı bilirler. Ancak, 1922 kurtuluş günlerinden bu yana coşkuyla kutlanan bayramlar, kurtuluş günlerimiz ne yazık ki artık yok. Yeni düzenlenen millî bayramlar yönetmeliği uyarınca diğer ulusal bayramlarımız gibi kurtuluş bayramlarımızın da kutlanması alanlardan, meydanlardan okulların konferans salonlarına sıkıştırılmış, resmigeçit törenleri ve fener alayları yasaklanmıştır.

İmparatorluğun derinliklerinden gelen kültürü ile özgürlük ve bağımsızlığın anlamını içselleştirmiş, cumhuriyet değerleriyle yoğrulmuş, çok kültürlülüğün zenginliğini yaşayan, Atatürk'ümüzün değerlerini yaşamanın ve yaşatmanın gururunu taşıyan, Mondros Mütarekesi'nden sadece üç gün sonra Kuvayımilliyenin ilk çoban ateşini Edirne yakınlarındaki Kuleli köyünde samanlıkta yakan, burada Trakya ve Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin temellerini atan Trakyalılar kurtuluş bayramlarını yaşayamamışlardır. Halkımız her yıl olduğu gibi bayram sevinciyle yollara düşmüş, bayram yerlerine koşmuştur ancak her yıl coşkuyla yapılan, kızı kızanı, çoluğu çocuğu, yaşlısı, genci, esnafı, memuru, tüccarı coşkuyla katıldığı resmigeçit törenleri ve bayramlardan yoksun bırakılmıştır.

Bakınız, bu hafta tören alanında karşılaştığımız yaşlı bir teyze "Evladım, ben yetmiş yıldır bayramı kutluyorum. Bunu da mı elimizden alacaklardı?" diye soruyor. Bir başka yaşlı teyzemiz kızına "Hadi, bayrama gitmiyor muyuz?" diye sorduğunda kızının "Anne, bayram yasaklandı, artık bayram yapılmıyor, kurtuluş bayramı yapılmıyor." demesi üzerine hüngür hüngür ağladığını, bayram yerlerine tabureleriyle gelen insanlarımızın buruk bir şekilde taburelerini toplayıp evlerine dönmek durumunda olduklarını, hüzün içinde evlerine döndüklerini, Edirne'de geçen hafta derin bir hüznün var olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum sayın milletvekilleri.

Değerli milletvekilleri, yeni nesillere kurtuluş bilincini, özgürlüğü, bağımsızlığı anlatabildiğimiz en önemli günler olan ulusal bayramlarımızı yasaklayarak AKP İktidarı ne beklemektedir, neyi hedeflemektedir? Bu toprakların öz kültürel, ulusal değerleri için neleri erozyona uğratmaktadır? Bu toprakların insanlarının emperyalistlere karşı verdikleri mücadeleye, özgürlük bağımsızlık bilincine karşı Vahabi kültürünün itaatkâr, biatkâr, bağnaz, skolastik anlayışının hâkim kılınmasına yönelik girişimlere Edirne halkı, Trakya halkı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da izin vermeyecektir. Edirne'nin aydın, çağdaş değerlerin kıymetini bilen, cumhuriyet değerlerine sahip çıkan insanları bu değerlere yılmadan sahip çıkmaya devam edecektir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Değirmendereli.