GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:46
Tarih:16.01.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Efendim, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bildiğiniz üzere, 1983 yılında Türkiye'de ödemeler dengesinin cari işlemler tarafı liberalleştirildi. İthalat, ihracat, görünmeyen işlemler devletin kontrolü altından, yine devletin kontrolü altında ticari bankalarımıza ve özel sektöre devredildi. Arkasından, 1989 yılında ödemeler dengesinin sermaye hareketleri tarafı da liberalleştirildi ve o günden bugüne sermaye hareketlerinin ülkemize girişi ve çıkışı yine devletimizin ilgili birimlerinin kontrolü altında serbest.

Ödemeler dengesi, Türkiye'de yerleşikler ile yurt dışındaki yerleşikler arasındaki işlemleri çift kayıt sistemiyle takip eden bir ekonomik veri seti. Buradan hareketle son yıllarda, özellikle son iki üç yılda ülkemizden sermaye çıkışlarının giderek hızlandığını, sermaye girişlerinin azaldığını görüyoruz. Ülkemize giren sermaye ve ülkemizden çıkan sermaye dediğimizde tabii bunlar yeknesak değil, bunların alt bileşenleri var. Bunlardan bir tanesi, yurt içinde yerleşiklerin yurt dışına ihraç ettikleri, oralarda iş kurmak, fabrika satın almak üzere doğrudan sermaye ihraçları; yine yurt içinde yerleşiklerin yurt dışındaki menkul kıymetleri almak üzere yurt dışına gönderdikleri paralar; öbür taraftan, yurt dışında yerleşiklerin ise Türkiye'ye gönderdikleri, bizim ithal ettiğimiz, onların ihraç ettikleri sermaye, yine doğrudan yabancı sermaye yatırımları, portföy yatırımları, bankalarımızın yurt dışından aldıkları sendikasyon kredileri ve özel sektörümüzün aldıkları krediler. Bütün bunların toplamı ülkemizdeki cari açığın finansmanında kullanılan enstrümanlar olarak karşımıza çıkıyor.

Cari açığının finansmanı yönünden kalitesine baktığımızda 2003 yılından 2006 yılına kadar önemli bir düzelme olduğunu görüyoruz. Cari açığın önemli bir kısmını doğrudan yabancı sermaye yatırımları şeklinde ülkemize gelen paralarla, sermayeyle finanse ettiğimiz ortaya çıkıyor, görülüyor fakat son zamanlarda -buradan da kastım özellikle 2014'ten sonraki dönemde- ülkemizden önemli miktarda -trende baktığımızda- sermaye çıkışı var. Bu sermaye çıkışının iki önemli nedeni olabilir. Bunlardan bir tanesi, bizim şirketlerimizin de uluslararası piyasalardaki olanaklardan, imkânlardan yararlanarak, sermaye götürdükleri ülkelerde köprübaşı tutarak orada Türkiye'nin yapacağı ihracatı daha kolay hâle getirmek, daha da artırmak ve dolayısıyla Türkiye'nin kazancını artırmak açısından olabilir ki bu, son derece desteklenmesi gereken doğru bir tutumdur.

İkinci bir husus ise Türkiye'deki sermayenin içeride birtakım idari sıkıntılarla, hukuki sorunlarla karşılaşmış olması veyahut da ileride karşılaşılacağı düşünülen sorunlardan hareketle, güvenin kaybolması ve bu kaybolan güvene bağlı olarak başının çaresine bakıp, kendisini daha güvenli hissedebileceği yerlere sermayesini çıkarıp, oralardan Türkiye'deki varlıklarını yönetmesi ve idare etmesi olabilir. Ki benim şahsi kanaatim, son, 2014 yılından sonra olan budur ve Türkiye burada kan kaybediyor.

Rakamlara baktığımızda, özellikle 2018 yılının ilk on ayında Türkiye'ye giren yabancı sermaye ile Türkiye'den çıkan yabancı sermayenin oranına baktığımızda son dört yılda artan bir oran var bunu oranladığımızda; şu anda bu oran 35,9. Bunun arkasında yatan şey, Türkiye'de bence hukuka olan güvensizlik, iş yapış tarzlarının ileriye yönelik olarak güven telkin etmemesi ve dolayısıyla sermaye sahiplerinin, mülkiyet hakları konusunda edindikleri endişeler. Bu endişelerden dolayı sermaye ülkeyi terk ediyor. Biraz önce söyledim, bunun iki nedeni olabilir. Şu anda birinci nedenden ziyade ikinci neden son derece baskın görünüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın lütfen Sayın Yılmaz

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Ve bunun çıkış yolu da şu: İlgili, yurt dışında bir şirket kuruyor, kurduğu şirketi, kendi sermayesini güya yabancının gelip Türkiye'de var olan bir fabrikayı satın alması veyahut da yeni bir yatırım yapması gibi o kurduğu şirketi Türkiye'den sermaye ihraç ederek satın alması ve bu satın alma sonucunda da Türkiye'deki varlıklarını yurt dışına transfer etmesi. Şu anda basında olanı biteni benim okuduğum kadar sizler de okuyorsunuz ve görüyorsunuz. Dolayısıyla Türkiye'deki büyük holdingler Türkiye'den kaçıyorlar ve kaçarken de borçlarını Türkiye'nin üzerine bırakarak gidiyorlar. Gıda sektöründe faaliyet gösteren bir şirket bugün Türkiye'de önemli istihdam sağlıyor ama hangi açıdan bakarsanız bakın, yaptığı sermaye hareketleri sonucunda geldiğimiz nokta, bu şirket bir İngiliz şirketine dönüştü ve dolayısıyla Türkiye'deki yatırımları İngiltere'nin Türkiye'deki yabancı sermaye yatırımlarına dönüştü. Türkiye'de büyük işletmeler, büyük holding sahipleri bu yolu deniyorlar. Bunun da nedeni dediğim gibi ülkeye olan güvensizlik. Bu güvenin ortadan kalkması ve dolayısıyla bu tür işlemlerin niçin yapıldığının ortaya çıkarılması ve buna bağlı olarak hepimizin dikkatini çeken ödemeler dengesindeki net hata noksan dediğimiz kaynağı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bağlayınız Sayın Yılmaz.

Buyurun.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - ...belirsiz dediğimiz bu paraların da gerçekten nereden, nasıl geldiğinin ortaya çıkarılması için bu önergeyi verdik. Dolayısıyla bu önergeye, 2002, 2003, 2004, 2005-2014'e kadar olan bu başarılı döneminizin üzerine gölge gibi düşen bu olayın aydınlanması için destek vermenizi istiyoruz. Çünkü bu, hayati bir mesele.

Teşekkür ediyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)