GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:46
Tarih:16.01.2019

BEDRİ SERTER (İzmir) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

37 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 53'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Milletvekili olarak görev yapmaya başladığım günden beri bu Genel Kurulda yaşadığım şaşkınlıkları anlatamam. Bunlardan biri de şu an tartıştığımız torba kanun. Senelerdir yönetimlerinde ve icra makamlarında bulunduğum İzmir'in odalarının ve borsalarının yüce Meclise kıyasla çok daha profesyonel bir yapıya sahip olduğunu görmekten büyük rahatsızlık duyuyorum.

Uzmanlarıyla aylarca konuşulması gereken bunca konunun tek bir torbaya sığdırıldığı bir Meclis gündemiyle hiç karşılaşmadım. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu Meclisini bu kadar amatör bir hâle getirmeye hiçbirimizin hakkı yoktur. Başka ülkelerde şu 71 madde günlerce konuşulur ve tartışılırdı. Çok ciddi bir örnek, Brexit sekiz gün tartışılmış ve 200 konuşmacıyla ancak İngiltere sonuca varmış.

Evet değerli milletvekilleri, sarayın çok sevdiği "ödenek" kelimesinin geçtiği bir madde üzerinde daha konuşuyoruz ve bu torba kanunun en kritik maddelerinden biri. Bu madde, belediyelerin ihtiyaç duydukları yatırım nitelikli projelerin gerçekleşmesi amacıyla saraya bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığı bütçesine belediyelere yardım ödeneği konulmasını öngörüyor. Her ne kadar AKP bu maddenin gerekçesini bu kürsüden "Belediyelere hibe vereceğiz." diyerek savunsa da biz bu maddenin düpedüz bir siyasi rüşvet maddesi olduğunun herkes gibi çok farkındayız.

Bu yardım ödeneğini kullanmaya yetkili kim peki? Tabii ki Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı. "Durmak yok, yola devam" diye boşuna demiyorsunuz. Doğru, durmak yok, Varlık Fonu'yla para toplamaya devam, tek adam iradesiyle hesapsız para dağıtmaya da devam. Zamanlama ise manidar. Seçime kaldı iki buçuk aydan az bir müddet, AKP'li Cumhurbaşkanı tek imzayla ve dilediği kadar para ve göz boyama yatırımlarıyla seçim kazanmayı planlıyor. Bunu yaparken belediyeler arasında "seninki, benimki" ayrımcılığının yapılmayacağını düşünmek aklımızla alay etmek demektir. Sözünü ettiğimiz bu yetkinin de Cumhurbaşkanına verilmesi biliyoruz ki Anayasa'ya aykırı. Bir de AKP olarak bugüne kadar yaptıklarınıza bakınca hepten çelişki dolu. Bugüne kadar ne yaptı AKP? Belediyelerin alması gereken vergileri belediyelere vermedi. Son çıkarılan imar barışı kanunuyla da yerele ayrılması gereken kaynakları zaten merkeze aktardı. Neden? Çünkü hazinede para kalmadı, AKP iktidarı hazineyi de sömürmekte. En önemlisi, kendinden olmayan belediyelere resmen el koydu. Kendi belediye başkanlarını bile görevden aldı, sorgu sual yok. Bugün ne yapıyor? Para da vermeyerek olduğu gibi güçlerini ellerinden almaya çalışıyor. Parayı da tek adam sınırsız yetkiyle dağıtacak. Hangi belediyelere ne kadar dağıtılacağı belli değil. Halkın iradesini her geçen gün yok etmeye devam ediyorsunuz, sonra da demokrasi havarisi gibi geçiniyorsunuz. Seçime ne gerek var? Belediye başkanlarını da atayın geçin, bizi uğraştırmayın o zaman. Ama siz de çok iyi biliyorsunuz ki Türk halkı demokrattır, akıllıdır, özgürlüklerine sahip çıkar, seçme ve seçilme özgürlüğünü gasbetmenize hiçbir şekilde izin vermeyecektir. (CHP sıralarından alkışlar)

On yedi yılda Türkiye'yi öyle bir hâle getirdiniz ki ne hazinede para bıraktınız ne de planlanacak bir devlet bütçesi. Elde olmayan kaynaklarınızla suni kahramanlıklar yapıp Türk halkını kandıracağınızı zannediyorsunuz ama artık Türk halkı bu seçimde "Yetti gayrı!" diyecek size ve on yedi yıldır size verdiği yetkileri 31 Mart seçimlerinde elinizden alacak. Çünkü halk sizin geldiğiniz noktayı görüyor, bastonsuz bile yürüyemeyecek hâldesiniz.

Bugün bildiğimiz tabloyu özetlemek gerekirse, bugüne kadar iyi kötü Sayıştay tarafından denetlenen "Maliye Bakanlığı" denilen kurumun altına bombayı koydunuz, tertemiz ettiniz, "Hazine ve Maliye Bakanlığı" adı altında oluşturulan yapıyı tam bir aile şirketi hâline getirdiniz ve bugün, Ağustos 2018'de belediyelerin ve il özel idarelerinin bütçelerine dair Hazine ve Maliye Bakanlığına verilen yetkilerin tümünü bu maddeyle AKP Genel Başkanına bağlıyorsunuz.

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın sözlerinizi Sayın Serter.

BEDRİ SERTER (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Bunlar bildiklerimiz, gördüklerimiz; bilmediğimiz ise o kadar çok şey var ki.

Soruyorum: Türk halkına ait olan bütçenin kasasının anahtarının nerede olduğunu aranızda bilen var mı? Yoksa sadece aile şirketinin mensupları mı biliyor? Bu madde tam bir "Ya Allah'ınsın ya benim." maddesi. Buna itirazı olan var mıdır? "Benden yana olmazsan hizmet de yok, para da yok." Bu nasıl bir anlayıştır?

Yerel seçimler kapıya geldi. Şunu bilin ki 31 Mart akşamı yine İzmir Marşı'yla Kordon'u inleteceğiz; seğmenlerle, Ankara halkıyla Kızılay Meydanı'nda özgürlük şarkıları söyleyeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Türkiye'nin her yerinden, her kültüründen insanımızın yaşadığı İstanbul'umuzun İstiklal Caddesi'nde zeybek, horon, halaylarla halkımıza barış getirmek için yollara düşeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Halkın içinden, halkı temsil eden belediye başkanlarımızla batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine ülkemizin her yerine huzur ve mutluluk dağıtacağız.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)