| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 46 |
| Tarih: | 16.01.2019 |
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Torba yasanın 54'üncü maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Aziz milletimizi ve yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Söz konusu madde Dışişleri Bakanlığımızı ilgilendiriyor. Sayın milletvekilleri, Trump'ın Türkiye'yi tehdit eden küstah "tweet"ine sadece üzüntüsünü dile getiren, Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde "Nota verin." dediğimizde "Ne notası, müzik notası mı?" diyerek âdeta Türkiye'nin onuruyla dalga geçen, Barzani'nin bayrağını Atatürk Havalimanı'na asıp sözde bağımsızlık referandumuna göz yuman, YPG'nin başındaki ismi Türkiye'de kırmızı halıyla karşılayıp lahmacunlarla besleyen, Şam'da cuma namazı hayali kurup 4 milyon Suriyeliye Türkiye'nin kapılarını açan, Süleyman Şah Türbesi'ni arkasına bakmadan kaçıran, bayrak dikmeyi televizyonlarda sadece reklam programlarına veren, bir taraftan Filistin için ağlarken diğer taraftan İsrail'le iş tutan AKP'nin iki yüzlü dış politikası için ben ne söyleyebilirim? (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Buradan şunu da peşinen söylemek isterim ki: Bayrak dikmek öyle televizyonlara reklam vererek olmaz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi gidip kurtardığın yere dikilir bayrak. Şunu da söylemek isterim ki: Hiçbir egemen güç Türkiye'ye ayar veremez, Türkiye'yi tehdit edemez.
Değerli milletvekilleri, ben bugün FETÖ, AKP'nin gözünde muhterem hoca efendiyken Kayseri'de vatandaşa yaşatılan dramı ve AKP'nin muhterem hoca efendisi FETÖ olduğunda yine Kayseri'de vatandaşlara yaşattıkları dramı anlatmak istiyorum. Ben bugün FETÖ Kayseri'de üniversite kurmak isteyince "Kayseri'de FETÖ'ye 1 kuruş arsa vermedim, menfaat sağlamadım." diyerek televizyon televizyon gezenlerin, vatandaşın elinden evini, arsasını nasıl alıp da FETÖ'ye verdiklerinden bahsetmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, FETÖ üniversite kurmak isteyince vatandaşın Talas'ın Kertmelik Mahallesi'ndeki konutlarına ve arsalarına göz koyar. Orada yaşayan sakinlerin tüm itirazlarına rağmen siyasi baskı kurularak zorla konutları ve arsaları ellerinden alınarak Burç Eğitim Vakfına devredilir. Karşılığında ise bu yurttaşlar Talas'ta Anayurt Mahallesi'ndeki konutlara yerleştirilir. Gün gelir ortaklık bozulur, 15 Temmuz hain darbe girişimi gerçekleşir, Burç Eğitim Vakfının tüm mal varlıklarına el konulup Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilir. Şimdi bu vatandaşlara "Tapunuzu almamışsınız, oturduğunuz konutlar da Burç Eğitim Vakfına ait, bu vakfın mal varlıklarına da el konuldu, derhâl evinizi boşaltın." deniliyor. Yani, sonuçta, FETÖ muhterem hoca efendiyken vatandaşın elinden Kertmelik'teki evini, arsasını alıp FETÖ'ye verdiniz, muhterem hoca efendi "FETÖ" olduğunda da vatandaşın Anayurt'taki evini devlet olarak siz alıyorsunuz. Burada vatandaşın suçu ne? FETÖ'ye aşkınızın da, kavganızın da bedelini vatandaşa ödetiyorsunuz. Yani, FETÖ'yle iş tutan siyasi iktidar ama bedelini ödeyen her koşulda vatandaş oluyor. Vatandaşın bu sorununu derhâl çözün, mağduriyetini giderin.
Değerli milletvekilleri, hani, sık sık, yeni bir devlet kurulmuşçasına, "yeni ve eski Türkiye" kıyaslamasını yapıyorsunuz ya, ben size AKP'nin yeni Türkiye'sinde Kayseri'de bir vatandaşımızın yaşadığı dramı anlatmak istiyorum. Zekeriya Şerefoğlu "özgül öğrenme güçlüğü" tanısı almış evladıyla birlikte TEİAŞ 11. Bölge Müdürlüğü lojmanlarında yaşıyor bu vatandaş. Çocuğunun engelli raporu bu. "Özgül öğrenme güçlüğü" almış. Zekeriya Şerefoğlu, engelli çocuğu olduğu için, resmî yazıyla, oturduğu devlete ait lojmandan çıkarılıyor. Evet, yanlış duymadınız, bir kez daha tekrarlıyorum: Zekeriya Şerefoğlu isimli vatandaşımız, oturduğu lojmandan, hem de resmî yazıyla kovuluyor. İşte, devletin resmî yazısı da, kovduğu yazı da bu sayın milletvekilleri. İşte, AKP'nin yeni Türkiye'si bu, AKP'nin yeni Türkiye'si Zekeriya Şerefoğlu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Arık.
ÇETİN ARIK (Devamla) - Bu topraklar, Mevlâna'nın, Hacı Bektaş-ı Veli'nin, Yunus Emre'nin, Atatürk'ün sevgi tohumlarıyla yoğurulmuş topraklar. Bu topraklarda AKP'den önce, sizden önce hoşgörü vardı, komşuluk vardı, anlayış vardı, kutuplaşma yoktu, ötekileştirme yoktu, yok sayma yoktu. İnsanlar birbirlerine yardım etmeyi, müşküllerini gidermeyi görev bilirlerdi.
Şimdi, empati yapmanızı istiyorum sayın milletvekilleri: Yuvanızdan engelli çocuğunuz nedeniyle çıkartılmanız durumunda siz olsanız ne yaparsınız? Ne yaparsınız, sayın müftüm, siz olsanız? Devleti, vicdanı, hayatı sorgulamaz mısınız? Eminim ki sorgulayacaksınız. Bu vatandaşımızın çocuğu "özgül öğrenme güçlüğü" tanısı almış bir çocuk. Belki birazdan çıkıp engelliler için neler yaptığınızı, kaç lira harcadığınızı açıklayacaksınız ama yaşadığımız gerçek Zekeriya Şerefoğlu'nun yaşadığı gerçek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÇETİN ARIK (Devamla) - Çok özür diliyorum, toparlamak üzereyim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Çok önemli bir konu Sayın Başkan, açıklasın.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Arık, bağlayın sözünüzü.
ÇETİN ARIK (Devamla) - Zekeriya Şerefoğlu'nun lojmandan çıkartılmasının nedeni: Özgül öğrenme güçlüğü olan oğlunun top oynarken cam kırması, komşunun oğlunun bisikletine binmesi, çocukların birbiriyle kavga etmesi.
Ben buradan Zekeriya Şerefoğlu'nu lojmandan atan bölge müdürüne seslenmek istiyorum: Siz hiç çocuk olmadınız mı sayın müdür? Siz hiç arkadaşınızın bisikletine binip, çektiğiniz topla cam kırmadınız mı? Siz hiç sudan sebeplerle yaşıtlarınızla kavga edip beş dakika sonra barışmadınız mı? Bu zalimlik, bu hoşgörüsüzlük, bu vicdansızlık niye? Buradan ilgililere sesleniyorum: Yaşanan bu mağduriyeti derhâl giderin.
Hepinizi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)