| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 46 |
| Tarih: | 16.01.2019 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yap-işlet-devret modeliyle devletin kasasından şirketlere ödenen miktarlar 2017 yılında 9,7 milyar lira, 2018 yılında ise 15 milyar lira olmuştur. YİP modeli ekonomiyi adım adım bataklığa sürüklemektedir.
21 Şubat 2018 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Aydın-Denizli Otoyolu Projesi, yap-işlet-devret modeli kapsamında yapılan bir ihaledir. İhale 3 kez ertelenmiş, en sonunda 27 Kasım 2018'de gerçekleşmiştir; 17 istekli şartname almıştır, 2 teklif gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, bir saptama yapmak istiyorum: Antalya'dan İzmir'e daha hızlı, ekonomik ve çevreci ulaşımın alternatifi bu otoyol değil, aslında bir demir yolu hattıdır. İlla da kara yolu hızlandırılacaksa yeni bir otoyol yapmadan önce, yerleşim birimlerini transit geçen çevre yollarının yapılması gerekir diye düşünüyorum. Ayrıca, bu proje bu hâliyle Aydın'da yüzlerce dönüm tarım arazisini de yok etmektedir.
Bir başka önemli nokta ise otoyolda öngörülen ücrettir. Aydın-Denizli otoyolunun yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirileceği ve otoyol kullanımının otomobil ve kilometre bazında 5 avro olarak ücretlendirileceği açıklanmıştır. Bugünkü kurdan 5 avronun karşılığı yaklaşık 32 liradır ve bu fiyat, açık ve net, fahiş bir fiyattır çünkü ortalama otomobilin kilometrede yakıt harcaması 30-35 kuruştan başlamaktadır. Aydın-Denizli arasında otoyol parası bugünkü kurla 53 lirayı bulacaktır. Bu hesap bugünün kurudur. Peki, ya kur artarsa, yakıt parası, o kadar otoyol parası verecek müşteriyi nereden bulacaktır bu projede?
Değerli milletvekilleri, peki, vatandaş, fiyatı fahiş olan otoyolu kullanmaktan kaçınırsa ne olacaktır? Bunu anlatmak lazım. Yap-işlet-devret kapsamında görevlendirilecek konsorsiyuma gelir garantisi verilmektedir, bunun cevabı budur. Aydın-Denizli otoyolunda da bir Osman Gazi Köprüsü, bir üçüncü köprü, bir Avrasya Tüneli rezaleti yaşanacaktır. Yeni yoldan geçen de geçmeyen de bu yola para ödeyecektir, sonuç budur.
Bakınız, geçen kasım ayında yapılan ihalede en iyi teklif Bergiz İnşaat-Arda Mühendislik ortaklığının on yedi yıl on bir ay on bir gün işletme süresi ve 6 milyar 866 milyon 532 bin TL'lik teklifi olmuştu. Aydın-Kuyucak için çift yönde 35 bin otomobil/eş değer gün hesaplanmış durumda yani yılda 12 milyon 775 bin adet otomobil geçecek. Kuyucak-Denizli için ise 32 bin otomobil/eş değer gün hesaplanmış yani yıllık 11 milyon 680 bin otomobil geçecek. Cahit Vekilim ne güzel dinliyor, kendisi Denizli Milletvekili, grup başkan vekili, o yollardan geçecek, bu hesabı da iyi dinlerse belki engeller. (CHP sıralarından alkışlar)
Sonuç olarak Karayolları, Aydın-Denizli otoyolunda toplam 91 milyon 158 bin avro garanti ediyor arkadaşlar. Bu pahalı bir yatırım ortaya koyuyor çünkü buradan 168 kilometrelik Aydın-Denizli otoyolunun her kilometresinin maliyetinin 40 milyon TL olduğu gibi bir sonuç ortaya konuyor.
İkincisi, yatırımcı bu yatırımı üç yıl içinde gerçekleştirecek, bu üç yıl içinde de bugünkü kurdan yaklaşık 1 milyar avroya denk gelen yatırımı avro cinsinden daha da düşecektir. Ancak yatırımcı geçiş ücretlerini avro üzerinden tahsil etmeye devam edecektir. Sonuçta kur kaynaklı yük hem vatandaşın hem de hazinenin üstüne kalacaktır; sadece Aydın Vekili Süleyman Bülbül'ün üzerine kalmayacaktır, Denizli Vekili, Grup Başkan Vekili Cahit Vekilin de üzerinde kalacaktır farklı partilerde olsak dahi.
Üçüncüsü ise 1 milyar avroluk yatırıma 1,64 milyar avro gelir garantisi tamamen yanlıştır.
Dördüncüsü, en önemlisi ise Karayolları Genel Müdürlüğünün 2016 ve 2017 ulaşım verilerine baktığımızda -aynen arkadaşlar, veriler bunlardır- bu verilere göre o yollardan şimdi kaç aracın geçmiş olduğu hesaplanmıştır. Baktığımızda, Aydın-Kuyucak arası kesimdeki en yoğun trafik günlük ortalama 16 bin otomobil olmak üzere 22.500 civarındadır şu anda. Yani günlük 35 bin araç garantisinin gerçekleşmesi trafiğin geçmişi ve durumu açısından mümkün değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Bülbül, buyurun.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Gerçekte günde 22.500 araç, 8 milyon 212 bin 500 araç yapıyor. Tahmin edilen, belirtilen, garanti edilen 35 bin araç ise 12 milyon 775 bin yapıyor. Bu hesaba göre 4 milyon 562 bin 500 aracın parasını kim ödeyecektir arkadaşlar? Her yıl taahhüt edilen, garanti edilen 150 milyon TL'lik garanti kısmı kimin kasasına girecektir? Bu yap-işlet-devret modeli değil yap-işlet-soy modeli anlamındadır. (CHP sıralarından alkışlar) Devlet yolunu hiçbir aracın kullanmayacağını, tüm araçların bu otoyolu kullanacağını farz etsek bile garanti gerçekleşmeyecek, garantinin yarısını devlet ödemek durumunda kalacaktır.
Sonuç olarak, bu yola her yıl acelesi olan vatandaş 45-50 milyon avro ödeyecek, hazine de bir o kadar gelir garantisi ödeyecek. Kısaca bu iş irrasyoneldir, bu iş olursa yine vatandaşın cebinden geçmediği yolun parası alınacaktır arkadaşlar.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)