GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:46
Tarih:16.01.2019

KANİ BEKO (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin ilgili maddesiyle merkezî yönetim tarafından belediye sınırları içerisinde belediyelerin görev alanlarında kalan teleferik, metro ve şehir içi raylı sistem gibi yatırımların maliyet bedeli üzerinden mülkiyet devir şartı gerekmeksizin düzenlenecek protokollerle yerel yönetimlere devredilmesine imkân sağlanmaktadır.

Ayrıca, merkezî yönetim bütçesinden yerel yönetimler için yapılan metro ve raylı sistemlerin devir sonrasında bu bedellerin belediye paylarından mahsup edilerek tahsiline ilişkin usul ve esasların Cumhurbaşkanı tarafından düzenleneceği teklif edilmektedir. Belediyeler arasında ayrımcılık ve kayrımcılık uygulamalarının olduğu bu dönemde, üstelik 2019 mahallî seçimlerine bu kadar kısa bir süre kala böylesi bir yetkinin Cumhurbaşkanına verilmesi anayasal açıdan bazı sakıncaları da içermektedir.

Bu düzenlemeyle, partili olan Cumhurbaşkanına herhangi bir kritere tabi olmaksızın belediyeler açısından kesinti tutarlarını belirleme yetkisi verilmektedir. Getirilen düzenlemede, Cumhurbaşkanı tarafından karar verilecek kesinti oranının hangi kriterler ölçüt alınarak tespit edileceği ortaya maalesef konulmamıştır. Bu durum, Cumhurbaşkanının mensubu olduğu partinin yönettiği belediyeler ile diğer partilerin yönettiği belediyeler arasında ayrımcı bir durum ortaya koymuştur. O nedenle bu düzenleme, Anayasa'nın eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağını düzenleyen madde 10'a aykırı uygulamalara da neden olabilecektir.

Ayrıca, Anayasa'nın 104'üncü maddesinde Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Dolayısıyla bu düzenlemede yer alan hüküm, Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini de düzenleyen ilgili maddeye de aykırıdır. Muhalefet partilerinin bu kapsamdaki belediyelerin seçimleri kazanması durumunda gelir paylarının yüksek tutulması suretiyle çalıştırılmamasına ve başarısız yapılmasına neden olabilecek bu düzenlemeyi kabul etmek kesinlikle mümkün değildir. (CHP sıralarından alkışlar) Bu, belediyeleri vesayet altına almak demektir.

Diğer partilere mensup belediyeleri kontrol ve baskı aracı olarak kullanabilecek bir düzenlemedir. Daha önce "Bakanlar Kurulu belirliyordu." denebilir ancak Cumhurbaşkanının kural koymaması gerekirken kuralı koyan yasama yani Türkiye Büyük Millet Meclisi kesinlikle olmalıdır.

İlgili maddeye objektif kriterler eklenmeli, "Cumhurbaşkanınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde" ibaresi kesinlikle maddeden çıkarılmalıdır.

Bu madde vesilesiyle geçtiğimiz günlerde gündeme gelen İZBAN greviyle ilgili süreç hakkında da birkaç cümle dile getirmek istiyorum. İZBAN, İzmir'de şehir içi ulaşımın yükünü çekiyor. Aliağa-Selçuk arasındaki 136 kilometrelik banliyö hattında her gün binlerce kişi yolculuk yapıyor. En başından bu yana takip ettiğim süreçte, işçilerin çok da afaki taleplerinin olmadığını biliyorduk. İZBAN'da çalışan işçi kardeşlerimin yarısının yoksulluk, yarısının da açlık sınırında çalıştığını bir kez daha sizlere ifade etmiştim. Ankara'da İzmir milletvekilleriyle bir değerlendirme yaptık. Ulaştırma Bakanıyla görüşüp İzmir'in on ilçesinden geçen en büyük toplu taşım aracı olan İZBAN'ın günde 500 bine yakın yolcu taşıdığını, eğer grev başlarsa ulaşımın sekteye uğrayacağını buradan sizlerle paylaşmıştım. İşçi kardeşlerimin sosyal ve sendikal hakları derhâl verilmeli diye kendisine de söylemiştim. "Hemen toplu iş sözleşmesiyle sorunu çözelim." demişti ancak sonrasında Sayın Bakandan bir daha ses seda çıkmadı. Bu sorunun asıl sorumlusu Ulaştırma Bakanlığıdır, AKP iktidarıdır.

Yeni teklifler gündeme geldi, biz de bu konuyla ilgili pek çok çalışma yaptık ancak mesele bir türlü çözülmedi. Aksi bir durum yansıtılmaya çalışıldıysa... İşçi kardeşlerimin sosyal ve sendikal haklarını kazanması tabii ki en büyük isteğimiz, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu süreçte yapılması gereken, 25'inci gününde işçilerin grev hakkını gasbetmek değil, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Ulaştırma...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin Sayın Beko, buyurun.

KANİ BEKO (Devamla) - Bu süreçte yapılması gereken... Grevin 25'inci gününde, Ulaştırma Bakanı ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının bir araya gelip iş barışını da sağlayarak, işçilerin, ekonomik, demokratik, siyasi, sosyal haklarını vererek bu toplu iş sözleşmesini yapmaları gerekliydi ama maalesef işçi arkadaşlarımızın 25'inci gününde grev hakları gasbedildi. Bu konuyla ilgili, bu yapılan grev hakkının gasbedilmesini buradan bir kez daha kınıyorum ve bundan sonraki yapılacak olan çalışmalarda da sizlere başarılar dilerim.

Hepinize iyi akşamlar diliyorum. Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)