GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:47
Tarih:17.01.2019

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 39 sıra sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine şahsım adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Vatandaşlarımızdan gelen talepler ve ortaya çıkan ihtiyaçlar çerçevesinde, çeşitli konulara ilişkin düzenleme yapma ihtiyacının hasıl olmasıyla birlikte, AK PARTİ Manisa Milletvekilimiz Sayın Uğur Aydemir ve Uşak Milletvekilimiz Sayın İsmail Güneş'le birlikte bu teklifi hazırlayıp Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduk.

Kanun teklifimiz, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun 10 Ocak 2019 tarihli 28'inci Birleşiminde görüşülüp kabul edilerek Genel Kurulun tasviplerine sunulmuştur.

Hazırladığımız bu kanun teklifiyle, ülkemizde meydana gelen yeni ekonomik gelişmelere uyumu, yeni güncellemeleri, vergi mükelleflerinin vergiye gönüllü uyumunu, vergi güvenliğini güçlendirmeyi, idarenin etkin ve hızlı konum almasını sağlamayı ve ihtilafları ortadan kaldırmayı amaçladık.

Yürütme ve yürürlük maddeleriyle birlikte 17 maddeden ibaret mini bir paket olan kanun teklifinde 11 kanunda değişiklik yapılması öngörülmektedir.

Tabii, biraz önce, gruplarımız adına konuşan ve şahsı adına konuşan vekillerimiz sistem tartışmalarına da girdiler; ben bunlara girecek değilim. Tabii ki hayat dinamik, ekonomik gelişmeler sürekli, canlı. İsterdim ki -17 maddenin zaten 2 tanesi yürütme ve yürürlük maddesi- elimizde bir sihirli değnek olsa da bu 15 maddeyle bir anda bütün problemleri çözebilsek ama bu mümkün değil, dünyada mümkün değil. Bu paket üzerinden "Ekonomik kriz var, bu pakette gelen değişikliklerin ekonomiye faydası yok." gibi söylemler burada dile getirildi. Bunlar, bizim getirdiğimiz kanun teklifine bühtandan ibaret bence çünkü takdir edersiniz ki 15 maddeyle ekonomik hayatı bir anda hokus pokusla düzeltmek mümkün değil.

Teklifimizin 1'inci maddesi hemen herkesin katıldığı bir maddesi olsa gerek çünkü Komisyonda değerli katkılar verdi arkadaşlarımız. Malumunuz, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 9'uncu maddesinin birinci fıkrasının (6)'ncı bendi kapsamında, oturdukları evlerde imal ettikleri ürünleri iş yeri açmaksızın satanlar esnaf muaflığından faydalanıyorlar ancak bunları yani imal ettikleri ürünleri internet üzerinden satarlarsa esnaf muafiyetlerini kaybetme durumuyla karşı karşıyalar ve ticari kazanç mükellefi oluyorlar. Dolayısıyla yaptığımız düzenlemeyle, aile bütçesine katkı sağlamak üzere, yıllık asgari ücret brüt tutarını aşmayacak şekilde internetten satış yapanların muafiyetlerini kaybetmelerinin önüne geçilmekte bu maddeyle. Dolayısıyla da küçük esnafa ve özellikle de ev hanımlarına büyük bir destek sağlanmaktadır.

Yine 2'nci maddemizde, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun tazminat ve yardımlarda istisna uygulamasını düzenleyen 25'inci maddesinin (1)'inci fıkrası hükmü "ölüm, engellilik, hastalık ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımlar" şeklinde. Mevcut uygulamada, söz konusu hüküm gereği, ölüm, engellilik, hastalık nedeniyle verilen yardımlar, işe başlatmama tazminatı ve işsizlik sebebiyle verilen tazminatlar gelir vergisinden istisna edilmektedir. Bu tazminatlardan istisnaya konu edilen işe başlatmama tazminatı ve işsizlik sebebiyle verilen tazminatlar, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca sigortalı işsizlere kanunda belirtilen şartları taşımaları hâlinde işsiz kaldıkları dönem için yine kanunda belirtilen süre ve miktarda yapılan işsizlik ödeneği ödemeleri ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21'inci maddesine göre işverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmazsa işçiye en az dört aylık veya en çok sekiz aylık ücreti tutarında ödediği tazminatı kapsamaktadır. Ancak işverenler tarafından işten çıkarılan hizmet erbabına ikale sözleşmesi uyarınca "ek tazminat, ikale tazminatı, iyi niyet ödemesi, teşekkür ödemesi" gibi çeşitli adlar altında ödemeler yapılmakta ve bu ödemelerin de işe başlatmama tazminatı ve işsizlik sebepleriyle verilen tazminatlar kapsamında istisna olduğu yönünde ihtilaflar vardır. Yapılan düzenlemeyle, sosyal amaçlarla getirilen ölüm, engellilik ve hastalık sebebiyle verilen tazminat ve yardımlara ilişkin istisna aynen korunuyor ve bu düzenlemede herhangi bir değişikliğe gidilmiyor, işsizlik kapsamında ödenen ve gelir vergisinden istisna edilebilecek tazminatlara ilişkinse kanun isimleri zikredilmek suretiyle açıklık getiriliyor.

Devamında 3'üncü maddeyi size anlatmak istiyorum. Bilindiği gibi, vergiye uyumlu mükelleflere sağlanan vergi indiriminin şartlarından biri de indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olmasıdır. Bu şartın uygulanması bakımından, her bir beyanname itibarıyla 10 Türk lirası kadar eksik ödemeler şartın ihlali anlamına geliyordu. Maddeyle, uygulamada çıkan problemler dikkate alınmak suretiyle her bir beyanname itibarıyla 250 Türk lirasına kadar yapılan eksik ödemelerin bu şartın ihlali kapsamında değerlendirilmemesi amaçlanıyor.

Ayrıca, yine 3'üncü maddeyle, ihraç kayıtlı mal teslimlerine ilişkin Katma Değer Vergisi Kanunu ve Özel Tüketim Vergisi Kanunu uygulamalarında olduğu gibi, ilgili vergi kanunu gereğince tecil edilerek belirlenen şartların gerçekleşmesi hâlinde, terkin edilecek vergilerin söz konusu şartların sağlanamaması durumunda kanunlarda öngörülen tecil süresinin bitiminden itibaren on beş gün içerisinde ödenmesi hâlinde, 193 sayılı Kanun'un mükerrer 121'inci maddesiyle getirilmiş olan tahakkuk eden vergilerin kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması şartının ihlal edilmiş sayılmayacağı düzenleniyor.

4'üncü maddemizde iş sözleşmesinin, işçi ile işverenin anlaşması üzerine sona erdirilmesi amacıyla yapılan ve uygulamada "ikale" denilen sözleşmelerde işten ayrılan hizmet erbabına sır saklama yükümlülüğü, rekabet etme yasağı, tüm hak ve alacaklarını aldığına ilişkin taahhüt verilmesi ve dava açılmaması gibi yükümlülükler var. Bu maddede de yine idare yani devlet aleyhine büyük tazminatlara hükmedilen davalar söz konusuydu ki şu ana kadar neredeyse 15 bin civarında dava açılmış ve bu davaların hemen hemen tamamı da devlet aleyhine sonuçlanmıştı. Yaptığımız düzenlemeyle, normalde bu mahkemelerdeki davaların kazanılacağını kabul ederek takriben 250 milyon Türk lirasına yakın bir yargılama ve faiz ödemesi yapılacaktı ama bu düzenlemeyle biz bundan vazgeçiyoruz ve böylece kamuya yaklaşık 90 ila 100 milyar liralık bir tasarruf sağlanması bekleniyor.

Yine, 5'inci maddeyle yapılan düzenlemeyle, Hazine ve Maliye Bakanlığına, biletle girilen eğlence yerlerine ilişkin eğlence vergisinin beyan ve ödeme usulünün ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle belirlenebilmesine ilave olarak, elektronik belge düzenlemek suretiyle de belirlenebilmesine imkân getiriliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Öztürk.

CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) - Yine, 2019 UEFA Süper Kupa finali ile 2020 UEFA Şampiyonlar Ligi finali müsabakalarının Türkiye'de oynanmasına ilişkin olarak UEFA, Türkiye'de mukim olmayan katılımcı futbol kulüpleri ile organizasyonda görevli Türkiye'de mukim olmayan tüzel kişiliklerin bu müsabakalar dolayısıyla yapılacak mal teslimleri ve hizmet ifaları ile bunların müsabakalar dolayısıyla yapacakları mal teslimleri ve hizmet ifaları katma değer vergisinden, bunun devamında 12'nci maddeyle de gelir ve kurumlar vergisinden istisna ediliyor.

Bu maddelerin hemen hemen tamamına yakınına diğer gruplardan da Komisyonda katılım olmuştu. Ben, umuyorum, Genel Kurulda da gruplarımız bunlara katılacak. Sadece 7'nci maddeye itiraz var. Burada bir düzeltme yaparak ben sözlerime son vereceğim.

Rize ilinin ve Bitlis ili Ahlat ilçesinin topoğrafik yapısı nedeniyle yerleşilebilir alanların kısıtlı olması, özellikle yükseköğretim ve resmî kurum alanlarının yerleşebileceği alternatif alanların bulunamaması nedeni ile yine...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) - Bir dakikanızı rica edeyim.

BAŞKAN - Bağlayın.

Buyurun Sayın Öztürk.

CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) - ...Çandarlı ve Rize İyidere Limanlarında ulaştırma faaliyetlerinin ve lojistik hizmetlerin uluslararası düzeye çıkarılması için kıyı ve su alanlarının kullanımının artırılmasına ihtiyaç duyulduğundan -burayı tekrar etmek istiyorum, kıyı ve su alanlarının kullanımının artırılmasına ihtiyaç duyulduğundan- sınır ve koordinatları ve krokileri belirli alanlarda, bu kapsamda yapılacak yapıların niteliği de göz önüne alınarak projenin zamanında ve tam olarak gerçekleştirilebilmesi, kaynakların etkin bir şekilde kullanılabilmesi için Kıyı Kanunu'nun kıyılar, sahil şeritleri, doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan arazilere ilişkin yapı ve yapılaşmaya dair sınırlayıcı hükümlerinden muaf tutulmasına yönelik düzenleme yapılmaktadır.

Dolayısıyla denildiği gibi, kesinlikle dolgu alanı yapılmayacaktır, özellikle Ahlat için bunu söyleyebilirim. Ama Karadeniz'de Rize'de ve Çandarlı'da yapılacak, ekonomik gelişmeye katkısı olacak işlerin hepsi ülke yararınadır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Öztürk.