GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:29
Tarih:27.11.2012

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Çok değerli milletvekilleri, tabii, Meclisimizin çalışması konusunda bir sıkıntı yok, ancak bu konuda, gerçekten bu önerilerin hepsi tüm grupların ortak anlayışı içerisinde, acaba ivedilikli mi, doğru mu diye tartışmasının bence Meclisin ortak kararı olmasında fayda var. Tabii, bununla ilgili olarak da, benim de 11 arkadaşımızla birlikte Çanakkale'nin Çan ilçesinde ve yine Bandırma'da yaptığımız bir ziyaret ve kamudaki incelemeler araştırma önergemizin içerisinde. Bunun da, ben, böyle ivedilikli bir araştırmanın da gündeme girmesinden yanaydım. Ancak görüyorum ki sadece AKP Grubu gündemi hazırlayıp dikte ettirmenin dışında bir karar olmuyor ve bu anlamda da bu önerinin karşısında söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, bu konuda da Cumhuriyet Halk Partisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisindeki KİT Komisyonundan ve Enerji Komisyonundan bir heyetle 19-20 Kasım 2012 tarihinde Çan Termik Santrali ve kömür ocaklarına yapmış olduğumuz ziyaret ve inceleme sonucunda, Çanakkale ilçesinde faaliyet gösteren, Elektrik Üretim AŞ şirketine bağlı, millî kuruluşumuz olan 18 Mart Çan Termik Santrali'nde 28 Ağustos 2012'den beri ne yazık ki üretimin yapılmadığını yerinde tespit ettik. Aradan geçen üretimsiz üç aylık süre içerisinde ülkemizin elektrik üretiminin yüzde 1,5'luk kısmını karşılayacak olan -üretim kapasitesini karşılayacak olan- bu santralin üç ayda 63 milyon dolar ülke ekonomisine zararını da göz önüne alacak olursak, bilerek ve isteyerek üretimin yapılmaması ve dolayısıyla da ülkemizin günlük yaklaşık 400 bin dolar zarara uğratılması konusuna seyirci kalınması doğru değildir. Bunun için de burada sizlere bu konuyu açmak isterim.

Değerli arkadaşlarım, ülkemizin millî değerlerinden olan 18 Mart Çan Termik Santrali, bölgemizde yüksek kükürt içeren 70 milyon ton linyit rezervinin bulunması nedeniyle, bu bölge seçilerek elektrik enerji üretimi amacıyla 1.600 dönümlük bir alana kurulmuş ve 2000 yılında temeli atılarak 400 milyon dolara mal olmuştur. Ülkemizdeki elektrik üretiminin yüzde 1,5'unu karşılamaktadır. Buradaki teorik olarak yüzde 48 oranındaki maksimum verimliliğin Çan Termik Santrali'nde yüzde 49,5 olduğu görülmüştür.

Onun için de burada özellikle Türkiye'deki enerji üretiminin fiyatları son yıllarda göz önüne alındığında, elektrik fiyatlarının artışına baktığımızda, termik santrallerin, özellikle kendi ürettiğimiz ve kendi ocaklarımızdan ürettiğimiz elektrik santrallerinde 1 kilovatın maliyetinin 6-7 sent olduğunu biliyoruz.

Doğal gazdan da elde ettiğimiz elektrik santrallerinde 1 kilovatın 14 ile 16 sent arasında olduğu görülüyor.

Şimdi, ülkemizde termik santrallerin, yerli kömürle çalışan santrallerin şöyle bir payına bakmak gerekirse, 2000 yılında yüzde 27,5 iken, 2010 yılında yani on yıllık süreç içerisinde yüzde 17'ye düştüğünü görüyoruz. Yani dışa bağımlılığımız artmış elektrik üretiminde, özellikle yerli üretimimizin bu payda gittikçe düştüğünü görüyoruz.

Doğal gazla elektrik üretiminde 2008'de yüzde 37 oranında  üretim varken yine 2010 yılında yüzde 46,5'a çıktığını görüyoruz. Bir başka deyişle, dışa bağımlılığımızın arttığını görüyoruz.

Yine ülkemizin 2010 yılındaki ithal ve doğal gaz elektrik üretimindeki payı 54,4 iken yerli kaynaklarla üretilen elektriğin payı ise yüzde 45,6'da kalmıştır. Ülkemiz için bu kadar önemli tesis ne yazık ki üç aydan beri elektrik enerjisi üretememektedir. Bu gidişle ne zaman üreteceği de belli değildir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, termik santralin bacasından zehirli gaz ve tozların sızarak çevreyi kirlettiği ve insan sağlığını tehdit ettiği yönünde hemşehrilerimin şikâyeti üzerine, Kütahya'da yaşanan çevre felaketini de örnek göstererek, 15 Ağustos 2012 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yanıtlaması için soru önergesi vermiştim ve santralle ilgili kaygılarımı dile getirmiştim. Tabii ki o tarihte santral çalışıyordu. Tarafıma aradan iki buçuk ay geçtikten sonra gelen cevapta "28 Ekim 2012 tarihinden itibaren bacadan herhangi bir zararlı gaz emisyonu ve tozların çevreyi kirletmesi mümkün değildir." deniyordu. "Neden?" dediğimizde de "Çünkü Çan Termik Santrali'nin 28 Ağustos 2012 tarihinden itibaren faaliyetine son verildiğinden elektrik enerjisi üretmemektedir de ondan." deniyordu. "Peki, yaklaşık üç aydan beri, ülkemiz toplam üretiminde yaklaşık yüzde 1,5 payı olan bu termik santral neden üretim yapmıyordu?" dediğimizde "Efendim, kükürtdioksit tutuşturulması için kömüre karıştırılan kireç taşı elimizde kalmadığı için..." Bahaneye bakın, kireç taşı kalmadığı için, kireç taşını temin eden firmayla sözleşmelerimiz bittiği içinmiş. "28 Ağustos 2012 tarihinden itibaren faaliyeti durdurulmuş." deniyor.

Değerli arkadaşlar, insanın içi sızlıyor. Böylesine önemli ve çok değerli bir tesis kireç taşı ihalesinin yapılmamasından dolayı üç aydır kapalı bırakılabilir mi? Bu anlamda hemen şunu söylemek istiyorum: Burada birinci kez yapılan ihalede, üretimin, kireç ihalesinin? Gerçekten orada bir tek firma var gittiğimizde, o tesisteki firma duruyor ve ihaleye çıkarılıyor. 13 Aralık 2011 tarihinde yapılan ihale de 4734 sayılı Kanun'un 16'ncı maddesine göre iptal ediliyor. Yani gerekçe, oradaki iptal ettiren firma Fernas şirketi ve orada olan tesis ve Fernas şirketi iptal için gerekçesini sunuyor ve iptal kararı alıyor.

Yine aynı şekilde 28 Şubat 2012 tarihli kireç taşı alımı ihalesi de yine 4734 sayılı Kanun'un 5'inci maddesine istinaden, gene aynı firmanın şikâyeti üzerine, kendi üzerinde kalmadığından, iptal ediliyor. 5'inci maddeye bir baktığınızda da göreceksiniz ki, ihalede bulunması gereken kamu görevlilerinin orada yeteri kadar bulunmadığını anlarsınız. Bu kadar basit olan ve de önceden de kalmayacağı bilinen böyle basit bir teknik hatanın da kamuda yapılmasının bir başka amaç taşıdığını, mutlaka, zannediyorum.

Yine, bundan sonra yapılacak ve son yapılacak ihale şartnamesinin sözleşmesine de yine teknik anlamda yeni ilaveler yapılıyor ve bunun 27/12/2012 tarihinde yapılmasına karar veriliyor. Buradaki yeni teknik şartnameye de baktığımızda, burada da yine o firmanın üzerindeki teknik şartnamede ona uygun yapılabilecek vasıfta  ihaleye şartlar konulmuş ve bu anlamda da sanki bu kadar önemli olan, üç ay içerisinde kapalı olan bir ihalenin illa o şirkete firmaya verilmesi konusunda ısrarcı olunduğu görülüyor.

Değerli arkadaşlarım, burada üç ay boyunca bu kadar verimli olan bir ocağın termik santralinin sadece bir firmanın oradaki kireç taşını almasından dolayı çalıştırılmaması çok esef vericidir. Biz "Acaba Türkiye'deki diğer, başka yerlerdeki doğal gazlardaki üretimden kaynaklanan alımdan mı doğuyor?" diye sorduğumuzda Bakanlığın da böyle bir cevap vermesi gene enteresandır.

Türkiye'nin başka yerlerinde kireç alımıyla ilgili ihalelere baktığımızda da, maalesef hiçbir kireç ihalesinin alımlarının ertelenmediğini görüyoruz. Bunun için de özellikle burada bu ihalenin bu şekilde yapılması ve ülkede elektriği gerçekten, halkımızın pahalı bir şekilde kullanması ve 11 kuruşa maliyet olurken, diğer yandan da 14, 16 sente mal olan doğal gazdan alınması ve özellikle dışa bağımlılığın gittikçe arttırılması ve özelleştirmenin de gündemde olduğu böyle bir ocağımızın verimli hâlde çalıştırılmaması gerçekten kamu zararı mıdır? Bence kamu zararıdır. Niye iyi yönetilmiyoruz? Niye bu ocak? Aynı şekilde Sivas Kangal'da da şu anda aynı şekilde aynı ocak bundan dolayı çalıştırılmamaktadır.

Değerli arkadaşlar, gelin, bununla ilgili gündemimize alınacak araştırma önergelerini bu hafta içerisinde koyalım ve?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ SARIBAŞ (Devamla) -?kamu zararı olan bütün ihalelerin yapılmadığı konuları beraber konuşalım.

Sevgi ve saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Sarıbaş.