| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 06.02.2019 |
CHP GRUBU ADINA UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Artvin ili Yusufeli ilçesi, Artvin'de yapılmakta olan Çoruh havzası barajları kapsamı içerisinde kamulaştırmaya alınan ve bütünüyle baraj gölü içerisinde kalacak olan bir ilçe -bunu bütün Türkiye biliyor- ve ilçe merkezi yeni bir yere taşınıyor değerli arkadaşlarım. Bu nedenle, ilçe merkezinde ciddi anlamda sıkıntılar var, hem kamulaştırmadan kaynaklanan sıkıntılar var hem de ilçe merkezinin yeni yere taşınmasına ilişkin sıkıntılar var. Değerli arkadaşlarım, ilçe merkezinin taşındığı yeni yerde 250'nin üzerinde bina inşaatı tamamlandı. Ne yazık ki bu bina inşaatlarının yapılmasındaki malzemelerle alakalı kişilerde sıkıntılar var. Bunun hangi malzemeden yapıldığı, toprak mı katıldığı konusunda, denetim konusunda da ciddi sıkıntılar var. Yine, aynı şekilde, ilk üç katlarının bir bölümünün toprakta kaldığı ve bu konuda vatandaşların da ciddi problemler yaşadığı görülmektedir değerli arkadaşlarım.
Biz, ilçe merkezinin yeni yere taşınmasıyla alakalı olarak bir an evvel taşınmasını istiyoruz ama ilçe merkezi tamamlanmadan yeni yerde de bir viyadük çalışmasının yapıldığı gerçeği de bir heyula gibi vatandaşın karşısında durmaktadır değerli arkadaşlarım.
Yine aynı şekilde, hak sahipliğiyle alakalı da ilçe merkezinde ve orada yaşayanlar bir sıkıntı çekmektedir. O da nedir? 11/9/2014 tarihinden geriye doğru üç yıl ikamet şartı aranmakta, üç yıl ikamet eden kişilere hak sahipliği tanınmakta, bunlarla ilgili olarak da mutlaka bir aile şartını yerine getirmesi gerekmektedir ama ne yazık ki bugüne kadar bu şartla alakalı da ciddi sıkıntılar yaşanmıştır. Neden? Bekâr olanlarla alakalı, aile olmayanlarla veya o üç yılla alakalı olarak, o tarihte köyde yaşayanlarla, görevli olanlarla veya köyde ikamet edenlerle ilgili olarak da bu konuda da hak sahipliğiyle alakalı sıkıntılı bir durum söz konusu olmaktadır. Değerli arkadaşlarım, ilçe merkezi çok küçük. Yusufeli, Türkiye'nin ve Artvin'in en güzel, en şirin ilçelerinden bir tanesi. 1.188 kişiye hak sahipliği çıkmadı. 147 esnafa, 40 şirkete ne yazık ki hak sahipliği çıkmadı değerli arkadaşlarım.
Bir başka problem daha var Yusufeli'de, bu da kamulaştırmayla alakalı. Kamulaştırmada ne yazık ki devlet ciddi anlamda hani bir tüccar mantığıyla hareket ediyor ve kamulaştırmada diyor ki: "Seninle beraber pazarlığa oturabilmem için öncelikle uzlaşma şartını yerine getirmen lazım. Dava yoluna gitme, sana davada para ödemem." Böyle de bir problemle Yusufelili, Yusefeli'de yaşayanlar karşı karşıya kalmaktadır değerli arkadaşlarım. Bakın, bu sorunun halledilebilmesi için öncelikle Kamulaştırma Kanunu'nun o katı kurallarının dışında bir uygulamayla Yusufelili karşı karşıya kalmalı. O da nedir? Özellikle esnafla alakalı. Esnaf olanlar ciddi bir mağduriyet yaşamaktadırlar değerli arkadaşlarım.
Yusufeli başka bir heyulayla da karşı karşıya. O da nedir? Viyadüğün ne zaman yapılacağıyla alakalı bir belirsizlik söz konusu. Değerli arkadaşlarım, yeni yerleşim yeriyle alakalı olarak burada herhangi bir şekilde henüz bir tamamlanma söz konusu değil ama ilçede de hemen 1 Nisanda, 31 Mart seçimlerinden sonra mutlaka bir viyadük çalışmasının başlayacağına ilişkin Yusufelilide bir tereddüt var. Eğer böyle bir çalışma başlarsa hemen o viyadüğün altında 700 kişinin okuduğu Halitpaşa Ortaokulu var, ilk planda 20'ye yakın esnaf etkileniyor, 100'e yakın konutun etkilenmesi söz konusu değerli arkadaşlarım. Bu ne demektir, biliyor musunuz? Bir ilçeyi canlı canlı, suların altında toprağa gömmeyle alakalı bir projedir. O nedenle, Yusufelili, orada olan esnaflar şunu diyorlar: "Yeni yerleşim birimi bitmeden, yeni yerleşim yeri tamamlanmadan, biz oraya geçmeden viyadük çalışmasına ilişkin herhangi bir kazma vurulmasın." Neden? Eğer böyle bir şey yapılırsa hem oradaki toz bulutları açısından hem ilçenin sosyoekonomik yapısına darbe vurulması açısından ciddi tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya kalacağız.
Yine arkadaşlar, burada sıkıntılardan bir tanesi de şu: Bakın, bir kamu yararı kararı alınmasına ilişkin olarak 2013 yılında bir düzenleme yapıldı bu Mecliste, Kamulaştırma Kanunu'nun 25'inci maddesine bir hüküm getirildi. Denildi ki: "Beş yıl süreyle kamu yararı kararının ilan edildiği tarihten bu tarafa doğru, herhangi bir şekilde askıda kesinleşme tarihinden bu tarafa doğru hem bina ve konutların yapılması açısından hem de ağaçların bedelleri ödenmez." diye bir hüküm getirildi. Şimdi bu beş yıllık sürenin dolmasına üç gün kala 2018 yılının Ekim ayının sonunda değerli arkadaşlarım Yusufeli'de Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle -ki bu Yasa'da amir hüküm var, buna cevaz veriyor- bir beş yıl daha getirdiler. Bu ne demek? Bakın, Yusufeli'de 300 konut var, bunlar proje üzerinden satılmış veya karkas hâlinde duruyorlar. Bu 300 konutun sahibine ilişkin olarak kamulaştırma bedelleri ödenmiyor. Daha doğrusu şunu ifade etmeye çalışıyorum: Hangi tarafından tutarsanız tutun, Yusufeli kendini veriyor, bir şey demiyor, devletin kamulaştırma işlemine ilişkin olarak "başımın üzerinde" diyor ama Yusufelili kamulaştırma bedelini, toprağın gerçek bedelini alamıyor değerli arkadaşlarım. O nedenle ben yüce Parlamentodan bir kere daha Türkiye'ye seslenmek istiyorum. Evet, Çoruh Vadisi projeleri çok önemli projeler, bu projeler nedeniyle Türkiye'deki özellikle aydınlanma ve diğer enerji konusunda ciddi bir fedakârlıkta bulunuyor Artvinli, Yusufelili. Sizlerden beklediğimiz şudur: Eğer bu fedakârlığın da bir karşılığı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Başkanım, bir müsaade eder misiniz.
BAŞKAN - Tamamlayın.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.
Artvinli, Yusufelili şunu bekliyor: "Biz bir kere kamulaştırılırız, bir kere kamulaştırılıyoruz." diyor. Bakın, kolay bir olay değil, mezarlarından kemiklerini çıkartıyorlar, bir ilçeyi canlı canlı suların altına gömüyorlar. Diyorlar ki: "Biz bu fedakârlıkta bulunuyoruz, devlet de bize baktığı zaman üvey evlat muamelesi yapmasın." Bakın, AK PARTİ'deki değerli arkadaşlarım, Yusufelili size çuvalla oy veriyor, çuvalla oy veriyor. Siz onlara baktığınız zaman neden üvey evlat muamelesi yapıyorsunuz? Burada bir sıkıntı var, gidin sokakta esnaf odalarından başlayın, bütün sivil toplum örgütlerine gidin, minibüsçülere -aklınıza kim geliyorsa- sokaktaki herhangi bir esnaf vatandaşa gidin, Yusufeli'de bir kanayan yarayla karşı karşıya olduğunuzu göreceksiniz. O nedenle buradan yöre milletvekili olarak -biraz sonra burada diğer parti grupları adına da söz alacaksınız- bu kamulaştırmayla alakalı belirsizliğin, yeni yere taşınan Yusufeli'yle alakalı devam eden bu belirsizliğin ortadan kalkması için bir an evvel buna müdahale edin. Bakın, Sayın Bakana sordum: "Bu viyadükle alakalı belirsizlik ne zaman giderilecek?" diye. Sayın Bakan, bana verdiği cevapta şunu diyor: "Kamulaştırma işlemlerini DSİ, proje işlemlerini Karayolları yapıyor." Sanki ben bunların Diyanet tarafından yapıldığını zannediyorum değerli arkadaşlarım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.
O nedenle Yusufeli'nin yaşadığı bu belirsizliğin, hem kamulaştırmayla alakalı yaşadığı belirsizliğin hem yeni yerleşim yeriyle alakalı yaşamış olduğu belirsizliğin hem de viyadük yapılacak diye bir heyula gibi, başında tehdit gibi algılanan bu belirsizliğin bir an önce ortadan kaldırılması için Hükûmetin, yetkililerin bu olaya el koyması gerekiyor.
Değerli arkadaşlarım, bir ilçeyi anılarıyla, mezarlarıyla, hayalleriyle, umutlarıyla suyun altına gömüyoruz. Gelin, bu Parlamentoda bir el ele verelim, hep beraber bu araştırma önergemize destek verelim ve Yusufeli'nin çekmiş olduğu bu belirsizliği ortadan kaldıralım. Bu konuda Yusufelili adına, bütün siyasi partilerin adına, orada yaşayanların adına yüce Parlamentoda bu talebimi yineliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)