| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 06.02.2019 |
HASAN BALTACI (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün burada Maden Kanunu ve bazı kanunlar hakkında değişiklik öngören torba yasa teklifini görüşüyoruz. Bu teklifin ulusal kaynaklarımızı çevreye duyarlı, işçi sağlığıyla işçi güvenliğini ön planda tutan, uç ürüne dönüştürüp katma değer yaratılmasının önünü açan mevzuat düzenlemelerini içermesi gerekirdi, maalesef bundan çok uzak.
Seçim bölgem Kastamonu, sahip olduğu 50 milyon ton görünür bakır rezervi ve kaliteli mermer varlığıyla önümüzdeki süreçte ülkemizin en önemli maden şehirlerinden biri olmaya adaydır. Yalnız, Kastamonu'nun madenleri kadar, bir o kadar da değerli bir ürün daha var ki o da kenevirdir. Bilindiği gibi, seçimlere sayılı günler kala Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp izne bağlı kültür bitkisi olan ve aralarında Kastamonu'nun da bulunduğu yaklaşık 16 ilde ekilen kenevirin üretimine yeniden başlanacağını söyledi. Bunun ardından yandaş medyada kenevirin millî politika olduğu, ülke ekonomisine milyarlarca dolar gelir getireceği üzerine haberler yazılıp çizildi. Ancak, şunu belirtmek gerekir ki son on yedi yılda kenevir üretimindeki çarpıcı düşüşten ve SEKA'nın Taşköprü'de kurduğu kenevir selülozundan kâğıt üreten fabrikanın mevcut iktidar tarafından 2003 yılında MOPAK'a satılıp ekonominin dışına itilmesinden hiç kimse bahsetmedi.
Bakın, Türkiye 2000'li yıllarda 43 bin ton kenevir ihracatı yaparken 2018 yılında bu, 1,9 tona düştü. AKP'nin iktidar olduğu 2003-2017 yılları arasında yaklaşık 17 bin ton kenevir tohumu ithal edildi ve yaklaşık 14 milyon dolar para ödendi. Sadece Kastamonu'da 2001 yılında 700 hektarda ekimi yapılan kenevir, 2018 yılında 2 hektara kadar düştü. Yani kenevir ekimi, AKP iktidarı döneminde bitirildi. Bugün, kenevirle ilgili karar almaktan çok daha önemlisi, bu kararların somut politikalara dönüştürülmesidir. Hem çiftçiye hem ülke ekonomisine hak ettiği şekilde katkı sağlanmalıdır.
Üretici köylüye "Kenevir ekin." demek kolay. Üretici üretmekten vazgeçmeyecek ve kenevir de ekecektir, bundan şüphe yok ama üreticinin bilmek istediği bazı gerçekler var: Ne kadar kenevir ekilecek? Kenevirde taban fiyat uygulanacak mı, uygulanmayacak mı? Köylü kenevirini kime satacak? Alım garantisi olacak mı, olmayacak mı? Bu kenevir hangi tesislerde işlenecek? Kenevir üretimine devlet destekleme verecek mi, vermeyecek mi? Üreticilerimiz, köylülerimiz bunu bilmek istiyor. Çünkü, üreticinin en korktuğu şey belirsizliktir, üreticinin en çok korktuğu şey bilinemezliktir.
Bugün Kastamonulu üreticimiz, kenevir ekmeye hazırdır fakat Kastamonulu üretici, sarımsakta yaşadığını kenevirde yaşamamalıdır, siyezde yaşadığını kenevirde yaşamamalıdır, pancarda yaşadığını kenevirde yaşamamalıdır, belirsizlikler ortadan kaldırılmalıdır. Kenevir üretimi bir devlet politikasıysa eğer, bu devlet politikasının tüm yönlerini ve hatlarını Kastamonulu üretici bilmeli, kenevir ektikten sonra kumar oynadığını düşünmemelidir.
Kastamonu'da geçmiş yıllarda yaklaşık 24 bin tona kadar üretilen kenevir, özellikle Taşköprü Ovası, Germeç bölgesi ve Hanönü havzasındaki köylülerimize iş, ekmek, aş olmuştur. Kenevirin değerlendirilmesi amacıyla kamu tarafından geçmişte yapılan ilk yatırımlar Kastamonu'da kurulmuştur. Sümerbank Taşköprü Kendir Fabrikası, Kendir Sanayii Müessesesi ve özelleştirilen Taşköprü SEKA Fabrikası bunlara örnektir. Sayın Cumhurbaşkanı kenevir üretiminde Vezirköprü'yü merkez ilan etmiştir ama kağıttan ilaç yapımına, kozmetikten kumaşa, otomotivden yakıt üretimine kadar pek çok sektörde ham madde olarak kullanılan kenevirin ülkemizdeki üretim üssü Kastamonu'dur. Kenevir üretiminde merkez yine Kastamonu olmalı, bu hak Kastamonu'ya teslim edilmelidir. Kenevir Taşköprü'dür, Hanönü'dür, Germeç'tir. Geçmiş dönemde kenevirin değerini artıracak ilk kamu yatırımları Kastamonu'ya nasıl yapıldıysa bu tesisler tekrar Kastamonu'ya kurulmalıdır ya da sembolik olarak bugün faaliyet gösteren Taşköprü SEKA Fabrikası, kamulaştırılıp modernize edilmeli, kenevirin ham madde olarak kullanıldığı 50 bin üründen birinin endüstrisi muhakkak Kastamonu'ya kurulmalıdır.
Bu yapılmadığı müddetçe tüm söylemler 31 Marta sayılı günler kala kenevir üzerinden sahte bir millî kahramanlık devşirmekten başka bir anlam taşımayacaktır. Ekonomideki, siyasetteki tüm belirsizlikleri kaldırmak bizim görevimizdir.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)