| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 06.02.2019 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifi üzerinde değerlendirmelerde bulunmak üzere İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Madencilik sektörü ülkelerin kalkınmasında rol oynayan en önemli sektörlerden biridir. Maden ürünleri, sanayi, enerji, tarım ve inşaat sektörlerinin yani bütün ana yatırım alanlarının temel girdilerini oluşturmaktadır.
Gelişmiş ülkelerin kalkınma süreci incelendiğinde madenciliğin itici gücünden yararlandıkları görülecektir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler kalkınmalarını maden zenginliklerine dayandırdıkları hâlde ülkemizde madencilik bulunması gereken yerde değildir. Ülkemizde madencilik sektörü uzun yıllardan bu yana yeterli desteği görmediği gibi, göz ardı edilmiş, üretim, verimlilik ve teknolojik açıdan diğer ülkelerle rekabet edebilecek seviyeye ulaşamamıştır. Türk madencilik sektörüne yön verecek kalıcı ve günün koşullarına uygun bir madencilik politikasının olmayışı sektörü içinden çıkamayacağı bir duruma itmiştir. Mevcut yasal düzenlemeler ve işleyişle de madencilik sektöründe bir atılım yapmak mümkün değildir. Artık madencilik sektörüne yön verecek kalıcı ama zaman içinde günün değişen kurallarına, koşullarına uyacak esnek bir madencilik politikası belirlenmelidir.
Maden Kanunu şu ana kadar çok sayıda değişikliğe uğramış durumda. Peki, bu değişiklikler gerçekten madencilik sektörünün önünü açtı mı veya gayrisafi millî hasılamıza ne kadar etkide bulundu? Bugün Meclise sevk edilen mevcut düzenlemenin madenciliğin önünü açmaktan uzak olduğunu görüyoruz. Son yıllarda uygulanan yanlış ekonomi politikalarından en çok zarar gören sektörlerin başında madencilik sektörü gelmekte. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir araştırma komisyonunda belirlendiğine göre, bir madencinin madenini çalışabilir hâle getirebilmek için 8 tane bakanlık, 92 tane yasa, 87 tane yönetmelik, 16 tane uluslararası sözleşme, 8 tane tüzük ve 21 değişik gruptan izin alması gerekmekte, dolayısıyla böyle bir bürokrasi yoğunluğu söz konusu. Burada çok hızlı alınan kararların ilerleyen dönemde yine uygulamada problemlere sebep olacağı da aşikâr.
Ülkelerin kalkınmasında ve ekonomik gelişiminde önemli yeri olan madencilik ve entegre üretim sanayisi en büyük katma değeri yaratmaktadır. Gelişmiş ülkelerde hâlen gayrisafi millî hasılada madenciliğin payı Amerika'da yüzde 4,5; Almanya'da yüzde 4, Kanada'da yüzde 7,6; Avustralya'da yüzde 8,7; Rusya'da yüzde 14, Çin'de yüzde 13, Hindistan'da yüzde 15 ama Türkiye'de ham madde olarak oran yüzde 1,5 düzeyindedir. Görüldüğü gibi Türkiye'de madencilik, olması gereken yerden çok uzaktadır. İyi bir stratejik planlama ve özendirmeyle bugünkünden çok ileri noktalara taşınabilir. Ülkemizin gerçekten kalkınmasına, cari açığın ortadan kaldırılmasına ve refahın tüm Türkiye'ye, ülkemize yayılmasına, ülke madenlerinin işletilmesi büyük destek olacaktır.
Madencilik sektörü, özellikle çevre standartları, uluslararası standartlar, iş kazaları nedeniyle çok ciddi sıkıntılar yaşıyor. Kanunun uluslararası normda olmaması nedeniyle, Hükûmet de Bakanlık da dönem dönem yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuyor. Uluslararası standartlara geçişle ilgili çalışmalar var, bunun da çok sancılı olduğunu biliyoruz. Çünkü, madencilik kültürümüz, yapımız, sistemimiz, ruhsat hukukumuz çok eski. Bu çağda, bu yapıyla, bu işin sürdürülebilir olması mümkün değil. Ancak, bu kanun teklifi çağın ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte değil. Madencilerin en büyük sıkıntıları, önlerini görememekten kaynaklı. Ruhsat güvenliği çok önemli bir konu. Bu konuda işletmelerin yapacağı küçük birkaç hatadan dolayı ruhsatlarının iptal edilmesinin önüne geçilmeli.
Maden Kanunu yapılan değişikliklerle amacından ve hedefinden uzaklaştırılmış, deyim yerindeyse yamalı bohçaya dönüştürülmüştür. Değişiklikler, sektörde faaliyet gösteren madencilerin işini kolaylaştırmamış, çalışanların sorununu çözmemiş, madenciliğin gayrisafi millî hasıla içindeki payını artırmamış, madencilik sektöründe yaşanan iş kazalarını önlememiş, çevrenin korunmasına hizmet etmemiş, ekonomileri madenciliğe bağlı illerimizin gelişmesine katkı sunmamıştır. Maden Kanunu'muz, ülkemiz yer altı servetlerinin, iş güvenliği ve iş sağlığı çerçevesi içinde, kaynak kaybı olmadan aranıp üretilmesine, zenginleştirilip kullanılabilir hâle getirilmesine yönelik düzenlemeler içermesi, mali ve diğer yükümlülüklerden arındırılması yönünde düzenlenmelidir.
Demokratik toplumlarda, ortada bir sorun varsa, bu sorun tarafların katkı ve katılımlarıyla çözülmektedir. Maden sektörü için önce sorunlar ortaya konulmalı, değişik çözüm önerileri üretilmeli, her önerinin artıları ve eksileri ortaya konulmalı ve en doğru çözüm üretilip uygulanmalıdır. Madenler, milyonlarca yıllık süreç içinde oluşan, bir daha geri kazanılamayan kaynaklardır. Bu kaynakların uluslararası norm ve standartlara göre aranması, araştırılması, çevreye duyarlı bir şekilde işletilerek toplumsal faydanın yaratılması gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Öztürk.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Hazırlanan bu tasarının bu anlayıştan uzak olduğunu, ülke ekonomisine de önemli bir katkı getirmeyeceğini düşünmekteyiz. Bu manada, Maden Kanunu'nu yeniden ele alarak tutarlı, sektörün önünü açacak yeni bir kanunun tamamen yeniden yapılması gerektiğini düşünmekteyiz.
Daha fazla ekonomik getiri sağlayabilmek için, çıkarılan madenleri ham madde olarak ihraç etmektense, zenginleştirip yarı mamul veya mamul hâlde ihraç etmenin yöntemlerini ve geleceğe yönelik sistemlerini kurmalıyız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)