GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:49
Tarih:06.02.2019

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dünyadaki teknolojik ve teknik gelişmeler ülkemizde enerji ve yer altı madenlerimize yeteri kadar uygulanmadığı gibi, yer altı zenginliklerimiz de istenildiği kadar işlenip ekonomimize katkı sağlamamaktadır. 1950'li, 1970'li yıllardaki linyit kömürü, taş kömürü çıkarılmasında otuz kırk yıl öncesinin çalışma tekniği, malzemeleri kullanılmaktadır. Ülkemizdeki sanayi ürünlerinin verimli kullanılamaması, özellikle on yedi yıllık iktidarda sermaye, bürokrasi oligarşisinin, ülkemizin yer altı madenlerinin, enerji üretiminin, dağıtımının bir ağızdan talimatlı yönetilmesinden kaynaklanıyor.

Değerli milletvekilleri, Maden Yasası bugün görüşülürken 1980 öncesi Amasya Yeni Çeltek Linyit İşletmesinden örnekler vererek konuyu aydınlatmak isteyeceğim. Yeni Çeltek İşletmesinde 1980 öncesi oligarşinin yani hükûmet, işveren ve bürokrasinin beraber yürüttüğü, yönettiği dönem içerisinde bin kişinin üzerinde işçi çalışmaktaydı. O dönem, ülkemizde o günkü koşullarda tüm hanelerde kömür yakıldığı, linyit kömürünün olağanüstü kullanıldığı ve sanayimizde de en çok linyit kömürünün kullanıldığı dönem ve yeterli bir şekilde kullanılıyordu. Ne yazıktır ki o günün koşullarında o günün hükûmetleri, aynen bugünkü koşullar gibi "Zarar ediyoruz." bahanesiyle YERALTI MADEN-İŞ'in işletmiş olduğu o Yeni Çeltek'i kapatmak istemişlerdi. O günün koşullarında o sendikal yapı, özgür, demokrasiden yana, daha demokratik sendikalarla yönetilen bir dönem içerisinde, YERALTI MADEN-İŞ Sendika Başkanı, o yiğit insan Çetin Uygur'un önderliğinde ve YERALTI MADEN-İŞ'in o günkü koşullardaki o yürekli temsilcisi Osman Fahri Şanlı'nın yönetiminde -bin kişilik yönetim, işçi yönetimi- o günkü sendikasıyla beraber yer altından kömürün çıkarılmasına el koydu. Kömürün çıkarılmasında o günün hükûmeti zarar ederken çalışan işçiler aylık 15 ton kömür karşılığı maaş alır durumundaydı, sendikal yönetimlerle beraber o gün o gücü gösterdiler. 15 ton kömür fiyatı, 1 ton tüvenan kömür fiyatıyla eş değerde uyguladığımız zaman bugün 1 ton kömürün ortalama fiyatı 600 TL, 15 ton kömürü hesap ettiğimiz zaman bugünkü fiyatlarla 9 bin TL yapıyor. Yani o günün koşullarında kendi özgür iradesiyle maden işçisi 9 bin TL maaş alabilir durumdaydı, bugün madende çalışan işçilerimiz 3 bin-4 bin TL aralığında ücret alabilmektedir. Bunu uygulayan yönetim, işte o gün 12 Eylül faşizminin 1980'de demokrasiyi kesintiye uğratmasında büyük rol oynamıştı. İşte 12 Eylül -faşizmi- işçi haklarını vermemek için, demokrasiyi yok etmek için, insan hak ve özgürlüklerini engellemek için yapılmıştı. O günden bugüne geldiğimizde bugün Türkiye'nin işçisinin, köylüsünün ürettiği tüm ürünlerin ürün bedellerini elde edilemediği, kazanç sağlayamadığı, alın terinin karşılığını alınmadığı, işçilerimizin daha çok işsiz kaldığı bir dönemde yaşar durumdayız. İşte o günkü koşulları hatırladıkça biz o günkü YERALTI MADEN-İŞ Sendikasının "Üreten de biz, yöneten de biz." anlayışının yıkılmasında 12 Eylül faşizm damgasının ne kadar etkili olduğunu görüyoruz. Aynı etkin yönetim bugün Hükûmetiyle, sermayesiyle, yönetimiyle, sermayedarlarıyla yine iş başında. Bugün iş başındaki yönetim, işte bugün sermayedara yani oligarşiye hizmet etmektedir. Yani oligarşik yönetim bugün yine ülkemize hâkimdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Zeybek.

KEMAL ZEYBEK (Devamla) - Biz yer altı zenginlik kaynaklarımızı üretimden yana, istihdamdan yana ve çalışanlarımızdan yana kullanacaksak bu üretimimizi -dışarıdan ithal edilmeyen kömürlerle- yer altı kaynaklarımızın en randımanlı kullanılması koşuluyla yeniden ele almak zorundayız. Bugün yer altında çalışanlarımızın durumu otuz kırk yıl öncesinden daha iyi değildir, otuz kırk yıl öncesi hangi mantıkla kömür çıkarılıyorsa bugün de aynı mantıkla kömür çıkarılmaktadır.

Bu zihniyet, bu düşünce devam ettiği müddetçe... Yine ileriki dönemde sarı sendikaların olmadığı, devrimci, demokrat sendikaların olduğu bir dönem içerisinde ülkemizde daha özgür, daha demokratik, daha halkçı bir düzenin olacağını düşünüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)