| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 06.02.2019 |
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de partim adına Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesiyle ilgili görüşlerimi paylaşmak üzere söz almış bulunuyorum.
Madencilik meşakkatli bir iş ve uzun soluklu bir iş. Benden önce burada, kürsüde konuşan arkadaşlarımız madencilerin gerek araştırma, bulma, sondaj gerekse işletme safhasında karşılaştıkları sorunların ne kadar çok olduğunu bir bir söylediler; kamuda ne kadar departmana gideceklerini, hangi bakanlığa müracaat edeceklerini, hangi kanunlara tabi olduklarını, kanunların sayısını vesairesini verdiler. Dolayısıyla şu anda hem madenciler muzdarip hem de madenciliğin doğasında olan tabiatla ilgili, çevreyle ilgili konularda duyarlılık sahibi vatandaşlarımız muzdarip. Dolayısıyla, madencilik gerçekten çok önemli ve çileli bir iş. Maden olmadan olmaz mı, doğaya hiç dokunmayalım? Elbette olmaz. Güzel evlerde oturmak istiyoruz, gemiye binmek istiyoruz, uçağa binmek istiyoruz, sanayileşmek istiyoruz dolayısıyla maden, sanayileşmenin önemli unsurlarından birisi. Dolayısıyla yapılması gereken şey, bir taraftan madencilikten elde edilecek katma değer ile madenin içinde bulunduğu toprak parçası ve onun üzerindeki bitki örtüsünü yok etmek arasında ortaya çıkacak maliyetin karşılaştırılması. Toprağın altından çıkacak katma değer ile üzerinde tahrip ettiğimiz doğa arasındaki fark eğer üzerindekinin lehineyse bence üzerindekinin lehine karar alınmalı ve ondan vazgeçilmeli. Ama bunun hesabını yapmak pek o kadar kolay bir şey değil. Bu, iyi niyet gerektirir, uzman görüşü gerektirir. Dolayısıyla madencilikte özel kâr maksimizasyonu ile toplumsal faydayı bir arada bulundurmak o kadar kolay değil çünkü özel şirket daima kâr maksimizasyonuna yönelecektir. Hâlbuki bizim burada üzerinde durmamız gereken bu kanunun özünün ve esasının toplumsal faydayı optimize edecek bir sistem ortaya koyması lazım. Kanunun maddelerini okuduğumuzda maalesef böyle bir optimizasyon ortada yok.
Madenciliğin uzun soluklu bir iş olması, belirttiğim gibi, hem araştırma, sondaj aşamasında hem de üretim ve işletme aşamasında uzun soluklu olduğu için maden kanunlarının dört başı mamur, iyi düşünülmüş, ileriyi gören bir kanun olarak hazırlanması gerekiyor. Benden önceki arkadaşlarım da konuştular, hatipler de söylediler, on altı yılda Maden Kanunu 14 kez değişmiş. Elbette kanunlar değiştirilebilir fakat eğer bir kanun çok sık değiştiriliyorsa o zaman o kanun gerçekten ileride olabilecek bilimsel, teknik donanımları ve gelişmeleri dikkate almadan o günkü şartlara göre yapılmış olan kanunlardır ve dolayısıyla eğer biz bugün bu kanunu yapıp uzun müddet ayakta kalmasını ve ileriye yönelik olarak risk alacaklara yön ve yol göstermesini istiyorsak bu kanunun da kendi içerisinde içsel tutarlılığının olması lazım. Bu da bizi şu noktaya getiriyor: Kanun yapma tekniği son derece önemli bir husus. Biz, maalesef, muhalefet olarak söylüyoruz, siz de iktidar olarak söylüyorsunuz. Biz diyoruz ki: Artık, bu torba yasadan vazgeçelim. Torba yasayla kanun yapmak doğru bir şey değil. Torba yasayla yapılan kanunculuk aslında bir hukuk çilingirliği, hâlbuki lazım olan şey hukuk mimarlığı. Hukuk mimarlığının olabilmesi için her kanunun kendi içinde yapılması gerekiyor ama maalesef, böyle bir şey söz konusu değil.
"Torba kanun yabancı dile nasıl tercüme edilir?" diye ben ilk seçildiğim gün buradaki görevli arkadaşlara sordum, bana iki şey söylediler, dediler ki: Ama İngilizcede bunun bir adı "omnibüs bill" diğeri "Christmas tree bill." Yani "Christmas" Noel'de ağaç süslemek gibi üzerine aklınıza gelen her türlü rengi, şekli asıyorsunuz. Hâlbuki bugün hukuk fakültelerinde niçin Roma hukuku okutuluyor diye sorulduğunda cevap şu: "Çünkü onun bir teorik temeli var, doğru hukuk, ileriye yönelik olarak hukuk."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Milletvekili.
DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Toparlıyorum efendim.
Zamanında Romalılar bunu iki maddelik bir kanunla yapmışlar. Millattan önce 98 yılında iki konsül iki maddelik bir kanun teklifi veriyorlar, iki maddelik bir kanun. Bunlardan kanunun 1'inci maddesi, bir yasanın duyurulması ve onaylanması için gerekli en az süreyi belirliyor. 2'nci maddesi ise "İnsanlar tek bir karmaşık yasada toplanmış farklı konular hakkında bir sonuca varmaya zorlanamaz." diyor. İki maddelik yasa. Biz eğer bizden sonra gelen nesillere bir hukuk mirası bırakacaksak bu uygulamadan vazgeçmemiz lazım. Biz bugün, Ahmet Cevdet Paşa'nın bile gerisine düşmüş vaziyetteyiz. Bizden sonra gelen nesiller bizi hayırla yâd etmeyecekler.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)