GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:12.02.2019

BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 24 Haziran sonrası ülkemiz çok enteresan bir hâle geldi. O gün "Fiilî bir durum var. Bunu Meclisimiz, vatandaşlarımız oylasın, bir Başkanlık sistemi getirelim." demişlerdi ancak bu Başkanlık sistemi ülkemize yaramadı. Sadece ekonomi anlamında değil demokrasi açısından da yaramadı. Birkaç tane örnek vereyim isterseniz: Örneğin şeker fabrikalarını kapattık, TEKEL'i kapattık, TELEKOM'u sattık. Ne yaptık? Manav açtık. "Kuyruklar kalmadı, kuyruksuz bir ülkede yaşıyoruz." dedik, kuyruk oluşturduk. Kuyruğun en kötü tarafı şudur: İhtiyacı olan insanları gösterir. Bir yokluktan değil pahalılıktan bir kuyruk oluştu.

Tüm güçlerin, basın da dâhil olmak üzere, tek elde toplanması, "sağlıkta şiddet" gibi süslü cümlelerle çıkan yasaları da o "fiilî durum" denilen şeyi de muvazaalı hâle getirdi.

Enteresandır, Türkiye'de yaşayan tüm kesimler, esnafı, iş adamı, çiftçisi herkes suçlu, herkes. Manavda elindeki ürününü satan, sebzesini, meyvesini satan demek ki pahalı satıyormuş. Markette satış yapan esnaf demek ki düşmanlık yapıyormuş, hainlik yapıyormuş. O vesileyle, 24 Haziran sonrası gelen dönem böyledir. İşte böylesi bir dönemde yasalarımız da torba yasa oluyor hâliyle. Yoksa ülkeyi yönetenler, elbette, sosyal devletin icabı, gereği, vatandaşının eğitimine, sağlığına, güvenlik sorununa el atar. Bunun yanında ekonomik olarak da dünyadaki diğer ülkelerle yarışır; doğal olarak, madenleri çıkarmaya çalışır, teknolojiyi yakalamaya çalışır ama bunların hepsini bir yasayla yapar. Hele hele Maden Yasası gibi konuları dünya ölçeğinde, evrensel sağlık konularını da içine alarak yapar yani sözleşmelere uyar, evrensel sözleşmelere. Ama bakıyoruz ki çıkan bu yasada, bir önceki çıkan yasalarda, gelen tüm yasalarda, hepsinin merkezinde şirketler var, sarayın 5 şirketi. Sarayın bu 5 şirketi maden ocaklarını da açıyor, hastane de yapıyor, yol da yapıyor. Aklınıza gelen tüm ihalelerde sarayın bu 5 müteahhidi var. Öyle olunca da hâliyle derelerimiz, sularımız HES'lere, yaylalarımız, meralarımız, ormanlarımız maden ocaklarına, havamız termik santrallere rant adına, rant yağmacılığı adına peşkeş çekiliyor. Böyle bir Maden Yasası hâliyle bu tür çalışmalarda çok defa gelir önümüze. Sanırım 14 defa değişmiş bir Maden Yasası'yla karşı karşıyayız. O yüzden sizlere yapılanlar için "ayinesi iştir kişinin" sözüne Adana'dan bir örnek vereceğim, Adana Sarıçam'dan: Bundan on bir sene önce 2007 yılında Adana'da bir tesis yapıldı. Aslında o gün Cumhur İttifakı'nın temeli de atılmış oldu. AK PARTİ'li belediye katı atık tesislerini ÇED raporuna göre düzenledi ve 2008 yılında faaliyete geçti. O faaliyete geçtiği dönemde Adana Sarıçam'da o günün koşullarına göre -doğrudur- verilen ÇED raporlarına uygundu. O ÇED raporları... Bir vatandaşımıza CİMER'in verdiği cevapta "En yakın mesken 1.200 metre uzağında olacak ve hiçbir tesis ve tesisleşme olmayacak." deniliyor. Ancak 9'uncu ayda bir vatandaşımız CİMER'e başvurduğunda aynı cümle aynı bölge için yine tekrar edilmiş. Daha sonra, 10'uncu ayda yine bir vatandaşımız CİMER'e yazı yazıyor, buradaki durumu CİMER tekrar tarifliyor. Diyor ki CİMER "Burası on bir sene önce kurulmuş, belediye 1.200 metre uzaklıkta bir yerleşim birimine izin vermeyeceğini taahhüt etmiş, tesis ve tesisleşme olmayacak." Peki, buranın şu andaki durumu nedir? Buranın şu andaki durumu budur arkadaşlar. Hemen karşısında yeni yapılan 5 bin konut var, hemen 300 metre ilerisinde devlet üniversitesi var, adı "Alparslan Türkeş" diye değiştirilen üniversite var, hemen 300 metre gerisinde 33 bin kişilik stat yapıldı. Yani buradan şunu çıkartalım: Bu Hükûmetin, iktidarın karnesi bu tür olaylarla dolu. Devletin bakanı, Spor Bakanı o bölgeye, ÇED raporu olan, buraya tesis yapılmayacağına ilişkin taahhütte bulunulan yere bir stat, üniversite yapmış ve belediye de MHP'li belediye de o bölgeyi olabildiğince ranta açmış, binalaşmaya izin vermiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Hemen bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Bulut.

Buyurun.

BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Haliyle bunun çözülmesi gerekiyor. Bunu çözecek olan kim? Ya iktidar yani AK PARTİ ya da belediye ama yazılan cevapta bunun kabul edilmesine rağmen yine aldatıcı bir şekilde "Belediyenin taahhüdü var." diye on bir sene sonra dahi bu bölgenin, demin fotoğrafını gördüğünüz yerin, aynı şekilde devam edeceğini ve bu konuda uyarıldığını söylüyor. Böyle bir uyarılma olur mu? Bu anlayış, işte maden ocaklarında yasa çıkartıyor; bu anlayış, çevreye bakışı burada gösteriyor. Bir samimiyet testi yapmaya bile ihtiyaç duyulmuyor. Ülkeyi yönetenlerin yaptıkları hiçbir şekilde iyi niyetle de tarif edilmez. O anlamda gerek Adana'da yapılan bu tesisin gerekse biraz önce Bartın'la ilgili söylenen tesislerin korunması açısından Hükûmeti tekrar vicdana çağırıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)