GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:53
Tarih:14.02.2019

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 41 sıra sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 28'inci maddesi üzerinde İYİ PARTİ grubumuzun vermiş olduğu önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel kurulu saygıyla selamlarım.

Bu maddede BOTAŞ'ın uzun dönemde sıvılaştırılmış doğal gaz alım satım anlaşmaları kapsamında LNG'nin kimyasal özelliği gereği gemilere yüklenen ve gemilerden boşaltılan miktarlar arasında oluşan kayıpların Gümrük Kanunu'nun 237'nci maddesinde belirtilen yüzde 4'lük orandan fazla olması nedeniyle bu oranın fiilî duruma uygun hâle getirilerek yüzde 6'ya çıkarıldığı belirtilmektedir. Buna diyecek bir sözüm yoktur.

Değerli milletvekilleri, yeni bir torba yasayla karşı karşıyayız. Birbirinden çok farklı alanlarda kanun tasarıları aynı torbanın içine konulmakta ve yeterli incelemelere tabi tutulmadan yasalaşmaktadır. Görüyorum ki muhalefetin ne önerdiğinin önemi yok. Ayrıca, oylamaların haricinde maddeler konuşulurken milletvekili sıraları da âdeta boş. Yine, yasalar hazırlanırken merak ediyorum, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının, üniversitelerin ilgili bölümlerinin, birimlerinin görüşleri alınıyor mu? Ne kadar istişare edilirse kanunlar da o kadar pürüzsüz olur ve bu kanun da, Maden Kanunu'nda olduğu gibi, 14'üncü defa değişikliğe uğramaz. İlk defada doğru yapmanın yolu konunun bütün yönleriyle çalışılmasına, uzman görüşlerinin ve ayrıca da muhataplarının görüşlerinin alınmasına bağlıdır. Üniversitelerle iş birliği de önemlidir ve gereklidir.

Gelelim konumuza. Türkiye doğal gaz konusunda yüzde 99 oranında dışa bağlı bir ülkedir ve büyük ölçüde elektrik üretiminde kullanılmaktadır. Bu yıl ocak ayında hidrolikten üretilen elektriğin payı yüzde 30 seviyelerindedir. Rüzgârın, güneşin, jeotermal kaynakların, atıkların elektrik üretimindeki payı toplamın yüzde 15'i civarındadır. İthal kömürün elektrik üretimindeki payı yüzde 19,7, yerli kömürün payı ise yüzde 15,5 civarındadır. Bu tablo gösteriyor ki yerli üretimi artırmak zorundayız. Bunun için yenilenebilir enerji kaynaklarını ve yerli kömürü daha verimli kullanmak zorundayız. Ancak işlenen madde ister ithal fosil ister ithal doğal gaz olsun isterse de yerli fosil ya da yenilenebilir kaynak olsun, elektrik enerjisine çevirmek bir teknoloji işidir. Maalesef teknolojileri de büyük ölçüde dışarıdan alıyoruz. Ham maddede olduğu gibi, teknolojide de dışa bağımlıyız. Kömürümüz var, rüzgâr var, güneş var ama bunları elektriğe çevirecek teknoloji yabancı. Her alanda millî politika geliştirmek durumundayız, madende de böyle. Ham maddeyi çıkarmak yeterli değil, yarı mamul ya da mamul madde hâline getirmek şarttır. Bilim ve teknolojide sıçrama yapamazsak dışarıya bağımlı olmaya devam ederiz. Bana göre asıl beka sorunu budur.

Değerli milletvekilleri, üniversitelerimizi inceledim, 16 üniversitede maden mühendisliği bölümü var. ODTÜ, İTÜ, Hacettepe Üniversiteleri hariç, diğerlerinde kontenjan dolmamış ve taban puanları oldukça düşük. Her yıl yaklaşık 1.200 civarında öğrenci giriyor maden mühendisliği bölümlerine, Maden Mühendisleri Odasına kayıtlı 17.740 civarında da maden mühendisi var. 8 üniversitede petrol ve doğal gaz mühendisliği bölümleri var, 4 üniversitede kontenjanlar dolmamış. Bu bölümler istihdam probleminden dolayı cazibesini kaybetmiş demektir.

Burada söylemek istediğim şey şudur: Mühendislik fakültelerinde lisans eğitimleri mesleğe yönelik olarak yeniden gözden geçirilmeli, yüksek lisans ve doktora eğitimleri uygulama ağırlıklı ve teknoloji geliştirmeye yönelik olmalıdır.

Değerli milletvekilleri, enerji de israf edilmemeli. Unutulmamalıdır ki fosil kaynaklar kullanıldığında atmosfere karbondioksit gazı vermekte, iklim dengesini bozmaktadır. Ülkemizdeki madenlerin, yer altı ve yer üstü kaynaklarımızın milletimizin tümünün olduğu unutulmamalı, düzenlemeler buna göre yapılmalı, yabancı şirketlere peşkeş çekilmemelidir. Bu da bir beka sorunudur. Bu konuda vicdanımız hakem olmalıdır. İYİ PARTİ olarak bu konudaki hassasiyetimizi bir defa daha vurgulamak istiyorum.

Hepinizin bildiği gibi, geçtiğimiz yıllarda maden kazaları oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Başkan, bitiriyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Bu kazaların sebebi maden işletmecilerinin işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili tedbirleri almamasıdır. Bu konu çok önemlidir ve gerekli standartları sağlamamış olanlara müsaade edilmemeli, cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. Bu vesileyle, maden kazalarında hayatlarını kaybeden tüm madencilerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına da tekrar sabırlar diliyorum.

Ayrıca, dün vefat eden ülkü devi Ozan Arif'e rahmet, yakınlarına sabırlar diliyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.