| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 14.02.2019 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 32'nci madde üzerinde konuşmak üzere geldim.
32'nci madde esas itibarıyla cezalarla ilgili bir madde. Yani anlaşmalara uymayan kişi ve kurumlara yönelik olmak üzere nasıl cezalar uygulanması gerektiğiyle ilgili bir madde. Maddenin kendisi aslında çok önemli değil bence ama 31'nci madde özellikle -demin Kazım Bey'in konuştuğu madde- çok daha önemli ve doğrusunu isterseniz birkaç cümleyle neden bu maddenin önemli olduğunu size anlatmak isterim.
Değerli arkadaşlar, eğer bir sektöre ilişkin olmak üzere bir kamusal düzenleme yapmaya kalkarsanız o piyasadaki aktörlerin de bu kamusal düzenlemeyle ilgili olarak öncesinde veya sonrasında bir manipülasyon yapma isteği oluşur. Yani siz herhangi bir uygulamayı herhangi bir sektöre uygulamaya karar verdiğinizde o piyasadaki yapı yani o piyasadaki firmaların sayıları, büyüklükleri, nitelikleri sizin yapmak istediğiniz uygulamayla ilgili olarak bir tepki verir ve sizin uygulamanızı kendi çıkarlarına olmak üzere manipüle etmeye çalışır.
Şimdi, bu anlamıyla baktığımızda doğrusunu isterseniz özellikle 31'inci maddede, demin Kazım Bey'in de üzerinden geçtiği gibi, ham petrolün fiyatlama sistemiyle ilgili olarak bir değişiklik önergesi var. Yani bir kamusal düzenleme söz konusu ve o kamusal düzenleme esas itibarıyla şöyle bir şey: "Mısır bazlı bir fiyatlama yerine Suudi Arabistan bazlı Arap Heavy denilen fiyatlamayı alalım." diyorlar. Bunun gerekçesi nedir diye baktığımızda diyorlar ki: "Aksi takdirde yerli petrol üreticileri maliyet dezavantajı yaşıyorlar, özellikle TÜPRAŞ'ın Batman Rafinerisi'yle ilgili olarak negatif bir fiyat düzenlemesi olarak etki yapıyor. Dolayısıyla bunu biz değiştirelim." diyorlar. "Niçin değiştirelim?" "Yerli üreticilerin de yararlanması için, yerli üreticilerin o fiyat dezavantajından kurtulmaları için ve dolayısıyla teşvik edilmeleri için bunu yapalım." diyor kanun. Fakat arkadaşlar, şimdi şöyle bir şey var: Eğer biz Suudi Arabistan bazlı fiyatlamaya geçersek Türkiye'nin en büyük ve tek diyebilirim, tek değilse bile en büyük TÜPRAŞ rafinerisinin yöneticileri "Bu fiyatlama değişimi varil başına 2,42 dolar ek maliyet yapacak, dolayısıyla da biz yıllık 40 milyon dolar zarara uğrayacağız ve Batman Rafinerisi'ni kapatmak zorunda kalacağız." diyorlar.
Arkadaşlar, tutanaklara bakarsınız, TÜPRAŞ Genel Müdürü Komisyonla paylaşmış bu görüşü ve "Bu işten vazgeçin çünkü ülkenin en büyük petrol rafine eden kurumunun iflasına sebep olacaksınız." diye uyarıda bulunuyor.
Şimdi, o zaman şöyle bir durum ortaya çıkıyor: Demek ki kamusal bir müdahale veya bir öneri sektörde bazılarının işine yani -kanunda ifade edildiği gibi- yerli üreticilerin lehine -tırnak içinde söylüyorum bunu- ama TÜPRAŞ'ın aleyhine bir sonuç üretecek.
Ben şunu merak ettim: "Peki, bu yerli üreticiler kimler acaba?" diye baktım. Arkadaşlar, yerli üreticiler 15 tane şirket sayılıyor ve 15'i de yabancı ortaklık. Yani bu nasıl buraya kadar gelmiş, bu kanun maddesi buraya nasıl gelmiş; anlamış değilim ben şahsen. Yani "Yerli üreticileri teşvik edelim." diyorsunuz bir yandan ama yerli üreticilerin yerli olmadığı belli, öte yandan hakiki yerli olan -bir bakıma yerli diyebilirim çünkü yüzde 51 Koç'a ait biliyorsunuz- TÜPRAŞ Rafinerisi'ni zor durumda bırakacak olan bir düzenlemeyi burada gündeme getirmiş oluyoruz.
Arkadaşlar, bu, kabul edilebilir bir şey değil. Eğer böyle bir mantıkla bu kanun çıkarsa TÜPRAŞ'ın ve Batman Rafinerisi'nin gerçekten kapanma ihtimali var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Ve ben size söyleyeyim: Batman Rafinerisi'nde 500 işçi çalışıyor bildiğim kadarıyla, dolayısıyla da 500 işçi işsiz kalmak durumunda kalacaktır diye düşünüyorum. Dolayısıyla da arkadaşlar, niyetimiz ne olabilir; bilmiyorum.
Bu kanunu buraya getiren arkadaşlar, Komisyon üyeleri... Benim anladığım kadarıyla, Komisyonda zaten bu taraflar yeteri kadar konuşmamış -ben komisyon üyesi değilim ama tutanaklardan anladığım kadarıyla- gerçekten STK'ların görüşleri yeteri kadar alınmamış ve bu kanun buraya kadar gelmiş.
İlk cümleme dönecek olursam şunu söylemek istiyorum: Her bir öneriniz, düzenleme öneriniz o piyasadaki yapı tarafından manipüle edilir. Eğer sizin başka bir amacınız varsa bilemem ama açıkça olan şey şudur: "Yerli üretici" cümlesi altında yabancı birtakım ham petrol üreticilerine bir kapı açılıyor ve öte yandan Koç Grubuna, işte yıllar önce alayla valayla satılmış olan TÜPRAŞ da kapanmak noktasına gelebilir diye düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)