| Konu: | BDP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 28.11.2012 |
TÜRKAN DAĞOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin önerisi üzerine söz almış bulunuyorum.
AK PARTİ, üniversitelerin, her alanda kalkınmanın ve demokratikleşmenin en önemli unsuru olduğuna inanmaktadır.
Beşerî sermayeyi etkin bir şekilde kullanmayan toplumlar rekabet şanslarını da kaybetmeye mahkûmdurlar. Kamu kaynaklarının tahsisinde birinci önceliğin eğitime yapılacak yatırımlara verilmesi gerektiğine inanan partimiz, eğitime işte bu bilinçle yaklaşmaktadır.
Öte yandan AK PARTİ olarak, eğitim sisteminin ideolojik kavgaların arenası hâline getirilmemesi gerektiğine inanmaktayız ve inanmaktayım.
Tanımları gereği üniversiteler, özgür aklın hâkim olduğu, muhakeme yeteneğine sahip, bilimsel veriler ve kaynaklar üzerinden düşünen bir platform olmak zorundadırlar ancak söz konusu ortamda tüm bireyler, siyasi düşüncelerini demokratik normlar çerçevesinde, farklı düşünen diğer bireylere zarar vermeksizin, onların düşüncelerini menfi yönde etkilemeksizin ve ülkenin birlik ve bütünlüğüne zarar vermeyi, istikrarı bozmayı hedefleyen karanlık yapılara dâhil olmaksızın ifade etmekle yükümlüdürler.
Biz, polis mercilerinden izin alınmış ve toplantı, gösteri yürüyüşlerini düzenleyen yasalarla uyumlu bir şekilde gerçekleşen hiçbir protestoyu engellemiş değiliz; yeter ki söz konusu bireyler bu ülkenin birer vatandaşı olduklarını unutmasınlar, fikirlerini medeni ve yasal kriterler dâhilinde ifade etsinler, çevrelerine, kamu malına zarar vermesinler. Etraflarında gizli ağlar örerek devletin dirlik düzenine halel getirmesinler. Öte yandan, zamanında, başörtülü olduğu için, üniversitede bulunduğum yıllarda defalarca elimize yazı gelip de "Bu öğrenciler derse girmesin." denilirken yönetimler tarafından, hiçbir zaman etnik bir ayrımcılık nedeniyle "Bu öğrenciyi derse alma." gibi bir yazı otuz beş senelik öğretim hayatımda elime hiçbir şekilde gelmedi.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Cezaevlerine alıyorlar Sayın Hocam.
TÜRKAN DAĞOĞLU (Devamla) - Baskı ve zorlamalarla karşılaşan gençlerimize uygulanmış olan zulüm karşısında susan kesimlerin şimdi bu tür önerilerle gelmesini samimi bulmamaktayım. AK PARTİ'nin özgürlükçü uygulamaları sayesinde üniversitelerde öğretim elemanları ve öğrenciler üzerinde ideolojik baskı, dayatma ve antidemokratik uygulamalar tespit edildikleri anda ortadan kaldırılmıştır. Üniversitelerde farklı düşünceler olabilir. Üniversiteler zaten her türlü ideolojilerin tartışıldığı yerler olmalıdır, bu gayet doğaldır. Türkiye'de yaşanmakta olan siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel tüm gelişmelerin bu çocuklarımızı etkilemeleri de doğaldır. Keza, üniversitelerimizde Türkiye'nin yönetici kadrosunu, siyasetçilerini, iletişim uzmanlarını yetiştiriyorlar; ülkemiz için hayırlı hizmetler üreten bireyler doğuyor. Biz, gençlerimize potansiyel suçlu olarak değil, beşerî sermayemiz olarak bakmaktayız. Bu da eğitim alanına aktardığımız kaynaklar ve her şehrimizde kurduğumuz üniversitelerle açıkça kanıtlanmaktadır. Eğer AK PARTİ böyle özgürlükçü bir yaklaşım içerisinde olmasaydı üniversite sayılarında gözle görünür bir artış elbette ki yaşanamazdı. 2002'de 81 ilin 41'inde üniversite yoktu. Artık, üniversitesi olmayan il kalmadı. 2002'de devlet ve vakıf üniversitelerinin sayısı 76 iken, kurduğumuz 92 yeni üniversite ile bu sayıyı 168'e yükselttik. Mevlânâ'nın da çok güzel ifade ettiği gibi, biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil.
Görüş farklılığı ile aykırılık arasında sağduyu temelinden kurulmuş denge bozulduğu noktada üniversitelerin de ahengi zarar görmektedir sayın vekillerim. Üniversitelerimizin bu hassas dengeyi doğru bir şekilde kurup Türkiye'nin gelişiminde üzerlerine düşen misyonları hayata geçireceklerine inanıyoruz. Biz, hiçbir zaman gerek üniversitede gerek AK PARTİ'nin bünyesinde "ötekileştirme" diye bir şeyi kabul etmedik, daima bunun karşısında olduk ve daima bunun üstesinden gelmeye gayret ettik. Bu nedenle, bu üniversitelerle ilgili, etnik ayrımcılıkla ilgili sözlerinizi ben bir üniversitenin öğretim üyesi olarak asla ve asla kabul etmiyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Dağoğlu.