| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 14.02.2019 |
AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve yüce milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'nin büyümede küme düştüğü son beş yılda, 516.317 esnafın battığı bir süreçte 150 bin çalışanı doğrudan ilgilendiren, 900 bin kişiyi de dolaylı yoldan ilgilendiren bir kanun teklifini görüşmeye devam ediyoruz.
Son on yedi yılda Maden Kanunu 4 kez köklü olmak üzere, 14 kere değişikliğe uğramış. Neredeyse her yıl değişiklik yapılan Maden Kanunu deyim yerindeyse bir yamalı bohça olmuş ama hâlâ bu kadar değişikliğe rağmen herkes şikâyetçi. Neden? Anayasa'ya aykırılık teşkil eden maddeler ile torba kanun yapılmasının sonuçlarından biri diyelim. Özetle, 54 maddelik teklifin tamamı madencilik ceza kanununa dönüşmüş de ondan.
Düzenleme ruhsat güvencesini ortadan kaldırıyor. Teklif madencilikte birikmiş temel sorunları çözmekten uzak. Maden sektörü ciddi bir kriz altında. Cezalar insafsızca artırılarak maden işletmelerine âdeta "Krizdeyseniz krizde olun, fark etmez, madencilik yapmayın kardeşim." deniyor. Bu teklif kabul edilirse 4 milyona yakın resmî işsizler ordusuna yeni işsizlerin katılması an meselesi, benden söylemesi.
Maden sahalarında redevans artışı kaçak usulde madenciliği büyütmekte, işçi sağlığı ve güvenliğini de daha riskli hâle getirmekte. Sorun mühendisi cezalandırmakla, işletmeciyi ağır cezaya boğmakla çözülmeyecek, sorun redevanslı işletme anlayışı zaten. Isparta'da maden izni verilen alan sayısı 500'e yaklaştı. Türkiye'nin en yaşanılabilir kenti seçilen Isparta son yıllarda açılan mermer ocakları ve göllerin geleceğini tehdit eden projeler sivil toplum örgütleri tarafından her an gündeme getiriliyor. Özellikle Sütçüler ilçemizde son yıllarda sayıları artan maden ocaklarına ilişkin bölge halkının çok ciddi kaygıları var. Sütçülerli vatandaşlarımız ülkemizin önemli yer altı kaynaklarından olan mermer çıkarılmasına karşı değiller, büyük istihdam kaynağı ve yer altı zenginliklerimizden faydalanmak gerektiğinin herkes çok farkında ve bundan da memnun. Mermer ocaklarının su kaynaklarına, ormana ve yaban hayatına zarar vermesinden şikâyetçiler. Bana bir mektup geldi Sütçüler'den. 150 adet mermer ocağına ruhsat verildiğini belirtmiş yazan vatandaşımız ve diyor ki: "Ne acıdır ki köylerimiz yaşanan çevre felaketleri nedeniyle boşalıyor artık ve köylerimizin içme suları hoyratça açılan ve ilgili kurumlarca 'İçme suyuna zarar vermez.' raporlarıyla da kurumakta. 'Zarar verirse ilgili firma tarafından karşılanır.' diye ilgili firmadan taahhüt almak; kuruyan suları, yok edilen bitki örtüsünü, yaban hayvanlarını ve köylünün arılarını geri getirecek mi?" diye de soruyor. Değerli arkadaşlar, yasal düzenlemelerle işte bunların düzeltilmesi gerekiyor. Maalesef yok torbanın içinde.
Türkiye beş yılda 14 basamak birden geriledi desem "Nereden?" diye sorarsınız, öyle tahmin ediyorum çünkü o kadar çok ki gerilediğimiz alan. Ben söyleyeyim neyi kastettiğimi: Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün 2018 Yılı Yolsuzluk Algı Endeksi'ne göre 180 ülke arasında 41 puanla 78'inci olmuşuz. Bu ne demek biliyor musunuz? Demokrasi geleneği olmayan ülkelerle aynı kategoriye geldik demek.
Bunları söylüyoruz diye darılmayın değerli arkadaşlar. Milletin hukukunu savunmak için ortaya çıktık ve mücadele ediyoruz. 24 Haziranda milletimiz bize bu görevi verdi çünkü. Her türlü haksızlığa karşıyız. Haksızlığın kimin tarafından yapıldığı, kime yapıldığı, nerede yapıldığı ve ne zaman yapıldığı bizim için önemli değil. Biz bu görevi yapınca kimsenin ürkmesine, korkmasına falan da gerek yok eğer suçlu değilse. Herkesin bundan memnun olması lazım. Gerçek demokrasiye ulaşalım ki korkudan güvenliğe, yoksulluktan zenginliğe, darlıktan bolluğa ve kaygıdan huzura ulaşsın memleketimiz. Amacımız, kalkınmayı ve refahı sağlamış herkesin el ele, gönül gönüle, huzur ve güven içinde yaşadığı, çağdaş ve özgür bir Türkiye çünkü.
Milletin önüne iki sandık koydunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Buyurun.
AYLİN CESUR (Devamla) - Her ikisi de büyük bir fırsattır ve değerinin iyi bilinmesi gerekir. 1'inci sandığın değeri iyi bilinmiş ve hakkı verilmiştir. Neden böyle diyorum? Çünkü her türlü yasağa, her türlü korkuya ve apar topar önüne konan sandığa rağmen yürekli vatandaşlarımız 1'incisinden bizleri burada temsilci yapabilmiştir. Şimdi 2'nci sandıkta sıra. Bu 2'nci sandığın değerini -buradan değerli vatandaşlarıma sesleniyorum- çok iyi bilmek lazım. Orada verilen sözler var ve tutulmayan vaatler var. Milyonlar hoşnut değil ve millet bıktırılmıştır. Anketler, her 100 kişiden 75'inin memnun olmadığını söylüyor. Yine alınmayın, milyonlarca işsizin alkış tutması beklenebilir miydi ve zamların altında ezilmiş milyonlar "Ezildik, iyi oldu." diyebilirler mi?
Değerli arkadaşlar, bizi izleyen değerli, aziz milletim; daha iyi bir Türkiye arıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) - Bir cümleyle bağlayacağım Sayın Başkanım, müsaadenizle.
BAŞKAN - İlave süre hiç vermedim, artı bir dakika verdim sadece.
Tamamlayalım.
AYLİN CESUR (Devamla) - İyi olmayan nedir, ona bakmak lazım. İnşallah bir sonraki konuşmamda, önümüzdeki günlerde neyi daha iyi nasıl yaparız, size yollarını da söyleyeceğim. Bu da benden jest olsun.
Hepinize sevgi ve saygılar. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.