| Konu: | Birinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'den Rusya'ya götürülen tarihî eserlerin ülkemize iadesi konusunda yapılan girişimlere ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 19.02.2019 |
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Birinci Dünya Savaşı sırasında ülkemizden Rusya'ya götürülen kültürel ve tarihî değerlerimizin mirası olarak kabul ettiğimiz birtakım tarihî eserlerin tekrar ülkemize iadesi konusunda yapılan girişimlerle ilgili olarak sizleri bilgilendirmek üzere gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
1916 yılında Trabzon işgalinde ve daha sonra 1918'de işgal sonrası Trabzon'dan ve diğer vilayetlerden Rusya'ya götürülen ve iadesiyle ilgili uzun yıllar sonra tekrar hatırlanarak gündeme getirdiğimiz tarihî eserlerin, ait oldukları yere geri getirilmesiyle ilgili olarak 2009 yılından beri partimiz ve ilgili bakanlarımız nezdinde bir çalışma ve araştırma yürütülmektedir. Rusya'ya götürüldüğü her iki ülke araştırmacıları ve tarih yazarları tarafından araştırılan ve tespit edilen eserler arasında 1700 ve 1800'lü yıllara ait çok sayıda Kur'an-ı Kerim; Yenicuma, Ortahisar ve Ayasofya'da yapılan kazılarda çıkan mozaik ve freskler; Trabzon matbuatına ait gazete ve kitap koleksiyonu; camilerimize ait sancaklar ve kıymetli eşyalar; padişah fermanları; 497 parça el yazması eser ve çeşitli ölçü ve özelliklerde tarihî eser bulunmaktadır. Tespit edilen eserlerin bir kısmı da Petersburg Hermitage Müzesi'nde sergilenmektedir.
Trabzon'daki Rus Bilimler Akademisi Heyetinin Başkanı olan Profesör Uspenski, Trabzon'dan Rusya'ya götürülen eserlerin gerekçesinin İstanbul'daki Rus Asar-ı Atika Mektebinde bulunan 30 bin civarındaki kitaba savaş nedeniyle Osmanlı Devleti'nin el koyması olduğunu belirterek, Trabzon'dan götürülen bu eserlerin İstanbul'da el konulan eserlere karşılık olduğunu, bir nevi rehin olarak alındığını vurgulamaktadır. Ancak, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti'nin denetimine geçen İstanbul Rus Asar-ı Atika Mektebindeki yaklaşık 30 bin cilt kitap, 1930 yılına kadar İstanbul Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesinde muhafaza edilmiş ve 1930'da her iki devlet arasında varılan bir anlaşmayla İstanbul'daki, Ruslara ait kitaplar Rusya'ya nakledilmiş olmasına rağmen Trabzon'dan götürülen eserler ne yazık ki bugüne kadar iade edilmemiştir. Rus işgali sırasında Trabzon'da işgal kuvvetleri tarafından el konularak Rusya'ya götürülen eserlerin geri alınması için Osmanlı Devleti tarafından yapılan ilk girişim, İstanbul Hükûmeti Maarif Nezareti tarafından Sadrazamlığa yazılan 3 Ağustos 1920 tarihli yazıdır. Daha sonra, dönemin şartlarında Ankara-Moskova arasında yapılan yazışmalardan herhangi bir sonuç alınamamış olacak ki Türk Hariciye Vekâletinden Sovyet Hükûmetine iletilmek üzere Moskova Sefaretine yazılan 11 Şubat 1924 tarihli yazıyla eserler tekrar listelenmiş fakat maalesef yine sonuç alınamamıştır.
Fakat Hükûmetimizin gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde başlattığı gerekse Dışişleri ve Kültür Bakanlarımızın da yakından takip ettiği bu girişimlerle ilgili olarak Rusya Büyükelçimiz de devrededir. Konuyla ilgili olarak her 2 ülke devlet arşivlerinden gerekli araştırmalar üniversitelerin konuyla ilgili akademisyenleri aracılığıyla yapılmış olup gerekli yazışmalar hâlen devam etmekte ve artık çok şükür ki eserlerin iadesiyle ilgili olarak çok yol katedilerek Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde konu takip edilmektedir.
Birinci Dünya Savaşı yıllarında Rus işgaline uğrayan Osmanlı vilayetlerinde, özellikle Trabzon ve Van illerinden Rus bilim adamlarınca seçilerek Rusya'ya götürülen kültür varlıklarının ait olduğu yere iadesi ecdadımızın mirasına sahip çıkma açısından bizlere düşen önemli bir görev ve sorumluluktur ve bu görevi yerine getirmek de yine bize nasip olacaktır inşallah.
Bu vesileyle, Birinci Dünya Savaşı'nın en ağır darbelerinden birini yaşayan Trabzon'umuzun düşman işgalinden kurtuluşunun 101'inci yılında yaklaşık iki yıl işgal altında kalan şehrimizde kahramanca savunma yapan başta milletimiz, ordumuz ve silahlı kuvvetlerimiz olmak üzere, kurtuluş mücadelemizde canını, malını, sevdiklerini feda eden ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyorum.
İki yıla yaklaşan esaret ve muhacirlik çilesi sonrasında 24 Şubat 1918'de kurtuluş mücadelesini zaferle sonlandıran tarih, sanat, kültür, medeniyet, eğitim ve spor şehri Trabzon'umuzu, vatanın bölünmez bütünlüğünü tüm değerlerin üzerinde tutarak mücadeleci ve kararlı kimliğini şehrimizi ilgilendiren her alanda gösteren hemşehrilerimi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın.
BAHAR AYVAZOĞLU (Devamla) - ...millet iradesinin tecelligâhı olan Gazi Meclisimizin çatısı altında hürmetle selamlıyorum.
Saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Bahar Hanım, o, Trabzon'la ilgili cümlenizi baştan alın, o duyulmadı çünkü. Trabzonlu hemşehrilerimiz duysun.
BAHAR AYVAZOĞLU (Devamla) - Tekrar mı söyleyeyim?
BAŞKAN - Lütfen, buyurun.
BAHAR AYVAZOĞLU (Devamla) - Son paragraftan başlayayım mı?
BAŞKAN - Son, Trabzon'un kurtuluşunu kutladığınız bölümü Trabzon'dan başlayarak devam edin.
BAHAR AYVAZOĞLU (Devamla) - İki yıla yaklaşan esaret ve muhacirlik çilesi sonrasında 24 Şubat 1918'de kurtuluş mücadelesini zaferle sonlandıran tarih, sanat, kültür, medeniyet, eğitim ve spor şehri Trabzon'umuzu, vatanın bölünmez bütünlüğünü tüm değerlerin üzerinde tutarak mücadeleci ve kararlı kimliğini şehrimizi ilgilendiren her alanda gösteren hemşehrilerimi millet iradesinin tecelligâhı olan Gazi Meclisimizin çatısı altında hürmetle selamlıyorum, saygılarımı iletiyorum. (AK PARTİ, CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)