| Konu: | (10/102, 461, 682, 977, 981, 982) No.lu Hayvanların Haklarının Korunması ile Hayvanlara Eziyet ve Kötü Muamelelerin Önlenmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 20.02.2019 |
HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün hayvan hakları alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin, hak savunucularının uzun süredir talep ettiği bir araştırma komisyonunun nihayet gerçekleştirilmesi için konuşuyoruz.
Öncelikle hayvanların "küçük dostlarımız, canlarımız" gibi güzellemelerle aslında üzerinde hâkimiyet kurduğumuz canlılar değil, yaşam haklarını ellerinden aldığımız canlılar olduğunu vurgulamak isterim. Bilmemiz gerekiyor ki bu dünya yalnızca insanlara ait değil, bütün canlılara ait olan bir dünya. Hayvanların ve doğanın da çok temel hakları var. Kurulacak komisyonun hayvan haklarına yaklaşımının da tam bu noktadan olması gerektiğini ifade etmek isterim.
Hayvan hakları ihlallerini çoğunlukla sokak hayvanlarına uygulanan şiddet haberleri sonrasında konuşuyoruz ancak hayvan hakları ihlalleri yalnızca sokaktaki hayvanların gördüğü muameleyle sınırlı değil. Söz konusu olan, hayvanat bahçelerinden yunus parklarına, mezbahalardan deney laboratuvarlarına, faytonlardan süt üretim tesislerine, barınaklardan "petshop"lara kadar pek çok yerde hayvanlara nasıl muamele edildiği aslında. Avcılık, hayvan dövüşleri, kürk ve deri üretim tesisleri, hayvan ithalatı ve taşımacılığı da bu kapsamda muhakkak ele almamız gereken konular. Hayvanların sistematik olarak şiddete ve zulme uğraması bunlardan ayrı düşünülemez.
Evet, hayvanlara karşı işlenen suçların caydırıcı yaptırımlarla karşılık bulması için bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu çok açık. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu 2004 senesinden beri yürürlükte. Türkiye'de hayvanlar güya bu yasayla korunuyor, ancak gerçekten işe yaradığını söylemekse zor. Mevzuata göre, hayvanlara yönelik haksız fiilleri gerçekleştiren şahıslara cüzi para cezaları kesiliyor. 2018'de, hayvana tecavüz eden ve işkence eden şahıslara uygulanan yaptırım sadece 625 lira idari para cezasıydı. Bu, Türkiye'nin ayıbıdır. Hâlbuki bu şahıslar işkenceci, tecavüzcü birer faillerdir ve bu filler de kabahat değil suçtur.
Türkiye'de tür ayırt etmeksizin yaşanan hayvan hakları ihlallerini raporlayan ve bu ihlallerin yaptırımla sonuçlanması için mücadele veren Hayvan Hakları İzleme Komitesi'nin 2016 Raporu'na göre ülkemizde en az 1 milyar 156 milyon 407 bin 473 yaşam hakkı raporlanmıştır. Aynı şekilde, en az 8 milyon 216 bin 506 işkence vakası da raporlanmıştır. Bu kategoride, insan menfaati ve keyfi için kasıtla, silahla, işkenceyle, zehirle öldürme, ihmal nedeniyle ölüme sebebiyet verme, trafik kazaları ve av katliamları raporlanmıştır.
Şimdi, tarım ve hayvancılığın yok edildiği ülkemizde Hükûmetin sürdürdüğü ucuz et politikası, 2018 yılı sonuna kadar, bir yılda 975 bin hayvanı yoğun işkence koşullarında okyanus ötesi ülkelerden ülkemize taşımıştır. Neredeyse 1 milyon hayvanın vebali de Hükûmettedir. Canlı hayvan ithalatı, en başta, yoğun işkence içerdiği için yasaklanmalıdır.
Yürüklükteki kanun, en gözünün önünde olan, mahallelerimizi paylaştığımız sokak hayvanlarını bile ne bireysel ne de kurumsal şiddetten korumamaktadır. Biliyor musunuz, sokak hayvanlarına en çok şiddet uygulayanlar ise ne yazık ki yerel yönetimlerdir. Ne mevcut kanunda ne de gündeme gelecek teklifte hayvanlara karşı suç işleyen kamu görevlilerinin yargının önüne çıkarılması için bir düzenleme de bulunmamaktadır. Yaratılan bu cezasızlık ortamı belediyelere toplu katliam, sürgün, tecrit, esaret gibi yasal olmayan yetkiler tanımaktadır.
Hükûmet tam yedi senedir hayvan hakları savunucularına ve topluma Hayvanları Koruma Kanunu'nun caydırıcı cezaları içerecek şekilde düzenleneceği iddiasındayken bugün gelinen noktada, yakında gündeme gelecek olan yasa teklifinde sokak hayvanlarının tamamen toplatılarak tecrit edileceği tehdidiyle karşı karşıyayız.
Bugün, yüzyıllardır sokak hayvanlarıyla ortak yaşam kültürümüz yok edilmek isteniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Buna öncelikle, asla izin vermeyeceğiz. Biz sokak hayvanlarıyla birlikte yaşama kültürü olan bir ülkeyiz ve bunu devam ettirmek istiyoruz.
Bu yasama çalışmasının da masa başında, bürokratlar tarafından hazırlandığı çok açık. Sürekli reklamı yapılan teklif, 2018'de ülke genelinde yapılan protestolara rağmen toplumdan ve hayvan hakları örgütlerinden ısrarla saklanmakta.
O nedenle, komisyonda bunları yeterince tartışacağımızı umuyorum ama biz yeni bir keşifte bulunmuyoruz. En az 350'ye yakın sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu, yasama sürecine aktif katılım talebi olan Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonunun çok net talepleri var. Bu komisyonda bunların konuşulması, dile getirilmesi ve onların öncelikle dinlenmesi gerekiyor, bir masa başı komisyonu olmaması gerekiyor kuracağımız komisyonun. Bunun gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.