GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:55
Tarih:20.02.2019

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkürler.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bugün görüşmekte olduğumuz Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda yapılması planlanan değişiklikle ilgili söz almış bulunuyorum ancak geçtiğimiz hafta yaşanan utanç verici bir olaydan söz edeceğim size.

Geçtiğimiz hafta, üniversite öğrencisi Merve Demirel bir polis memurunun cinsel tacizine uğradı. Daha kötüsüyse Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaydı. Bu açıklamada, söz konusu mağdurun babasının suç örgütü üyesi olması gerekçe gösterilerek mağdurun maruz kaldığı durum âdeta meşrulaştırıldı, âdeta makul gösterilmeye çalışıldı değerli arkadaşlar. Bu, yargıya taşınmış bir olay, bu nedenle olayın gerçeklik boyutunu araştırma işine karışmıyoruz ancak bu olayı Meclis kürsüsüne taşımamın sebebi, olayın doğru olma ihtimali karşısında Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamadır. Bakın, açıklamada ne diyor değerli arkadaşlar: Mağdurun kardeşinin söz konusu eylemlerde aktif bir şekilde faaliyet yürüttüğü, babalarınınsa bir terör örgütü içindeki faaliyetlerinden dolayı görevinden ihraç edildiği söyleniyor. Daha sonrasında, devam eden açıklamada, Türk polis teşkilatının kamuoyu nezdinde yıpratılmaya çalışılarak küçük düşürmekle suçlanıyor. Ancak, açıklama vicdanlarımızda büyük bir infial yaratmıştır değerli vekiller. Devletin bu infial duygusunu dindirme ve suçluyu tespit etme görevi olmasına rağmen, bir anayasal görevi olmasına rağmen ne yazık ki ben bugün size buradan bunu hatırlatma gereği duyuyorum. Şimdi, sizden rica ediyorum, bir an gözünüzü kapatın ve kendinizi Merve'nin yerine koyun. Birisi benzer bir gerekçeyle sizi taciz ettiğinde nasıl hissederdiniz? Korku, öfke, yalnız ve çaresiz hisseder miydiniz mesela? Bilmiyorum, belki de bunlardan hepsi ya da hiçbiri sizler için. Şimdi, ben içinizden hiç kimsenin "Bunu hak ettim çünkü babam da başka bir suç işlemişti." diyeceğini zannetmiyorum. Tam tersine, işi bizlerin, bireylerin hak ve özgürlüklerini devlet adına korumak olan bir polis memurunun bu davranışı hiçbir şeklide, hangi gerekçeyle olursa olsun hoşgörüyle karşılanamaz değerli vekiller. Bakın, sizin İçişleri Bakanınız Süleyman Soylu ne demiş biliyor musunuz? "Babası FETÖ'den ihraç, kardeşi DHKP-C'li bir proje kadın üzerinden polis teşkilatımızın ezilmesine müsaade etmiyoruz." diyor değerli arkadaşlar. Devlet böyle bir davranışa göz yumamaz. Hemen şimdi taciz iddiasının araştırılmasını talep ediyorum ve bununla da yetinilmemeli, taciz iddiası üzerine emniyet müdürlüğünün yaptığı açıklamalar da kınanmalı. Kınanmalı ki her bir vatandaşımız devletin anlayışının bu olmadığını bilmeli. Kınanmalı ki içimizdeki korku, öfke bir nebze olsun dursun, çaresizliğimiz de umuda dönüşsün. Ve yine bilelim ki bu kınamayla emniyet müdürlüğündeki polis memurları üzerindeki gölge kalksın ve hepimiz suçta ve cezada şahsilik ilkesinin hâlen geçerli olduğunu hatırlayalım. Ve yine bilelim ki en yakınımız bile olsa başkalarının yanlışlarının bedelini biz ödemeyiz. Bilelim ki tüm anayasal haklarımız güvencede, devletimiz de Anayasa'ya uymakta ve Anayasa'yı uygulamaktadır.

Hukukun üstünlüğü ilkesi hepimize lazım değerli arkadaşlar. Bugün yaşadığımız ekonomik krizin bile çözülmesinde hukuka duyulan saygının önemi oldukça fazla. Buna karşılık, ne yazık ki, üzülerek belirtiyorum, ülkemizdeki mevcut durum hiç de böyle değil ve hukukun üstünlüğü bakımından da oldukça kaygı verici. Şayet bir ülkenin Cumhurbaşkanı "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları bizi bağlamaz." diyorsa aslında halkına da "Hukukla siz de bağlı olmayın." mesajını veriyordur değerli arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Bir dakika rica edebilir miyim?

BAŞKAN - Buyurun.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Bir kez daha söylüyorum: Bu ülkede vicdan sahiplerinin tek bir beklentisi vardır, o da adalettir değerli vekiller. (CHP sıralarından alkışlar) Hukuka, istisnasız herkesin ihtiyacı var. Saygın bir devletin kabile devletinden farkı, hukuk sisteminin adil bir biçimde işlemesinde yatar değerli vekiller. Hukuk ne bir partinin ne de bir kişinin talimatlarıyla yol almaz değerli vekiller.

Suçu ve suçluyu örtbas eden zihniyete karşı hukuk devleti mücadelemizden bir an bile vazgeçmeyeceğimizi yüce Genel Kurul huzurunda bir kez daha söylüyor, hepinizi de saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)