GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 99'uncu yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması, günün anlam ve öneminin belirtilmesi görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:69
Tarih:23.04.2019

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ GRUP BAŞKAN VEKİLİ ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 99'uncu kuruluş yıl dönümü münasebetiyle toplanmış bulunuyoruz. Bu kutlu günde aziz milletimizi ve muhterem heyetinizi Milliyetçi Hareket Partisi adına saygıyla selamlıyorum.

Asırlar boyu nice şanlı, saadetli, güçlü ve esenlik içinde dönemler yaşadık; cihanşümul medeniyetler kurduk, büyük ve güzel işler başardık. Ancak son iki yüzyıl içinde maalesef nice felaketler, nice fecaatler, nice vatan kayıpları yaşadığımız, nice beka tehditleriyle karşı karşıya kaldığımız da bir hakikattir. Tarihin sayfaları 19'uncu asırdan 20'nci asra çevrilirken gönlümüzü bir sızı kaplar, teskin edilemez bir hüzün hissederiz; birleşip saldıran düşmanların karşısında gerileyen devlet, devrilen kale burçları, kaybedilen vatan toprakları, maruz kaldığımız katliamlar ve yüz yıldan fazla süren göçler.

Bundan yüz yıl evvel ülkemiz, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan tarafından işgal edilmişti; ordularımız dağıtılmış, silahları elinden alınmıştı; emperyalist devletler vatan topraklarını bir sırtlan gibi paylaşmıştı. Uzun savaş yıllarında nüfusumuz erimiş, milletimiz yoksul ve bitap düşmüştü; memleketimiz harap olmuş, ekonomi çökertilmişti. Türk milleti öz vatanında boğulmak isteniyordu. Bu vahim ortamda ülke işgale uğrarken, devlet çökertilirken buna karşı yürütülen kurtuluş faaliyetleri içimizden baltalanmaya çalışılmıştır. Kuvayimilliye'ye karşı işgalcilerin teşvik ettiği Kuvayiinzibatiye gönderilmiş, mahallî isyanlar çıkartılmıştır. İşgalcilerin insafına ve iş birliğine sığınan bir kısım zelil iş birlikçi siyasetçiler, bazı Babıali bürokratları müstevliye boyun eğerek barış ve himaye elde edeceklerini umabilmişlerdir.

Bu ağır şartlar altında, Hatay Dörtyol'da Kara Mehmet Çavuş, İzmir'de Hasan Tahsin, Ayvalık'ta Ali Çetinkaya, Ödemiş'te Kuvayimilliye müfrezeleri tarafından işgalcilere atılan ilk kurşunlar Kurtuluş Savaşı'nın işaret fişekleri olmuştur. 22 Haziran'da Amasya'da "Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır." beyanı ilan edildi. 23 Temmuzda Erzurum Kongresi'nde "Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz." haykırışı dünyaya duyuruldu. Balıkesir'de, Nazilli'de, Alaşehir'de toplanan kongrelerle Kuvayimilliye düzenli istiklal ordusuna dönüştü, cepheler kuruldu. Heyetimilliye, millî hâkimiyet için teşkilatlandı. Sivas Kongresi'yle manda ve himayenin kabul edilmeyeceği, millî iradenin bütün vatan topraklarında hâkim kılınacağı kararına varıldı. Ve Türkiye Büyük Millet Meclisi doksan dokuz yıl önce memleketin dört bir yanından gelen vatan millet sevdalısı kahramanların dualarıyla, azim ve iradesiyle açıldı. 23 Nisan 1920'de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde Büyük Millet Meclisi, hâkimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu bütün dünyaya ilan etmiştir. Onlar, Ulus'taki mütevazı binada, okullardan getirtilen tahta sıralarda, isli gaz lambaları altında, kâğıt kıtlığı nedeniyle bakkallardan toplanan kese kâğıtlarına yazılan tutanaklarla, Polatlı'dan gelen top sesleri içinde memleketin kaderine sahip çıktılar. Bu yüce Meclis, İstiklal Savaşı'mızı yöneten Gazi Meclistir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletimizin bağımsızlığına ve geleceğine yönelik saldırılar karşısında neleri göze alıp başarabileceğinin mümtaz bir numunesidir, Türk milletinin kendini yönetme şuurunun timsalidir. Aziz milletimiz, bu Meclisle ümitleri boğan felaketlerden gözleri kamaştıran zaferler çıkarmıştır. Gazi Meclis yoklukları aştı, zorlukları yendi, işgal ve esareti yok etti ve zaferini de 29 Ekim 1923'te cumhuriyetle taçlandırdı.

23 Nisan, Türk milletinin bağımsız, millî birlik içinde yaşama iradesidir; etnik köken, dil, din, mezhep, yöre ayrımı yapmaksızın tam bağımsızlık ve millî devlet ülküsünde birleştiğimiz gündür; teslimiyet belgelerini yırtıp atan cesaretin, manda ve himaye çağrılarını reddeden haysiyetin sesidir.

Muhterem milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumsal hafızası Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Kurtuluş Savaşı'nı bu Meclis yapmıştır, ülkemizin kalkınma ve gelişme hamleleri bu çatı altında biçimlenmiştir, demokrasi bu sıralarda gelişmiş ve memlekete yayılmıştır. Son altmış yıl içinde bazı darbe ve vesayet girişimlerine maruz kalan bu yüce çatı, 15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ'cü hainler tarafından bombalandı. Alçak darbe girişimi, millî iradeyi boğma, vatanı parçalama, ülkeyi emperyalistlere teslim etme girişimiydi. Bizler o gece bu çatı altında toplanarak millet iradesine, Meclisimize sahip çıktık.

100'üncü yaşına girerken Türkiye Büyük Millet Meclisi, kuruluş felsefesine bağlı olarak yeni bir vizyona sahiptir. Bugün itibarıyla Türkiye, içinden geçtiğimiz tüm sıkıntılı dönemlere rağmen çok partili demokratik siyasi hayatı önemli ölçüde kökleştirmiş ve kurumlaştırmıştır; millî irade hâkim kılınmıştır.

Türkiye 16 Nisan 2017 Anayasa referandumuyla Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini kabul etmiş, 24 Haziran 2018 seçimleriyle bu yönetim sistemi yürürlüğe girmiştir. 31 Mart seçimleri de bu doğrultuda neticelenmiş, sistem kararlı bir şekilde büyük Türk milleti tarafından teyit ve tescil edilmiş, mühür vurulmuştur. Şimdi, bu sistemin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşip işlemesi dönemindeyiz. Buna katkı vermek hepimizin görevidir. Bu sistem, daha uzlaşmacı ve iş birliklerine imkân veren bütünleştirici bir sistemdir. İktidar daha büyük ve kapsamlı şekilde millet onayına bağlanmıştır. Yeni dönemde söz daha büyük çoğunlukla yine milletindir. Milletin sözünü koruyup kollama, bu sözün gereğini yerine getirenleri denetleme ve dengeleme görevi Meclisimizindir. Siyaset, demokratik bir yarış, rekabettir aynı zamanda. Bu yarış ve rekabet uzlaşmazlığa, düşmanlığa ve kör dövüşüne dönüşemez.

Muhterem milletvekilleri, dünyada ve bölgemizde yaşanan sancılar, belirsizlikler ve endişe verici hadiselerin ortaya çıkardığı tehdit ve tehlikelere karşı birlik ve beraberliğimizi tahkim edip güçlü olmak, uyanık olmak mecburiyetimiz vardır. Bekamıza yönelik tehdit ve tehlikeleri hiçbir gerekçeyle görmezden gelemeyiz. Bu hassasiyet ve sorumluluk, her şeyden ve herkesten önce Meclisimizin mensuplarında olmalıdır tıpkı 23 Nisan 1920 Meclisi gibi. Millî iradeye sadakat millî egemenliğe bağlılığın ve meşruiyetin şartıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu hakikat üzerine inşa edildiği asla unutulmamalıdır.

Bu düşüncelerle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm millî mücadele kahramanlarını, şehitlerimizi, Gazi Meclisin tüm üyelerini rahmet ve minnetle anıyorum.

Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akçay.