GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:74
Tarih:07.05.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüksek Seçim Kurulunun kararı üzerinden mevzuyu alabildiğince tartışmalı hâle getirmeye çalışmıyorum, verilen karar bu şekilde. Gerekçesi açıklanmazdan evvel, hepsi, 1 zarfın içerisine 4 tane evrakı koyup, şeffaf bir sandığa atıp, çıkan neticeleri saymaktan ibaret bir şeyi beceremiyor olmanın bizi ilzam ettiğine cümle kurarak geçirdim bir ayı. Yani dedim ki: 4 tane evrak, 1 tane zarf, şeffaf bir sandık, atacağız, çıkanı da sayacağız. Bundan ibaret bir ameliyeyi yapamıyor olmanın mahcubiyetiyle dedim ki: Bundan daha feci bir şey olamaz. Bundan daha fecisi oldu, bundan daha fecisini başardı Yüksek Seçim Kurulu, yüksek sadakat kurumu gibi davrandı, dünya hukuk literatürüne geçti, aynı zarfın içinden çıkmış, sonuç doğurmuş 4 tane pusulanın 3'ünü makbul, 1'ini gayrimakbul saydı, 4 tane netice çıkarmış pusulanın 3'üne itibar etti. Nasıl bir organizasyonsa, bu üçünü millet iradesine pusu kurmayacak şekilde yönlendirmiş, büyükşehir oylarını millet iradesine pusu kuracak şekilde neticelendirmiş bir hassasiyetle karar verdi. Dünya hukuk tarihine 4 tane evrakın 3'ünü makbul, 1'ini gayrimakbul ayırıp seçim yenileyen bir kurul olarak geçti.

Mevzuyu şöyle gördük: Seçim başladığı andan itibaren kullanılan dili "Seçim sathındadır, nabız biraz yükselmiştir, tolere etmemiz lazımdır." diye onca cümlenin gayrimakul olanlarını da sineye çektik. Seçim bitti, itirazları makbul saydık. Cahit Bey'in söylemiş olduğu şeye katılıyorum. İtiraz etme hakkının, anayasal haklarının partiler tarafından kullanılmasını meşru gördük. Dolayısıyla bu itirazların içerisinde gerek muhalefetin gerek iktidarın YSK'yi etkileyecek cümlelerine de sitem ettik. Gerek Cumhurbaşkanımızın gerek CHP Grubunun "Yüce Divan" dâhil, "Sokakta yürüyemezsiniz." dâhil, "Üstünüzdeki şaibeyi kaldırın." cümleleri dâhil, bütün bunları YSK'yi etkileyecek cümleler gibi gördük, gerekçeyi görelim, ona göre konuşalım dedik. Bu gerekçelerin içerisinde 13.760 farkı kapatacak bir suistimal olabilir diye gerçekten dikkat kesildik. Bu 13.760 fark kapanabilir belki mükerrer oy vardır, kısıtlılar -gerçi bu sayıda olmayabilir ama- gözden kaçmıştır, olabilir dedik. Belki oy kullanmaması gereken, ölmüş, öldüğü hâlde oy kullanma hakkı olmayanların yerine oy kullanarak bu kadar fark kapatılabilir diye bir parantezi açık tuttuk. Olur ki millet iradesi bir oyla bile örselenmesin, kazanan kazandığından emin olsun, kaybeden kaybettiğinden emin olsun dedik. Bu gerekçelerin en sakat olanı sandık kurullarıyla ilgili olanıydı. YSK'den böyle bir karar beklemiyorduk. Bekliyorduk ki bavul bavul itirazlara konu olan onca evrakın arasından bize şöyle bir şey densin: "Sayılan, suistimale konu olmuş, millet iradesinin gasbına sebep olmuş bu suistimallerin seçim sonucunu değiştirme sayısı tespit edilmiştir, dolayısıyla seçimlerin yenilenmesi..." Buna kimse itiraz edemezdi. Bu açıklanan gerekçeden daha itibarlı olan gerekçe şuydu: "Cumhurbaşkanlığı makamı partisi adına verilmiş oyların gadre uğradığını düşünüyor, Sayın Cumhurbaşkanımız seçimin yenilenmesini istiyor." Bu gerekçe, sadece bu gerekçe daha hatırı sayılır bir gerekçedir. Yani Cumhurbaşkanlığının hatırını böyle münasebetsiz bir gerekçeden daha çok sayarım ben. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Böyle bir münasebetsiz gerekçenin arkasından, sandığa küstürülmesin seçmen diye, sandığa seçmen küsmesin diye, demokrasiye olan itimat sarsılmasın diye, seçime hiçbir şey olmamış gibi giriyor olmayı da istişare ettik arkadaşlar. 24 Haziran seçimlerini de, Cumhurbaşkanlığı seçimini de aslında ifsat edecek bir karardır bu. O yüzden biz şimdi hassasiyeti ve dikkatleri buraya çevireceğiz. Madem öyle, sandık kurulları milletin iradesinin tecellisini etkileyecek bir neticedir, sebeptir, bu sebep üzerinden 24 Haziran da, 16 Nisan Cumhurbaşkanlığı referandumu da yeniden gözden geçirilmelidir. Eğer öyleyse, bu gerekçeyle, aynı sandık kurullarında kimlerin görevli olduğu tespit edilmeli. Bu anlamda zaten süre, zaman aşımı olmadığı için, bu anlamda bir ihlal var ise şayet yenilenmesini talep edeceğiz, dillendireceğiz. Dolayısıyla arkadaşlar, siz Cumhurbaşkanlığı makamından "YSK üstündeki şaibeleri kaldırsın." tonlamasını yaparken YSK'yi etkilemiş olmuyor musunuz? Cumhuriyet Halk Partisinden de benzer cümleler geldi, onları da meşru gördüğüm için söylemiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın lütfen Sayın Ağıralioğlu.

Buyurun.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Toparlıyorum efendim.

"Biz millet iradesinin iftarı ölüm olan sevdaya oruçluyuz." cümlelerini kuran bir kadroyu bugün şöyle ikaz etmek zorundayız: Güzel cümleydi. "Biz iftarı ölüm olan bir sevdaya oruçluyuz." diye diye siyaset yaptı bu kadro. Bugün, iftarı ölüm olan sevdaya oruçlu kadroyu millet iradesini yerken, orucunu bozarken gördük. Şimdi bu seçimin sonuçları üzerinden bir sürü komplikasyon yaşayacağız. Bunun idari sonuçları olacak, bunun bürokratik sonuçları olacak, bunun siyasi sonuçları olacak, ekonomik sonuçları olacak. Bu sonuçları hep beraber göğüsleyeceğiz. Sadece "Biz gerekçe oluşturduk." diye başlayan sürecin vicdanlarda makes bulmadığını bilmenizi istirham ederim, bilin. Bu, vicdanlarımızı kanatır bir gerekçedir. Bu gerekçe üzerinden tartışmalar hiç bitmeyecektir. Mağlubu olmayan bir tartışma sürecidir bu. Siz alsaydınız itiraz etmeyecektiniz, biz alsaydık itiraz ediyorsunuz. Biz alsaydık siz YSK'yi FETÖ'cü ilan edecektiniz, biz alsaydık, bizim irademiz lehine tecelli etseydi; daha önce benzer refleksler gösterdiğiniz için söylüyorum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen son cümlenizi alayım.

Buyurun.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.

...Anayasa Mahkemesinin sizin siyasi vizyonunuzun hilafına verdiği bir karardan sonra "Anayasa Mahkemesinin durumunu gözden geçireceğiz." cümlelerini kurduğunuz zamanları hatırlayın lütfen. Anayasa Mahkemesinin kararlarına Cumhurbaşkanımızın "Uymuyorum, saygı da duymuyorum." kafiyesini yaptığı zamanları hatırlayın. Bugün bu karar millet iradesinin gasbı anlamına geliyor bizce. Sandığa küsmesin millet, sandıktan milletin ümidi kesilmesin diye milletle beraber tekrar sandığa gidiyor olmamız, bugün bu yaptığınız, gerekçesini kendinize bile izahta zorlandığınızı düşündüğüm gerekçeyi seçime payanda etmenizi doğru bulmuyoruz. Bu tartışmalar etrafında zannediyorum bir iki ay geçireceğiz seçim sonucu alınana kadar, alındıktan sonra bile. Neticede biz bu işi tartışmaya devam edeceğiz.

Genel Kurulumuza saygılarımızla. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)