| Konu: | Memnun olması beklenen demokrasi havarilerinin YSK'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali ve yenilenmesi kararını en fazla tartışma konusu yapmasının dikkat çekici olduğuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 08.05.2019 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yüksek Seçim Kurulunun İstanbul seçimlerini yenileme kararı üzerinden sürdürülen tartışmalar ve açıklamalar devam ediyor; yurt dışından ve yurt içinden bir kısım çevrelerde açıklamalar hakaret, tehdit, iftira ve ajitasyon, hatta provokasyon çizgisinde yürütülüyor.
Sorunu doğru tanımlayalım: İstanbul gibi, 8,5 milyon vatandaşımızın seçmen olduğu bir şehirde bir usulsüzlük ve hukuksuzluk olduğu açıktır. 31.124 sandığın sadece yüzde 4'ünün yeniden sayıldığı bir durumda 2 aday arasındaki farkın bu denli büyük azalış göstermesi İstanbul seçiminin üzerine kara bir gölge düşürmüştür. Bu tablonun mağduru ve mazlumu ise Sayın Binali Yıldırım ve İstanbul seçmenidir.
Elbette, demokrasilerde 1 oy farkı dahi millî iradeyi inşa eder ancak 1 oyun bile vicdana, hukuka, kurallara ve ahlaka aykırı olmaması şartıyla. Şaibe, şüphe ve usulsüzlükle alınacak bir seçim sonucu hiç kimsenin kabul etmemesi gereken bir tablodur. Hukuksuz bir demokrasi inşa edilemez. Haksız bir seçimin kazananı olamaz. Bu nedenle YSK kararından en çok memnun olması beklenen demokrasi havarilerinin, bu kararı en fazla tartışma, hakaret konusu yapması dikkat çekicidir.
Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır. Hukukun esası Anayasa'dır, kanundur, mevzuattır. Kurumlar bu kuralları uygular, düzeni, adaleti tesis eder. Hâl böyleyken kurumlara saldırmak ve yıpratmaya çalışmak doğrudan demokratik hukuk devletini hedef almaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Akçay, tamamlayın sözlerinizi.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Kurumları yıpratmaya çalışmak, adaletin tesis edilmesini engelleme çabasıdır.
Öte yandan, YSK kararında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının kim olacağı yazmıyor, mazbata birinden alınıp diğerine de verilmiyor. YSK kararı, millet iradesine yapılan müdahaleyi durdurarak demokrasinin tam manasıyla ve tereddütsüz tesis edilmesinin önünü açmıştır. Sözün sahibi Türk milletidir ve İstanbul seçmenidir. Mesele bu kadar basit, bu kadar açık ve nettir.
Son olarak, YSK kararı sonrası ekonomik gelişmelere de dikkat etmek gerekiyor. Türkiye'yi ekonomik darboğaza çekmek isteyen fırsatçılar, döviz kuru üzerinden yürüttüğü ekonomik operasyonlarla siyasi kumpasa eşlik etmektedirler. Türkiye ekonomisini hedef alanlara karşı üç maymunu oynayıp "Batıyoruz." çığırtkanlığı yapanlara karşı duruşumuz net ve tavizsizdir. Millî irade ve ekonomik istikrar birlik olacak, Türkiye büyüyecek ve güçlenecektir.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.