GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Arasında Suçluların İadesi Andlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:75
Tarih:08.05.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; selamlarımı sunarak sözlerime başlıyorum.

Konuşacağım konu, bir yıl önce Giresun Eynesil'de meydana gelen bir olayda hayatını kaybeden minik yavrumuz Rabia Naz Vatan'la ilgilidir. Adaletle ilgili bir konu olduğu için elbette ki YSK ve İstanbul seçimlerine değinmeden geçmek olmaz.

Değerli milletvekilleri, ben İstanbul milletvekiliyim ve çocuk yaşlardan beri siyasetin içerisindeyim. İstanbul'da nelerin olup bittiğini en incesine kadar çok iyi bilmekteyim.

Şimdi, sizlere 28 Ocak 2019 günü saat 22.43'te bir ilçemizin mahallesindeki AKP başkanı, mahalle başkanının WhatsApp'tan gönderdiği bir mesajı okumak istiyorum; demiş ki: "Arkadaşlar, 'Seçmen burada oturuyor mu?' diye soran olursa 'Burada oturuyor.' desinler. Polis gelir, bir sorun olursa, bizi arasınlar." Tekrar okumama gerek yok değil mi?

Ben çok açık iddia ediyorum: Bavullarla YSK'ye götürdükleri ne kadar usulsüzlük, yolsuzluk varsa, tamamını AKP örgütleri yapmıştır. Bu kadar kesin konuşmamın sebebi o teşkilatların içerisinde, örgütlerde görev yapan tanıdığım AKP'lilerden aldığım bilgilerdir. İsimler mevcuttur bende. Mahallesi, ilçesi, isimleri mevcuttur bende.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - İsimlerini ver...

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Suç duyurusunda bulunun o zaman.

HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Ve değerli arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisinin Sayın Genel Başkanı dün dedi ki: "Millî irade hırsızlarından hesap sormazsak millet bizden hesap sormazsak millet bizden hesap sorar." Çok doğru, yerinde bir laf ama, işte, o millî irade hırsızları kim? Bu hırsızların tespit edilmesi önemli. Bu hırsızlar... Bildiğim için söylüyorum, hayatım boyunca asla yalan söylemedim, isimler mevcuttur gene söylerim. Doğrudan doğruya seçmen kaydırılmışsa, yer söyleyerek bunu belirteyim, Maltepe'den Ataşehir'e, Üsküdar'a, Adalar'a seçmen kaydırılmışsa kim kaydırdı? Maltepe'den niye vazgeçtiler? Biz, Üsküdar'da tespit ettiğimiz bütün bu seçmen listelerini itirazla bildirdik, kimse dikkate almadı. Bunun Türkiye'nin genelinde birçok örneği var. Ama ne yazık ki Yüksek Seçim Kurulu adil zaten davranamazdı, hukuk zaten yoktu, emir vardı, talimat vardı. Bu doğrultuda karar verilmiştir. İstanbul seçmeni buna tepkisini gösterecektir, hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Değerli arkadaşlar, gelelim minik yavrumuza. Aslında bu olay, son günlerde yeniden çok konuşulmaya başlandı ama 11 yaşındaki Rabia Naz'ın 12 Nisan 2018'de evinin önünde yaralı olarak bulunması ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmesiyle ilgilidir. Birçok iddia ortaya atıldı ve bu iddiaların vicdanlarımızı yaralaması, sızlatması sonucu iki aya yakındır bu olayla yakından ilgilenmekteyim. Eynesil'de, Giresun'da ve İstanbul'da bu konuyla ilgili bildiğim bütün herkesle konuştum, bilgileri almaya çalıştım. Çocuğun intihar etmediği, bir trafik kazasında yaralandıktan sonra evinin önüne getirilerek intihar süsü verildiği iddiası babası ve bazı yakınları tarafından ileri sürülmektedir. Anayasa'mızın ilgili maddeleri, ceza kanunlarımızdaki çocuklarımızın korunmasına yönelik hükümler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun kabul ettiği Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin ortaya koyduğu hükümlerin hepsi yetişkinlere çocukları koruma görevi yüklemektedir. Ama bütün bu görevleri ve hükümleri anlamak ve yerine getirmek bir yana, her gün çocuk istismarları, çocuklara tecavüzler, kaybolan veya kaçırılan çocukların haberleri içimizi sızlatmaya devam etmektedir.

Değerli milletvekilleri, bizim amacımız birilerinin suçlanması değildir, bir babanın mücadelesinin ve ona yapılan uygulamaların haklı olup olmadığının anlaşılmasıdır, sonunda şüpheli ve karanlık hiçbir nokta kalmayacağına dair beklentilerin karşılanmasıdır. Olay meydana geldiğinde işin içine hatırı sayılır kişilerin girdiği doğru mudur? Olay yeri inceleme polislerinin, hastane doktorlarının, Adli Tıp kurumlarının, savcılığın ve siyasetçilerin bu olayda rolü var mıdır? Bu soruların cevapları mutlaka verilmelidir. Olayda adı geçen eski bakanın yargıya başvurarak soruşturmanın her yönüyle araştırılmasını istemesi, eğer doğruysa bunu memnuniyetle karşılarız. Ayrıca Meclis araştırma önergesi verildiği iddia edildi, bu da doğruysa bunu da yerinde buluruz. Önergenin görüşülerek kabul edilmesi ve komisyonun kurularak çalışmaların kısa sürede bitirilmesi elbette çok önemli olacaktır. Böyle bir ortamda gerçeklerin aydınlatılması siyasetçileri de siyaset kurumunu da rahatlatacaktır. Temennimiz ve en büyük arzumuz, işin içinde gerçekten siyasetçilerin, adı geçen o siyasetçinin olmadığının anlaşılmasıdır.

Değerli milletvekilleri, olayla ilgili bütün şüphelerin ortadan kalkması şarttır. Toplumda zedelenen adalet duygusunun hiç olmazsa bu konuda yeniden tesis edilmesi için, kamuoyunun beklentileri doğrultusunda şu soruların cevaplarını en kısa zamanda almak istiyoruz.

1) Adı geçen siyah Doblo'nun olayda rolü var mıdır? Olay günü oto yıkamacısında neler olmuştur?

2) Çocuğun üzerinde bulunan talaşların yer aldığı metruk bina neden yıkılmıştır? Savcılığın bu binayla ilgili kararı var mıdır?

3) Trafik kazasını yaptığı iddia edilen kişi ya da kişilerin o günkü belediye başkanının yakınları olduğuna ilişkin, baba Şaban Vatan suç duyurusunda bulunduğu hâlde haklarında soruşturma açılmadığı doğru mudur?

4) Şaban Vatan, adı geçen bakanın korumaları tarafından taciz edildiğini iddia etmektedir, bu durum araştırıldı mı?

5) Çocuğun babası hakkında, öz kardeşi tarafından "Akli dengesi yerinde değil." denmesi gibi önemli bir iddianın arkasında maddi bir çıkarın olup olmadığı araştırılmış mıdır?

6) İlçedeki kamera kayıtlarının incelenmesinin sonucu nedir? Olaydan hemen sonra yerinden sökülen kameralar var mıdır?

7) Çocuk hastaneye götürüldüğü anda ilk gören doktorun muayene bilgileri kayıt altına alınmış mıdır, saklanmakta mıdır ve tıbben bu kayıtlar ne söylemektedir?

8) Binanın çatısından koşarak atladığı iddia edilen Rabia'nın 4.30 metre genişliğinde olan sundurmayı aşarak ayakları üzerine düşmesi fiziken mümkün müdür? Şayet düşmüş ise kafasından darbe almaması nasıl izah edilebilir?

9) İstanbul Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulunun mezarı açtırmadan, cumhuriyet savcılığının talebi üzerine evrakları inceleyerek mütalaa verdiği anlaşılmaktadır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı ve Karadeniz Teknik Üniversitesi fizik profesörlerinden birisinin trafik kazası olduğu sonucuna vardıklarını açıklayan, raporlarla ortaya çıkan bu çelişkinin giderilmesi gerekmiyor mu?

Ülkemin bütün çocuklarına güvenli, huzurlu ve mutlu bir gelecek temennisiyle yüce Meclise saygılar sunarım. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)