GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:77
Tarih:14.05.2019

CHP GRUBU ADINA GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Maden'de yaşanan bir heyelan riski ve süreciyle ilgili geçmiş haftalarda Meclisi bilgilendirmiştim. Daha sonra Elâzığ'a, Maden'e giderek yerinde de incelemelerde bulunarak orada yaşanan olayla ilgili, yaşanan süreçle ilgili, vatandaşlarımızın kaygıları, endişeleriyle ilgili bilgileri Meclisle paylaşmak için huzurunuzdayım ve bununla ilgili bir araştırma komisyonunun kurulması için önerge vermiş bulunmaktayız. Konunun ciddiyetiyle ilgili, burada ben özellikle MHP Grubuna ve AKP Grubuna hitaben bir konuşma yapacağım.

Bu siyasi bir konu değil. Bu, gerçekten, üzerinde siyaset yapılacak bir konu da değil. Bu siyaseten kullanılacak bir malzeme de değil. Eğer öyle olsaydı ben bu konuşmayı Mecliste yapmak yerine Maden'deki yürüyüşlere katılır, orada provokatif söylemlerde bulunur ve bir karşıtlık yaratılmasının üzerine bir algı yaratabilirdim ama Meclis konuşmamda da daha önce belirtmiştim, Elâzığ'a gittiğimizde de başta AKP milletvekilimiz Metin Bulut Bey'i de arayarak, Saadet Partisinin il başkanını, MHP'nin il başkanını, İYİ PARTİ'nin il başkanını da arayarak Maden'e bir heyet olarak gitmemiz gerektiğini kendilerine ifade ettim ve hep birlikte gittik. Gittik, oradaki vatandaşlarla toplantılar yaptık, sohbetler yaptık, konuşmalar yaptık, kaymakamla, belediye başkanıyla görüştük, sorunların tespitiyle ilgili bilgi alışverişinde bulunduk ve vatandaşın kaygılarının neler olduğunu da tespit ettik. Tabii, siyasetçi olarak herkesin vatandaşın kaygılarıyla ilgili kendi değerlendirmeleri farklı olabilir.

Elâzığ köklü bir tarihe sahip ve Elâzığ'ın köklü tarihinde 3 tane ilçesi çok önemlidir. Mutlaka bütün ilçeler birbirinden önemlidir ama 3 ilçenin kökeni çok tarihî dönemlere dayanan bir dönem. Mesela Palu, ticaret merkezinin ve ticaret yolunun kesiştiği bir bölge; kültürel değerleriyle, kültür varlıklarıyla, ticaretiyle, sosyal ve kültürel yaşantısıyla bölgede bir farklılık gösterir. Keban ve Maden, yer altı kaynaklarının ve zenginliklerinin yoğun olması nedeniyle Osmanlı Dönemi'nden bugüne kadar sürekli madenler Türkiye ekonomisine ve Osmanlı ekonomisine katkı sağlamıştır ve Maden, Türkiye'nin, Osmanlı Dönemi'nin de en eski 4 belediyesinden biri; kuruluş yılı -tarihi yanlış hatırlamıyorsam- 1845. Maden Bakır İşletmesini devletin işlettiği dönem de yaklaşık 4 bin, 5 bin kişinin istihdam edildiği, ülke ekonomisine katkı verildiği bir dönemdi ama özelleştirme yapıldıktan sonra bu sayı 150'ye düştü. Maden resmen kendi kaderine terk edildi. Maden'de yaşayan insanlar ekonomik koşullarının iyileşmesinden veya iyi olmasından kaynaklı orada yaşamıyorlar; Maden'de yaşayan insanlar ata, dede, baba topraklarına sahip çıkmak için, öldükleri zaman da atalarının toprağa karıştığı topraklarda defnedilmek için yaşıyorlar. Şimdi, orada işletme politikasının yanlışlığından kaynaklı, işte, sayın milletvekilinin de... Elâzığ milletvekillerimiz de burada, ben onların da bu konuya gösterdikleri iyi niyete ve bu konudaki çabalarına teşekkür ederim; Elâzığ Valisi'nin iyi niyetine ve çabalarına teşekkür ederim. Bu konuda gerçekten hepimiz sorunun ne olduğunu biliyoruz, iyi bir şekilde bir şey yapmak istiyoruz. Ama sorunun çözümüyle ilgili düşüncelerimiz, sorunun çözümüyle ilgili yaklaşımımız birbirinden farklı. Bence orada yapılması gereken işletmenin hatasından kaynaklı bir mağduriyet ve bir heyelan riski yaşanıyor. Sorumlu, işletme tutulmalıdır. Orada devlet herkese tebligat yapmış, 510 iş yeri ve konut sahibi ne: "Evinizi beş günde boşaltın yoksa elektriğinizi, suyunuzu keseceğiz." Öyle değil mi sayın milletvekillerim? Ve arkasından "Boşaltmamanız hâlinde kolluk kuvvetleriyle buraları boşaltacağız." Devlet bunu yapabilir, Afet Yasası'ndan kaynaklı vatandaşın can ve mal güvenliğini önemsediği için bunu yapmaya yetkisi var mı? Var. İlin valisi iki yıl önce orada hafriyat döküm alanını durdurdu ve sanıyorum geçen hafta işletmenin yeni galeri açmasını ve işletilmesini durdurdu, dün itibarıyla da ilgili bakanlıklarla işletme hakkında suç duyurusunda ve soruşturma açılması gerektiği konusunda yazışmalar yaptı.

Şimdi, devlet üzerine düşeni yaptı ama burada vatandaşın kaygıları var. Vatandaş diyor ki: Ben şimdi nereye gideceğim? Yani beş günde evimi nasıl boşaltacağım? Bu benim evimin boşaltılması istenen alanda yeni rezervler var, yeni madenler var, bilinçli olarak ben buradan gönderilmek isteniyorum, taşındırılmak isteniyorum ki bunun altındaki madeni işletme çıkarsın.

Bu, doğru veya değil ama vatandaşın böyle bir kaygısı var. Vatandaşın kaygısını gidermek için, vatandaşın hak gasbına uğramasını engellemek için bu araştırma komisyonunun kurularak Elâzığ'da bir inceleme yapılmasında yarar var.

Sayın milletvekilleri, eğer biz yurttaşlarımız için can ve mal güvenliği önleminin alınması, tedbirinin alınmasıyla ilgili siyaseten karar verirsek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜRSEL EROL (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika daha rica edeceğim.

BAŞKAN - Tamamlayın.

GÜRSEL EROL (Devamla) - ... istemediğimiz bir olayla karşı karşıya kaldığımızda hepimiz vicdan azabı duyarız. Türkiye'de genel yaklaşım şudur: Birisine yaşarken çok değer vermezsiniz ama öldükten sonra o sizin gözünüzde çok değerlenir, saygıyla anarsınız. İşte diyelim ki bir bölgede, heyelan veya insanların hayatlarını tehdit eden bir doğal afet gerçekleşecek bir ortamda önceden tedbir almak varken tedbir alınmadıktan sonra orada o afetten kaynaklı can kaybı olduğu zaman biz hemen oraya koşarız, görüntüler veririz, açıklamalar yaparız. Ama burada Maden'de şu anda ciddi bir risk var ve bu riskin temelindeki en büyük neden, işletmenin kâr amaçlı yanlış uygulamalarından kaynaklı. Gerekirse devlet orayı özelleştirmelidir, gerekirse devlet orayı yeniden işletmelidir, gerekirse devlet Maden'de yaşayan herkesin mağduriyetini çözmelidir.

Bu önergeye destek olmanızı rica ediyorum. Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)