GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:31
Tarih:29.11.2012

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Kars Milletvekili Sayın Mülkiye Birtane'nin vermiş olduğu Kars'taki hayvancılıkla ilgili önergenin üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, Kars, bir zamanlar kırmızı etin deposu, hayvancılığın en önemli illerinden biriydi ve öyle bir konumdaydı ki bir ara Türkiye'nin et olarak yüzde 11'ini karşılıyordu. Yani böyle bir potansiyeli olan Kars bugün ne yazık ki ete de muhtaç kaldı, Kars'a da dışarıdan et gelmeye başladı, eti de bırakın saman gelmeye başladı.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Mustafa Kemal Atatürk -ben bunu zaman zaman diyorum- ve arkadaşları, 16 Temmuz 1937 tarihinde bir genelge çıkartmış Kars'a. "Kars'ta canlı hayvancılık gelişsin." diye Bakanlar Kuruluna imzasıyla tarihî bir belgeyi gösteriyorum. Bu belgeyle Kars'a önem verdiğini gösteriyorum. Kars o zaman o kadar gelişti ki herkes biliyor, Kars'ta hayvancılık gelişti, hem Rusya'yı besliyorduk hem İran'ı besliyorduk hem Rusya'ya mal ihraç ediyorduk hem İran'a ama bugünkü konumda hakikaten çok perişan bir durumda Kars, Karslı ve Ardahanlı bütün hayvancılık yapan herkes, Türkiye'de Edirne'den Ardahan'a kadar herkes.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Et-Balık Kurumunu, süt fabrikalarını biz satmadık.

Yunus Bey, bunu siz de biliyorsunuz.

Kars'ta en büyük yıkım Et-Balık Kurumunu satmaktı, Süt Kurumunu satmak? Ve Süt Kurumu yerine de bina yaptırdılar. Ve şimdi Kars ve Ardahan'ı besleyen o bölgedeki Et-Balık Kurumu yok, Erzurum'da var, şimdi yavaş yavaş Kars'ta kesilmeye başladı. Ben, huzurunuzda da teşekkür ediyorum. Ama çiftçimiz perişan hakikaten.

Şimdi, bakın, ben size şöyle diyeyim: Yeni bütçe yaptık. Yeni bütçede hayvancılığa ayrılan para 9 milyar civarında. Demin Yunus Bey'le de bunu konuştuk, 9 milyar civarında. Peki, Sosyal Yardımlaşma Fonu'na kaç para ayrıldı biliyor musunuz? Yani fakire fukaraya dağıtılacak para da 9 milyara yakın bir para. Yani milleti dilenci konumuna düşürdük, millete şimdi kaymakamlar, valiler 100 lira, 200 lira dilenci parası veriyor, kömür veriyor, battaniye veriyor, işte soğan, sarımsak neyse, patates veriyor ama il seçim zamanı geldiği zaman da "Bak, senin köyünde yüzde 50'nin üzerinde yeşil kartlı insan var. Bu yeşil kartlı olduğu için bana, benim dediğim yere oy vereceksin aksi takdirde yeşil kartlarını iptal ederim." diyor. Bunu vali ve kaymakamlar, il müdürleri, ilçe müdürleri söylüyorlar. Bunu hepiniz biliyorsunuz, bütün illerde yaşıyorsunuz.

Şimdi, Tarım Bakanlığı? Hayvancılıkla ilgili para 9 milyar civarında, sosyal yardımlaşmaya, fakire fukaraya dağıtılacak para da aynı para. Tamam, fakire fukaraya dağıtsın ama kardeşim önce balık tutmayı öğretelim. Bu parayı siz fakire fukaraya o şekilde dağıtacağınıza kredide imkân tanıyın, Ziraat Bankasında imkân tanıyın hayvancılığı geliştirsin. Çoban hesabı yaptığın zaman, süt para yaparsa dişi inek saklar adam, dişi inekten de buzağı doğurur, buzağı doğurduğu zaman hayvancılık gelişir.

Değerli arkadaşlar, burada asıl önemli olan, Türkiye'de ithalatın durmasıdır. İthal hayvan, ithal et durmazsa ne Kars'ta ne Trakya'da ne de hiçbir yerde hayvancılık yapılmaz. Şu anda bütün insanlar göç etti, göçün sonu perişan oldular, büyük şehirlerde aç, sefil, işsizlik had safhada. Yani Kars'ta, Ardahan'da, Erzurum'da, Iğdır'da, o bölgede yani bütün Türkiye'de köylü perişan durumda. Şimdi, bakın, getirilen ithal hayvan? Maalesef Kars'ta dahi ithal et satılıyor arkadaşlar. Anguslar orada satılıyor. Ben Trakya'da çiftliğe gittim, Çorlu'da Şahbaz köyündeki çiftliğe gittim, Ürdünlü Hicazi firmasının 200 bin başa yakın hayvanı var. Bunlar getirmişler, neyi, nasıl beslendiği de belli değil. Bunlar ucuz olduğu için, bizim yerli üreticiye para vermedikleri için, yerli üretici hayvan yetiştiremediği için yerli üreticinin malı perişan durumda.

Bakın, yine rakam konuşacağım. Söyleyin bana şimdi, 2010 yılı Mayısında başlayan hayvan ithalatına kaç para ödendi Adalet ve Kalkınma Partililer, siz biliyor musunuz? 3 milyar dolara yakın para ödendi. Bu parayı da kime ödediler biliyor musunuz arkadaşlar? Yüzde 80'ini Ürdünlü Hicazi firması aldı bu paraların. Kim ortağı bunun? "Tarım Bakanı cevap versin." dedim, vermedi. Hep ihaleler buna gidiyor, diğerleri çekiliyor buna gidiyor. Ya, bu nasıl oluyor arkadaş? Ürdünlü Hicazi firması 3 milyar dolara yakın paranın yüzde 80'ini almış, benim köylüm de perişan bir durumda değerli arkadaşlar.

"Bütçeye para koyun." ayırmıyorlar, milleti muhtaç kılabilmek için daha çok para ayırıyorlar, aynı parayı ona ayırıyorlar. Kardeşim sen ona vereceğine köylüdeki? Köylü şu anda gidiyor Ziraat Bankasına, 5 bin lira, 10 bin lira para alamıyor arkadaşlar, perişan durumda. İnanın samimi söylüyorum. "Şehir merkezinde ev verin bana ipotek." diyor. Adam diyor ki: "Ya şehir merkezinde benim binam, evim olsa niye ben köyde oturayım?" Doğru. Peki bu Ürdünlü Hicazi'ye veya dışarıdaki efendim Brezilyalıya, Avustralyalıya, Arjantinliye, Uruguaylıya, bu ülkelere verilen paranın yarısı bizim kendi köylümüze verilseydi yemin ediyorum hayvancılık gelişmişti, süt de para etmişti, köylünün de yüzü gülmüştü.

Değerli arkadaşlar, bakın şu anda en büyük sıkıntı ne biliyor musunuz? Millet kara kara düşünüyor. Ben on beş gün önce Ardahan hayvan pazarındaydım. 1 ton saman 1 inek, 1 inek 1 ton saman idi. Şimdi arıyorlar beni, bugün gidip görüştüm, Kuşuçmaz köyü muhtarıyla görüştüm buraya gelmeden önce -onu da söyleyeyim yani yalan olmasın- "2 inek verirsek 1 ton saman alıyoruz." diyor. Mal öyle ucuzladı bakın beyefendi. Şimdi sizin sofranıza geliyor güzel et. Nereden geliyor kardeşim? Köylü üretmese, köylü besicilik yapmasa, köylü hizmetçilik yapmasa gelebilir mi size kaliteli et? Şimdi, 2 inek 1 ton saman.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - On beş günde.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Evet, evet, on beş günde o kadar düştü. Bakın şimdi şu anda millet pancar ekiyordu, bizim orada kar yağdı, sizi bilmiyorum. Bizim orada dağlara kar yağdı. Herkeste hayvanını besleme ihtiyacı doğdu ve panikledi, hayvanını satıyor, satılamıyor, kimse almıyor. Bakın Gürcistan'dan ithal saman serbestliği getirildi. Kaba yem diyoruz. Arkadaşlar, kaba yemin Gürcistan'da 300-350 TL'ye alınıyor tonu, Türkiye'ye maliyeti 500 lira. 40 ton kaba yem getirse vatandaş, 500 liradan 20 milyar para yapıyor. Ama ne yapıyor? Vatandaş getiremiyor. Orada kendi tüccarları, kendi yandaşları var, onlara ithalat izni veriyorlar. Arkadaşlar, böyle bir zulüm olabilir mi, böyle bir adalet olabilir mi? Partinizin adı "Adalet." Ya böyle bir adaletsizlik olur mu? Kendi yandaşlarınıza ithalat için imkân veriyorsunuz, köylü yapamaz?

AHMET ARSLAN (Kars) - Sana da veriyorlar.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Bakın Ahmet Bey, köylü diyor ki: "Ben çiftçiyim, tarıma bir kaydım var, çiftçi belgem var, bana da verin. Ben 350 liraya alacağım, 500 liraya mal edeceğim ve 500 liraya mal ettiğim zaman 40 ton saman 15 tane ineğimi saklardım, ben 20 milyar ödeyeyim." Ama ithalatı kendi yandaşlarına verdikleri için kaça mal ediyorlar biliyor musunuz Sayın Başkanım? 1 milyon 100 bin liraya. Şu anda Ardahan'da samanı satıyorlar, 2 misli fiyatı. 1 milyon desen, 20 ton karşılığında 40 milyar ödeyecek. Yazık günah değil mi ya? Bu insanlar orada aç, susuz, sefil, perişan. Her şeye rağmen tüfek omuzda, bayrak elinde vatanı bekliyor orada. Yazıktır. Bu insanlara devletin orada maaş bağlaması lazımken yani  bırakın onu ithalatı bile adamlara serbest bırakmıyoruz ya.

Ben sizden istirham ediyorum, bakın, burada bu tutanaklara geçmesini istirham ediyorum. Bakanlık acil olarak, derhâl? Vatandaşın kendisi  3-5 kişi birleşebilir, çiftçi belgesi olan, ilçe tarıma, il tarıma kayıtlı olan vatandaşlar kendi aralarında, kardeşim, gitsinler ot, saman neyse, sap saman neyse onu getirsinler. Zaten milleti sap samana muhtaç ettiniz, bari kendisi getirsin. Bırakın yandaşınızı?

AHMET YENİ (Samsun) - Kim o yandaş ya, ismini söyle? Söyle ismini yandaşın!

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Ahmetçiğim, bir dakika, şu anda ben sana söylüyorum: Git Ardahan'da Posof Türkgözü Kapısı'nda söyle.

AHMET YENİ (Samsun) - Kim o yandaş?

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Ya, Posof Türkgözü Kapısı'nda biliyor herkes kim getiriyor malı.

AHMET YENİ (Samsun) - Yandaşmış!

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Bakın bir şey söyleyeyim, "Yandaş" derken, sizin partinin üyelerinden getiriyor çoğu da. Ben sana isim de vereyim.

Bakın, değerli arkadaşlar, ben burada şunu söylüyorum milletvekili olarak -zamanımız bitti- sizden istirham ediyorum, bırakın onu bunu. Çiftçiye kendi samanını getirmesi için müsaade verin. Başka bir şey demiyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.