| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 29.11.2012 |
ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; narenciye üreticilerinin sorunları hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygılarımla selamlıyorum.
Hepinizin bildiği gibi ülkemiz, narenciye üretiminde, özellikle ihracatta dünya piyasasında önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye, yıllık 5 milyon tonluk narenciye üreten bir ülke. Özellikle Akdeniz Bölgesi ve Ege Bölgesi başta olmak üzere, bu bölgelerde de Mersin ve Antalya, üretimde başta olan illerimiz arasında yer almaktadır.
Muhalefet milletvekili olarak, daha önce de bu süreçte, özellikle gerek tarım alanında gerekse narenciye üreticilerinin sorunlarıyla ilgili pek çok kez bu kürsüden yüce milletimize seslenme imkânı bulduk. Narenciyenin bir kısmı ülkemizde ihracatta, önemli bir kısmı ise iç piyasada kullanılmakla beraber, maalesef iç piyasada tüketim istenilen düzeyde de değil. Narenciyenin özellikle iç piyasada daha fazla tüketimini teşvik eden, faydalarını anlatan spot tanıtımlar istenilen düzeyde henüz vatandaşla paylaşılmamış durumda.
Bugün için limon üreticileri geçen yıllara, geçen üç beş yıla kıyasladığınız zaman durumu biraz iyi gibi görünmekle beraber ama bunun aldatıcı bir iyilik olduğunu hepimiz farkında olmamız lazım. Özellikle geçen yıl içerisinde, başta Mersin ve Antalya olmak üzere bölgemizin diğer ilçelerinde narenciye üretiminin yoğun yapılmış olduğu bölgelerde ocak ayında yaşanılan "don vurması" hadisesi ve akabinde yazın çok sıcak ve kurak geçmesi, yüzde 40'lık, bizim bölgemizde ve dünyada özellikle narenciye üretiminde söz sahibi olan ülkelerde de ciddi manada bir rekolte düşümüne vesile olmuştur. Bu rekolte düşümüne bağlı olarak geçen yıl 30 kuruşa, dalından bile ihracatçıya satacak bir ortam bulamayan üreticiler bu yıl limonu 80 kuruşa, 1 liraya satabilmektedirler.
Değerli arkadaşlar, tabii ki tarımı modern hâle getirmemizin gerekliliği hepimiz tarafından bilinen bir gerçektir. Dünyada özellikle ekolojik dengenin değişmesi, tarımsal alanların daralması ülkemizi de dışarıya tarımda bağımlı bir ülke hâle getireceği endişesini hepimiz yaşamak zorundayız. Tarım alanında bu iyileştirmeleri, modernizasyonu yapmadığımız takdirde tarımsal üreticilerin, çiftçilerin, narenciye üreticilerinin dertlerine merhem olmaya çalışmadığımız süre içerisinde bu sıkıntıyı sadece onlar değil, toplum olarak hepimizin çekeceği gerçeği de açıktır.
Bir milletvekili olarak sizlere açık bir şekilde önerimiz şudur: Narenciye üreticilerine desteklerin gerçekten erken, zamanında, özellikle hasat mevsimi başlamadan, temmuz -ağustos ayları içerisinde- miktarı ne olacaksa önceden açıklanmalı, fiyat birimleri tespit edilmeli ve nakit olarak, direkt olarak verilmesi gerekmektedir.
Teşviklerle alakalı geçen yılki uygulamayla bu yılki uygulama arasında bir değişiklik olmuştur. Teşvik uygulaması geçen yıl bir tonunu dünya piyasasına ihracattaki satışın gerçek olmayan reel bedelinin 2 kat fiyatı gösterilirken 125 dolar teşvik denilirken ihracatçı ancak 62,5 dolar teşvik alabilmekteydi. Ama bu yıl yapılan kanuni bir düzenlemeyle ton başına sadece ihracatçıya 200 TL gibi bir teşvik öngörülmekle beraber -fakat üzülerek ifade ediyoruz ki- maalesef bu teşvik henüz ihracatçılara, listeleri belirlenmiş olmakla beraber, ellerine geçmediğini de biliyoruz.
Rekoltenin yüzde 40 düşüş yaşadığını başta ifade etmiştim. Akdeniz ülkelerinin birçoğunda da görülen iklim değişikliği maalesef Mersin'de de yaşanmış ve bu durum üreticilerimizi mağdur etmiştir. Özellikle bölgemizde narenciye üretiminin miktar olarak azalması yanında narenciye üreticisinin çekmiş olduğu bu sıkıntının diğer bir nedeni de modern tesislerin kurulamaması. Yerinde, lokal bölgelerde, sanayide ihracatın dışında limonun, portakalın, greyfurtun, mandalinanın başka alanlarda kullanılacağı tesislerin yapılamamış olması ve bunlar tarafından devletin öncü olarak teşvik vermemiş olması da narenciye çiftçisinin önemli sorunlarının başında gelmektedir.
Özellikle dünyada narenciye ihracatında önemli yer tutan ülkemiz bu alanda ciddi ve acil çözümler bulmak zorundadır. Yoksa gerçekten yaş sebze ve meyve ihracatımızın önemli bir kısmını oluşturan narenciye üreticileri kendiliğinden narenciye alanından çekilip başka alanlara doğru yelken açmak zorunda kalacaklar. Tüm dünyanın özellikle marka olarak bildiği Mersin Erdemli Limonlu'nun Lamas limonunun yerinde iktidarınız devrinde maalesef yeller esmiştir. Oradaki insanlar limon bahçelerini lağvedip onun yerine seracılığa doğru yönelmişlerdir.
Tarımsal girdi maliyetlerindeki artışlar üreticiyi sürekli olarak geriye götürmüştür. Dolayısıyla gerçekten Akdeniz Bölgesi'nde ve Mersin Erdemli bölgesinde üretimde rekolte olarak giderek düşme olmuş olmasına rağmen ama maalesef ürünler yine de yeterli fiyata satılamamaktadır. Bugün tarımsal girdi maliyetlerinin arttığı gerçeği de göz önünde bulundurulduğunda gerçekten narenciye üreticilerimizin ciddi mağduriyet içerisinde olduğu açık bir şekilde görülmektedir.
Narenciyede tabii ki bölgede, özellikle yurt içi ve dış piyasaya ihracatta sunum için ulaşım da önemli kademelerden, aşamalardan bir tanesidir. Dolayısıyla bölgede bu sektörde soğuk zincirlerin kurulması, sera dönüşüm projesinin uygulanması, küçük arazilerin 200-400 metre rakımdaki büyük arazilerle birleştirilerek devlet tarafından desteklenerek büyük sera arazilerinin oluşturulması, yayla meyve ve sebzeciliğinin geliştirilmesi, entegre tesislerinin kurulmasında da devletin öncülük etmesini bölgede insanlar beklemektedir.
Tabii ki narenciye üreticilerinin sorunları sadece bunlarla da kalmıyor. Özellikle Erdemli'de -Mersin, Tarsus, Silifke, Erdemli arasına- daha önce yapımı planlanan hava yolu henüz faaliyete geçmemiş. Ulaştırma Bakanlığından, bu hava alanı yapımının bir hız verilerek bir an önce bitirilmesi de önemli taleplerimizden bir tanesidir.
Narenciye üreticilerinin dertlerini hep gündeme getirdiğimizde Hükûmet tarafından üreticilere olumlu sözler her defasında verilmiş ama maalesef, artan ve geçen yıllar içerisinde baktığımız zaman ürün değerlerinde ciddi bir artışın olmaması önemli sorun olarak karşımızda durmaktadır. Hükûmetin bu konuda politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiği görülmektedir. Borç batağındaki mutsuz olan çiftçiler sadece teşvik masalıyla huzura eremeyeceklerdir.
Bölgesel olarak değerlendirdiğimizde, şu anda komşu ülkelerle yaşanan sorunlar ihracatımızı olumsuz etkilemektedir. Özellikle Suriye ile yaşanan kriz Suriye üzerinde yapılan ihracatımızı olumsuz etkilemiş; kısa yoldan ve maliyeti az olan ulaşım uzun ve maliyetli yollarla yapıldığı için ihraç ürünün maliyetini arttırmış, dolayısıyla iç piyasada ürünlerin fiyatları son derece düşmüştür. 02/10/2012 tarihi itibarı ile Mersin toptancı halinde alınan rakamlara göre -dikkatinizi çekmek istiyorum- salatalık 15-30 kuruş, domates 30-60 kuruş, kabak 15-30 kuruş, patlıcan 15-30 kuruş, mandarin, portakal 40-50 kuruşa işlem görmektedir ki bu rakamlar üretim maliyetlerinin oldukça altındadır.
İlimize has şu anda narenciye üreticilerinin büyük sorunlarından bir tanesi de Ziraat Bankasına olan borçlarıyla çiftçi ve narenciye üreticileri boğuşmak durumundadır. 31 Temmuz 2012 tarihli ve 2012/3570 sayılı kararname ile sel, su baskını, fırtına, aşırı yağış, dolu, don, kuraklık, yıldırım düşmesi ve hortum gibi afetlere maruz kalarak en az yüzde 30 oranında zarar gören ve bu durumu ilçe hasar tespit komisyonunca belirlenen gerçek ve tüzel kişilerin Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının yüzde 5 faizle bir yıl süre ertelenmesine karar verilmiştir.
Ancak Mersin'de merkez ilçe olan Akdeniz, Mezitli, Yenişehir, Toroslar ve Erdemli'de, maalesef, hasar tespiti aşamasında insanlar tarım sigortası olması münasebetiyle, afet gören vatandaşlar listesine alınmamış ve bunlardan faydalandırılmamışlardır. Bununla ilgili yeniden bir düzenlemenin yapılması, çiftçilerin ve üreticilerin acilen beklediği önemli sorunlardan bir tanesidir.
Tarım il müdürlüklerince, ilçe hasar tespit komisyonlarının yeniden bir çalışma yaparak, tarım sigortası bulunanlar da dâhil olmak üzere, ivedilikle yeni bir hasar tespit çalışması -geçmişe dönerek- kabul görmezse, üreticilerin borç batağı içerisinde, bankalara olan borçları münasebetiyle ellerinde olan topraklarının haciz sorunuyla baş başa kalacaklarını bilmenizi istiyorum.
Geçtiğimiz günlerde Akdeniz ilçesi Adanalıoğlu, Kazanlı, Yenitaşkent, Karacailyas, Karaduvar gibi bölgelerimizde yaklaşık 100'den fazla örtü altı üreticimize borçtan dolayı icra dairelerinde arazi satışı ile ilgili tebligatlar ulaşmış olup, kasım ayı içerisinde Ziraat Bankası tarafından satış gerçekleştirileceği kendilerine bildirilmiştir. Şayet müdahale edilmezse rakam önümüzdeki aylarda binden fazla üreticimizi bu sorunla baş başa bırakacaktır.
O yüzden gerek planlamanın yapılması gerekse üreticilerin ve çiftçilerin borçlarının ertelenmesi, bankalardan alınan krediler karşısında çiftçinin mağdur duruma düşürülmemesi için yeni bir düzenleme yapılmasına gerek ve ihtiyaç olduğunu ifade ediyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Öz.