GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kapadokya Alanı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:80
Tarih:21.05.2019

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kapadokya Alanı Hakkında Kanun Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubumuzun vermiş olduğu önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

7'nci maddenin ilk 3 fıkrasında idareye ilişkin muafiyet ve indirimler düzenlenmiştir. Maddenin (4)'üncü fıkrasında ise "İdarenin görevlerine ilişkin mal ve hizmet alımları ile yapım işleri 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi değildir." denmektedir.

Sayın milletvekilleri, 2683 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nda yapıldığı gibi bu fıkrada da bahsedilen mal ve hizmet alımları ve yapım işlerinin neler olduğu açıklansa daha bilgilendirici olurdu diye düşünüyorum. Yapım işlerinde özellikle 4734 uygulanmayınca akla yap-işlet-devret modeli gelmektedir. Ancak yollar, köprüler, havaalanları inşaatlarında ve şehir hastanelerinde yapılanlara benzer şekilde yap-işlet-devret modeliyle bu defa da turist garantili ihale yapılıp hazine zarara sokulmamalıdır.

Değerli milletvekilleri, Kapadokya'nın mevcut durumuna baktığımızda, şu ana kadar ucube şeyler yapılmış olduğu görülüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın müdahalesiyle, Kapadokya bölgesinde 16 Şubat tarihinden itibaren 67 kaçak yapının yıkıldığı söylenmektedir. Kapadokya'da kaçak yapılaşma başladığında Kültür Bakanlığı, yerel yönetimler ve yetkili diğer kurullar bunlara sessiz kalmasalar ve göz yummasalardı bu noktalara gelinmezdi.

Çoğunuzun aşina olduğu bir resim göstereyim: Bu, iki peribacası arasında inşa edilen otel. Basının gündeme getirmesi ve tepkilerin artması üzerine otel yıkılıyor. Bakın, Belediye Başkanı "İmar izni vardı" "Ruhsatı vardı" gibi şeklî sebeplere sığınıyor; özrü kabahatinden büyük, gerçekten çok yazık. Böyle bir teşebbüsü hangi ülkede görürsünüz Allah aşkına? Medeni âlemde böyle şeyler görebilir misiniz? Avrupa'da birçok ülke biliyorum, bırakın tabiat varlıklarını, kültürel varlıkları ormanı bile kirletemezsiniz. Kopenhag'da deniz kenarında evler var, aşağı yukarı iki yüz-iki yüz elli yıllık binalar, hepsi ayakta ve kullanılıyor. Hiç kimse çıkıp bunları yıkıp yenisini yapalım demiyor. Yıllar evvel Arizona Devlet Üniversitesini ziyaretimizde anlatılan bir olayı paylaşmak istiyorum. Phoenix'de bir tepenin eteklerine yakın bir yerde dünyaca çok bilinen bir bilgisayar şirketine ait tek katlı bir bina var. Bu şirket belediyeye müracaat ediyor, "Bir kat daha yapalım." "O tepenin uzaktan görünen silüetini bozarsınız." diye belediye müsaade etmiyor. Bir de bize bakın, bizde ruhsatlar hazır.

Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifiyle bazı kurulların Kapadokya alanı içinde yetkileri alınıyor ve tek elden yönetim tarzı getiriliyor. Kanun teklifi görüşülmeye başlandığı zaman kanun metninde idarenin ve Komisyonun nasıl oluşturulacağı belirtilmemişti. Neyse ki 5'inci maddede kabul edilen önergeyle Komisyonun nasıl kurulacağı belirtilmiş oldu. Eğer idare ve Komisyon değerlerimizin farkında olmaz ve düzgün oluşturulmazsa başka denetleyen bir kurum da olmayacağından, önü alınamaz tahribatlarla karşı karşıya kalırız. Kendi varlıklarımızı korumak durumundayız. Gençlerimizi de bu anlayışla, bu şuurla yetiştirmek zorundayız. Kanunlarda ne tür değişiklik yapılırsa yapılsın, ne tür kanun çıkarılırsa çıkarılsın işlerin doğru ellerde doğru yapılması, harcanan paranın 81 milyonun parası olduğunun bilincinde olunması şarttır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi başka bir konuya değinmek istiyorum. Seçim bölgem Gaziantep'te son zamanlarda işsizliğin yarattığı huzursuzluk ortamı gittikçe büyümektedir. Gaziantep yerel basınında ve bazı ulusal haber sitelerinde, işsiz bir gencimizin belediyeden iş istediği için darbedilerek dışarı çıkarıldığı, ayrıca bir diğer gencimizin de yine iş talebi olumsuz karşılandığı için kahredip...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Filiz, tamamlayın sözlerinizi lütfen.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - ...üzerine benzin döküp kendini yakmak suretiyle yaşamına son verdiği çıkan haberler arasındadır. Günümüz itibarıyla işsiz sayısının 5 milyona yaklaştığını ve her 3 gençten 1'inin işsiz olduğunu düşünürsek ülkemizi yönetenlerin boş, kısır ve gündelik siyasete bir an önce son vermeleri ve toplumun asıl sorunu olan iş ve aş sorunlarına odaklanması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. İsraf ve tüketim ekonomisi derhâl terk edilmeli, üretim ekonomisine geçilmelidir. Böylece işsizlere istihdam imkânı yaratılmalıdır

Benzer olayların tekrar etmemesi temennisiyle, darbedilen gencimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, kendini yakarak yaşamına son veren diğer gencimize de Allah'tan rahmet diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)