| Konu: | Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 23.05.2019 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Öncelikle, Parlamento üyesi olup da açlık grevinde olan Sayın Leyla Güven, Dersim Dağ, Tayip Temel ve Murat Sarısaç vekillerimizin şahsında cezaevlerindeki yaklaşık 3 bin açlık grevi direnişçisini selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu anda görüşülmekte olan kanun teklifi, Turizmi Teşvik Kanunu. Turizmin konusu, insanlığın ortak mirası olan dağlar, nehirler, denizler, tarihî eserler, kültürler, diller, toplumların etnik yapısı, toplumların yaşam tarzlarıdır. Bu bağlamda, şu anda görüşülmekte olan "Turizmi Teşvik Kanunu" dediğimiz zaman, siz bununla ne getirmeye çalışıyorsunuz, ne yapıyorsunuz, onun bir karnesini çıkarmak istiyorum.
"Teşvik" diyorsunuz ama Hasankeyf gibi tarihî ve doğal güzelliklerin bir arada bulunduğu 15 bin yıllık bir geçmişe sahip bir turizm mücevherini ömrü yüz yıl dahi olmayacak bir baraja kurban ediyorsunuz. "Turizmi teşvik" diyorsunuz, Dersim dağlarındaki ormanları yakıyorsunuz; Diyarbakır Sur, Şırnak Cizre ilçelerindeki tarihî yerleri tahrip ediyorsunuz; Kürt coğrafyasındaki turizm alanlarını, dağlarını ve ormanlarını yasaklıyorsunuz. "Turizmi teşvik" diyorsunuz, rant kurmaya yönelik politikalar geliştiriyorsunuz. "Turizmi teşvik" diyorsunuz, yerleşim yerlerini Kültür ve Turizm Bakanlığının insafına terk ediyorsunuz. "Teşvik" diyorsunuz, Hasankeyf'i bile korumaya değer görmeyen bu Hükûmet, rant ve talan ekonomisine uygun projeler gerçekleştiriyor. Peki, "teşvik" diyorsunuz, başka neler yapıyorsunuz? Başka, Göbeklitepe örneğinde olduğu gibi, Nevali Çori örneğinde olduğu gibi bu coğrafyada tarih öncesi çağlardan beri yaşayan Kürtlerin, Rumların, Süryanilerin, Ermenilerin ve diğer halkların 12 bin yıllık kültürel mirasları, kolektif bilinçle, eğitim materyallerinde ve müzelerde, bu halkların inkârlarıyla yer buluyor. Peki, "teşvik" diyorsunuz, ne yapıyorsunuz? Nevali Çori'yi sular altına terk ediyorsunuz. Başka ne yapıyorsunuz? Türk ve Müslüman olmayan halkların kültürel mirasını yok sayıyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, bu teşviklerle başka ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bu teşviklerle Kürt'e dair ne varsa hepsini bu iktidarın ve resmî ideolojinin hedefi hâline getiriyorsunuz. Yani, asimilasyonu had safhaya çıkarıyorsunuz. Kürt siyasi hareketine yönelik sindirme hareketi geliştiriyorsunuz. Bütün bu çok sesliliği savunan ve çok kültürlülüğü savunan partimize yönelik, eş başkanlarımız, milletvekili arkadaşlarımız, belediye eş başkanlarımız, belediye Meclis üyeleri ve en nihayetinde muhtarlara varana dek Kürt siyasetinin her halkasını tarihte benzeri az görülen bir saldırıyla karşı karşıya bırakıyorsunuz.
"Teşvik Kanunu" diyorsunuz, başka ne yapıyorsunuz? Kürt dili üzerinde baskı oluşturuyorsunuz. Kürt halkının yaşamı üzerinde ve diğer halkların yaşamı üzerinde baskılar oluşturuyorsunuz. Dil düşmanlığı yapıyorsunuz. 20 milyona yakın olan bir halkın dilini inkâr ediyorsunuz. "Teşvik" diyorsunuz, başka neler getiriyorsunuz? Orijinal ismi Kürtçe olan ve tarihî, turistik bakımdan önem arz eden yerleşim yerleri ve tarihsel eserlerin isimlerini değiştiriyorsunuz. "Teşvik" diyorsunuz, bir halkı ve bu coğrafyada kadim olan bütün halkları yok sayıyorsunuz.
Peki, bunun için ne yapmalı değerli milletvekilleri? Bunun için, turizmin geliştirilmesi ve halkların bir arada yaşamalarının sağlanması için, bir: Zengin olan tüm kültürler korunmalı, halkların tarihsel ve sosyolojik yapıları korunmalıdır. Dil üzerindeki yasak ve baskıların kaldırılması, okullarda eğitim dili olmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Coğrafyalar, tarihî eserler orijinal isimleriyle anılmalıdır. Hâlbuki bu kanun teklifiyle yukarıda saydığımız kültürel, tarihî ve siyasal soykırımları sona erdirmeye dair hiçbir adım atılmamaktadır. Bu nedenle desteklemiyoruz.
Hepinize saygı sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)