GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:84
Tarih:28.05.2019

HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum. İYİ PARTİ'nin Trabzon bağlamında verdiği önergeyle ilgili olarak Halkların Demokratik Partisinin görüşlerini sizlerle paylaşacağım.

Şimdi, efendim, öncelikle şunu belirtmek lazım: Trabzon'da yaşanan, arkadaşımızın da altını çizdiği sorunlar sadece Trabzon'a ait sorunlar değil. Yani bugün, özellikle ürün çeşitliliği az olan bölgelerde farklı etkiler ortaya çıkıyor kriz koşulları altında. Bakın, şimdi ekonomide bir kriz var ve kriz, sanıldığı gibi herkesi, her şeyi ve her yeri eşit bir şekilde etkilemiyor. Kriz koşullarında bazı insanlar daha fazla etkileniyor bazı insanlar daha az etkileniyor veya bölgelerle ilgili olarak söyleyecek olursak bazı bölgeler daha fazla etkileniyor bazı bölgeler daha az etkileniyor. Trabzon gibi az sayıda ürün çeşitliliğine sahip olan bir bölgede doğal olarak krizin etkileri çok daha fazla olacaktır ki öyledir gerçekten. Ve bugün Trabzon, ülkenin çok çeşitli yerlerinde de yaşanan benzer durumlara yani bir anlamda geçim sıkıntısı içinde yaşanan bir duruma gelmiş vaziyette.

Şimdi, bunun sebeplerinin tabii ki uzunca konuşulması gerekir ve bu araştırma önergesi kabul edilirse -herhâlde- konuşmamız gereken konular var, ben birkaç tanesini dikkatinize sunmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi şu: Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldikten sonra tarım politikalarıyla ilgili olarak kendisine önerilen ve daha çok "liberal politikalar" dediğimiz politikaları uygulamayı tercih etti. Bakın, özellikle tarım, iklim koşulları sebebiyle veya ürün nitelikleri gereğiyle devlet tarafından desteklenmesi gereken bir üretim alanıdır ki bütün dünyada da bu böyledir. Fakat bizde, bir anlamda özelleştirmelerle, bu bölgeleri yani tarım bölgelerini serbest piyasa koşullarına açmaya yönelik olmak üzere bir politika benimsendi. Bunun sonucunda olanlar çok ilginçtir bence, mesela fındıkta fındık alım politikalarını belirlemek üzere FİSKOBİRLİK'in görevlendirildiğini biliyoruz fakat aynı zamanda piyasaya bu alım imkânları sunulduğu için de -yine hepinizin de bildiği gibi, daha önce de tartıştığımız gibi- bir İtalyan firması Ferrero fındık alımında birinci derecede etkili olabiliyor ve dolayısıyla da fındık fiyatının belirlenmesinde büyük bir yetki almış gibi oluyor.

İkinci olarak, mesela tütünde de aynı şey geçerli. Tütünde, biliyorsunuz, TEKEL bu işleri yapardı fakat TEKEL özelleştirildikten sonra esasında piyasa büyük ölçüde kurulmuş olan kurul tarafından denetlenir hâle geldi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Katırcıoğlu.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Fakat hepimiz de biliyoruz ki bu kurul tütün piyasasını kontrol edemiyor, tütün piyasasını düzenleyemiyor.

Dolayısıyla özetle şunu söylemek istiyorum arkadaşlar: Tarım sektörüyle ilgili olarak Adalet ve Kalkınma Partisinin uyguladığı politikalar yanlıştır ve yanlışlıkları da böylelikle ortaya çıkmaktadır. Neden yanlıştır? Çünkü devleti bir kenara çekerek eğer tarımı serbest piyasa ekonomisine devretmeye kalkarsanız bu öyle kolay olmaz ve olmamıştır. Öyle görülüyor ki önümüzdeki dönemde de bu politikalarla devam edilmesi mümkün değildir.

O sebeple, özellikle Trabzon özelinde söyleyecek olursam, Trabzon'da tütün alımından fındık alımına kadar politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiği çok açıktır. Dolayısıyla bizim önerimiz de bu doğrultuda İYİ PARTİ'nin önergesini desteklemektir ve bir araştırma komisyonu kurulursa bunların da tekrar konuşulması mümkün hâle gelecektir.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)