| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 28.05.2019 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada bulunan siyasi partilerin fikir ayrılıkları olması kadar doğal bir şey olamaz ancak her ülkenin, her siyasi partinin müşterekleri vardır. Demokrasi, özgürlükler, basın özgürlüğü bu müştereklerimizden, ortak noktalarımızdan biri olmak zorundadır. Burada görüş ayrılığına kapılamayız ve gazetecilere yapılan saldırıları da hoş göremeyiz hangi siyasi görüşten olursak olalım.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de -biraz önce sayın konuşmacı da söyledi- basın özgürlüğü konusundaki temel göstergeler çağ dışı bir noktaya gelmiştir. Ne yazık ki Türkiye'de prangalı bir medyaya sahibiz şu anda ve bu çoğunluğu prangaya vurulmuş medya yüzünden âdeta Türk medyasının önemli bir kısmı bir basın-yayın organı olmaktan çıkıp bir propaganda aracına dönüşmüştür.
Şimdi değerli arkadaşlar, basın özgürlüğü sadece muhalefete lazım olan bir şey değildir, muhalefet ile iktidar yer de değiştirir günü geldiği zaman. Bu basın özgürlüğü esasen basına da lazım değildir. Basın özgürlüğü, halkın haber alma özgürlüğünün diğer adıdır. Milletin doğru karar verebilmesi için milletin haber alma özgürlüğünün olması gerekir.
Bakın, Vietnam Savaşı sırasında The Post gazetesi Amerika'daki siyasilerin savaş hakkındaki yanlış bilgilerini tekzip etmek için ele geçirdiği Pentagon bilgilerini yayınlamaya başlamıştır. Bunun üzerine, dönemin başkanı, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı tarafından bu yayın durdurulmak istenmiştir ve sonuçta, bütün mahkemeler aşama aşama geçildikten sonra Nixon'ın bu engellemesi Amerikan Yüksek Mahkemesine gelmiştir ve Nixon, savunmasında millî bir mesele olduğunu, bu yüzden gizlenmesi gerektiğini söylemiştir ama Amerikan Yüksek Mahkemesinin verdiği karar şudur: Demokrasiyi korumak basın özgürlüğünü korumaktan geçer. Basın özgürlüğü yönetenlere değil, yönetilenlere lazımdır.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin bugünkü şartlarında "Fırat'ın doğusuna ne zaman çıkacaktık?" diye bir manşet atacak, cesaretli bir gazete biliyor musunuz? Ya da "Trump'tan 11 milyar dolara uçak aldık, bunu niçin iptal etmiyoruz?" diye sorabilecek bir gazete biliyor musunuz? O yüzden, Türkiye'de bu 157'nci sıraya geldiğimiz ve bizi küçük düşüren durumdan çıkmalıyız ve basın emekçilerine yapılan saldırıyı iktidar muhalefet ayrımı yapmadan kınamalıyız.
Onun için değerli arkadaşlar, bir hekim olarak da üzüntüyle söyleyeyim, daha hayati tehlikesi geçmeden, bazı basın emekçilerine yapılan saldırılardaki suçlular serbest bırakılmıştır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)