GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:86
Tarih:30.05.2019

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 16'ncı maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

AK PARTİ, yine, her zaman olduğu gibi devletin kurumsal hafızasını sıfırlayacak bir adım daha atmak için torbanın içine ne varsa katmış. Torbanın içinde neler yok ki. İstanbul'da çizdirdiği façasını düzeltebilmek için kendisine göre çıkış arayan AK PARTİ'nin seçim odaklı köprü geçiş affı, TRT'de "disiplin suçu" adı altında personel kıyımı, Bulut Eğitim Vakfına Galata Üniversitesini açması için izin, MTA Genel Müdürlüğü uhdesindeki ruhsatların bölünerek aynı alan içinde birden çok ruhsat verilmesi, hurda araçlarla ilgili düzenleme, ilçe adı değiştirilmesi, Dışişleri Bakanlığının kariyer yapısının değiştirilmesi gibi düzenlemeler. Maşallah, hepsi de birbiriyle çok alakalı konular.

Yahu siz yüce Meclisle dalga mı geçiyorsunuz? Meclisin itibarını da zedeliyorsunuz. Daha 14 Şubatta geçirdiğiniz Maden Kanunu'yla ilgili değişiklikleri içeren torba kanunda zaten genel bir düzenleme yapmıştınız. Üç ayda ne değişti de veya hangi yandaşı unuttunuz da Maden Kanunu'na 4 tane daha yeni madde ekliyorsunuz? Sizleri daha ciddi çalışmaya davet ediyorum.

Kanun teklifinin genel gerekçesinde, son dönemde vatandaşlarımızdan gelen talepler ve kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla hazırlandığı bildirilmiş. Biz de siyaset yapıyoruz, sokağa çıkıyoruz, vatandaşla görüşüyoruz ancak bugüne kadar herhangi bir vatandaş kapımızı çalıp da Maliye Bakanı damat Berat'ın biricik kayınvalidesinin icazette bulunduğu bir vakıf için üniversite açılması gerekiyor diye söylemedi. Buradaki diğer milletvekili arkadaşlarımızı da "Maden ruhsatlarını bölelim de aynı alan içinde birden çok ruhsat alalım." diye arayan olmamıştır. Aynı komisyonda; sizi arayan oldu mu Ahmet Bey? Zonguldak Milletvekilimiz, beraberiz, aynı komisyondayız. Ruhsatları bölelim diye sizi arayan oluyor mu? Vatandaşımız...

HAMDİ UÇAR (Zonguldak) - Var tabii, muhakkak oluyor.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Var madem, o zaman üç ay önce vatandaşla ilgili, ruhsat bölünmesini kabul etmedik ama şu anda MTA uhdesinde olanların ruhsatlarının bölünmesini istiyoruz. Niye üç ay önce kabul etmedik o zaman? Sizi arıyorlar, bizi niye aramıyorlar?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Doğru soru bu.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Vatandaşımız ne istiyor, hepimiz biliyoruz; iş istiyor, aş istiyor, ekmek istiyor. Daha geçtiğimiz hafta 2 vatandaşımız kendini yakarak intihar etti. Cumhurbaşkanının yolunu çeviren bir hanımefendi "2 üniversite bitirdim, işim yok." dedi, Cumhurbaşkanımızın cevabını hepimiz duyduk: "Kocan ne iş yapıyor?"

Sayın Cumhurbaşkanı, herkes sizin eşiniz kadar şanslı değil. Kocası hem Cumhurbaşkanı hem parti genel başkanı hem her şey. Damadı Hazinenin başında olan, Amerikalı iş adamlarını "first lady" olmak dışında bir vasfı olmadan kabul eden kaç kadın var ki çalışmaya ihtiyaç duymasın? (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Yeni üniversitelerin açılmasına karşı değiliz ancak dünya sıralamasında en iyi üniversiteler arasında yarışamayan, akademik yapıları yetersiz, sadece iş arayan genç sayısını birkaç yıl daha ötelemek dışında bir işlevi olmayan "hatır-gönül-ihya" üçlemesine hizmet edecek üniversite kurulmasının kabulü mümkün değildir. Kaldı ki vatandaşlarımız bu konuda size "Üniversite açın." dememektedir, "2 üniversite bitirdim, açım!" demektedir. (AK PARTİ sıralarından "Ne bağırıyorsun?" sesleri)

Sizin oradan laf atanlara söyle onu ne bağırıyorsun diye.

Gelelim söz aldığımız diplomatik kariyer memuriyetinin geçişini düzenleyen 16'ncı maddeye. Hepimizin malumu, FETÖ'nün en geniş kadrolaşmasının başında gelen kurumlardan biriydi Dışişleri Bakanlığı. Dolayısıyla KYK yoluyla en fazla personel ihraç edilen kurumların arasındaydı. Bu anlamda, Bakanlığın ülkemizi temsil edecek, diplomasimizi yürütecek nitelikli meslek memuru ihtiyacı olması kabul edilebilir bir gerçektir. Ancak Dışişleri Bakanlığı gibi köklü bir devlet hafızasına sahip, kariyer basamaklarının aşılması uzun yıllar ve emek isteyen, ülkemiz gibi dört tarafı sıkıntılı bir coğrafyanın ve dünyada artık yalnız bırakılan bir ülkenin diplomatı olmak, bir torba kanunla, yangıdan mal kaçırırcasına bir düzenlemeyle ya-pı-la-maz!

Bununla birlikte şunu da merak ediyoruz: Dışişleri Bakanlığı kadrolarında KYK'yle ihraç edilen, gözaltına alınan, tutuklanan kaç personel bulunmaktadır? Bu personel arasında 2002 Kasım ayı sonundan itibaren göreve sizi kandırarak başlayan kaç kişi vardı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın lütfen.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bu nedenledir ki bir daha kandırılmamanız adına, Dışişleri Bakanlığı personelinin mesleğe alma, yetiştirme, atama, kariyer yapısını ilgilendiren bu düzenleme Dışişleri Komisyonunda detaylı bir şekilde ele alınmalı, özellikle yakın geçmişte yapılanmadan ders çıkarılmalı, bir kereye mahsus olmak yerine personel mevzuatı düzenlenmeliydi. Asıl önemlisi, Avrupa Birliği Başkanlığından aktarılacak kadrolar farklı profilde işe alınmış ve yetiştirilmiş memurlardır. Somut bir örnek vereyim: Sekiz sene Avrupa Birliği Başkanlığında çalışan bir memur sınavı kazandı ve düzenlemeyle -ki geçmiş sekiz senelik tecrübesi de kabul ediliyor- başkâtip olabilmek için dokuz sene şartı aranan bir yerde bir sene Dışişleri tecrübesiyle başkâtip olacak. Bu bürokratın Dışişleri Bakanlığında yararlı olması çok zordur.

Konuşmamın başlangıcında ifade ettiğim gibi devletimizin kurumsal hafızasını "reset"leme adına bir adım daha atıyorsunuz. Keser döner sap döner, bir gün gelir devran döner.

Bu vesileyle şimdiden mübarek Ramazan Bayramı'nızı kutluyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)