GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:88
Tarih:12.06.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA METİN ERGUN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tunceli'de hain saldırı sonucu şehit olan 2 askerimize Allah'tan rahmet, yaralanan 2 askerimize de acil şifalar dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.

Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzük'ün 104 ve 105'inci maddeleri doğrultusunda verdiğimiz Meclis araştırma önergesi için söz almış bulunuyorum, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, bizim toplumsal algımızda Dışişleri, Millî Savunma ve İçişleri gibi bazı bakanlıklar günlük siyasetten ve onun getirmiş olduğu çekişmelerden ari kurumlar olarak algılanır. Yani milletimiz bu kurumları, tırnak içerisinde, daha bir devlet olarak görür ve ona göre yaklaşır. Dolayısıyla söz konusu kurumları idare eden bakanlar da siyasetin günlük mevzularından ziyade Türkiye'yi genel olarak ilgilendiren konularda değerlendirmelerde bulunurlar, siyasi polemikten kaçınırlar; belgelere dayalı, rasyonel ifadeler kullanılır. Bu anlayışla da kurumlar idare edilir. Devlet hafızamız ve tarihimiz bunu böyle söylemektedir. Bu yönetim anlayışı ve oluşturduğu toplumsal algı son döneme kadar böyleydi.

Ancak son dönemde bu anlayıştan uzaklaşılmıştır. İlgili bakanlar, özellikle de İçişleri Bakanı âdeta günlük siyasetin propaganda şefi hâline gelmiş durumdadır. İçişleri Bakanı olarak atanmış olan Süleyman Soylu, bildiğiniz gibi uzun zamandır yetki ve görevlerinin dışına çıkarak göreviyle çelişen ve toplumsal gerginliği körükleyen bir politika yürütmektedir. Asıl görevi asayişi ve toplumsal huzuru sağlamak olan Soylu, özellikle 23 Haziranda yeniden yapılacak olan İstanbul seçimi sürecinde her geçen gün ayrıştırıcı söylemlerine bir yenisini daha eklemektedir. Bir devlet adamına yakışmayacak üslup ve tarzıyla sergilediği nefret söylemlerini belediye başkanlığı seçimleri için bir araç hâline getirmiştir. Yaptığı açıklamalar, bırakın siyasal nezaketi ve devlet adamlığı ciddiyetini, en temel değerleri bile yok sayar durumdadır. Son dönemde yeniden yükselişe geçen terör olayları ve vatan toprağına düşen şehitlerimizin artması, Sayın Bakanın görevini layıkıyla yapamadığının en somut göstergesidir. Sadece PKK terör örgütüyle mücadelede değil, Süleyman Soylu'nun geçmişte öve öve bitiremediği FETÖ terör örgütüne karşı bugün verilen mücadelede de gereken başarının elde edilmediği açıktır. 15 Temmuz hain darbe girişimi üzerinden dört yıla yakın bir süre geçmesine rağmen örgütün siyasi ayağı açığa çıkarılmamış, FETÖ'ye destek veren bazı üst düzey yöneticiler, iş adamları ellerini kollarını sallayarak ülkemizden kaçabilmişlerdir.

Soylu'nun başarısız olduğu ve görevini yerine getiremediği bir başka konu ise uyuşturucuyla mücadele meselesidir. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezine göre, Türkiye uyuşturucu kaçakçıları tarafından kullanılan önemli bir transit ülke hâline gelmiştir. Son resmî istatistiklere göre, Türkiye'de 2017 yılında uyuşturucudan ölenlerin sayısı 941'dir. Yani aşırı doz ölümlerinde 2017 yılında 2011 yılına oranla yüzde 800 üzerinde bir artış görülmektedir. Sayın Bakan seçim gezileri yaparken sokaklar uyuşturucu satıcılarının yuvası olmuş, gençlerimiz, hatta çocuklarımız uyuşturucu satıcılarının açık hedefi hâline gelmiştir.

2010 ve özellikle 2017 Anayasa değişiklikleriyle birlikte yeni bir yönetim şekli ortaya çıkmıştır Türkiye'de. Bu yeni sistem sonu "okrasi" ile biten hiçbir terime uymamaktadır. Bu sisteme en uygun terim "keyfokrasi" olsa gerektir. Çünkü bu yeni sistemde idare ve hukuk göreceli hâle gelmiştir, hukuk idareyi sınırlamaktan çıkmış ve artık siyaset hukuku sınırlamaya başlamıştır. Bunun örneklerinden biri, Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu'nun yaşadığı son pasaport krizidir.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Yalanlandı o.

METİN ERGUN (Devamla) - Sayın Karamollaoğlu siyasi tavrından dolayı mahkeme kararı olmaksızın âdeta cezalandırılmak istenmiştir.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü yalanlandı onu, yalanladı.

METİN ERGUN (Devamla) - Sayın Saadet Partisi yetkilileri de açıklama yaptı aynı şekilde.

ADNAN GÜNNAR (Trabzon) - Ama yalanlandı o.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, konuşmacıya müdahale etmeyelim.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Ama yalanlandı.

SALİH CORA (Trabzon) - İngiliz pasaportu varsa ona olabilir.

BAŞKAN - Arkadaşınız konuşacak zaten bu konuda, bir bekleyin lütfen.

Buyurun, devam edin.

METİN ERGUN (Devamla) - Bir memleket ya zulümle yönetilir ya da ilimle.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin.

METİN ERGUN (Devamla) - Yönetimin ilmi kamu hukuku çerçevesinde kalmaktır. Demokrasilerde vatandaşın hakları kendisi tarafsız ve bağımsız olan ama yöneticiyi sınırlayan hukukla korunur. Hukukla sınırlanmayan yönetim anlayışı demokratik değildir ve milletin temel hak ve özgürlüklerini ortadan kaldıracağı gibi yönetimin de meşruiyetini zedeler. Bundan dolayı iyi yönetim ancak hukukla sınırlanarak ve denetlenerek ortaya çıkar yani kuvvetler ayrılığıyla mümkündür.

Sayın milletvekilleri, bu gerekçelerle, İYİ PARTİ Grubu olarak vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergesine desteğinizi bekler, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)