GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeralma Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:90
Tarih:18.06.2019

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

"Türkiye Cumhuriyeti ordusu" diyoruz ama aslında bu ordu Türkiye Cumhuriyeti'nin yanında, çok daha büyük bir kuruluştur, bir abidedir, buna "yirmi iki asırlık Türk ordusu" demek lazım. Bu ordu, milletini Orta Asya'dan Balkanlara, Kuzey Afrika'ya, Hint Okyanusu'na, Orta Avrupa'ya ve Karadeniz kıyılarına getirmiş, burada egemenlik sürmüş ordudur. Türk ordusu kadar millî ve dinî duygularını sahiplenen bir ordu yoktur. Ordumuz halkıyla iç içe geçmiştir; bu bağı, bu manevi duyguları hiçbir güç söküp atamaz.

Değişik zamanlarda ordumuz yok edilmeye uğraşılmıştır. Bir vakitler yabancı ülkeler tarafından ordumuz en önemli ihraç ürünü olarak gösterilmeye, aşağılanmaya ve önemsizleştirilmeye çalışılmıştır. Bizim ordumuz emperyalist bir ordu değildir. Ülkesinin bağımsızlığını korumak, birliğini ve bütünlüğünü sağlamaktan başka bir amacı yoktur. Milletimizin canının bir parçası olan ordumuz metalaştırılmaya çalışılırken idarecilerimiz bu durumu nasıl tebessümle karşılamışlardır? Günümüzde ise eski Genelkurmay Başkanına karşı teröristlere gizli tanıklık yaptırılarak veya düzmece tertiplerle Türk subayları yıpratılmaya uğraşılmıştır.

2008 yılında, 23'üncü Dönemde, 95'inci Birleşimde, 24 Nisan 2008 Perşembe günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen bir kanun ve orada şöyle bir madde vardır: "Bu Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında kadrosuzluk tazminatı almaya hak kazanmış olanlar hariç olmak üzere, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emeklilik hakkını elde etmiş olan kıdemli albaylardan kendi isteği ile emekli olanlara da yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, 49 uncu maddenin (f) bendi esaslarına göre kadrosuzluk tazminatı ödenir." ve emekli edilir denilmiştir. Bunun sonucunda ne oldu biliyor musunuz arkadaşlar? Bunun sonucunda zamanın basiretli, Atatürkçü, milletini seven albayları ayrıldı, onun yerine FETÖ'cü insanlar geldi ve bu yol da 15 Temmuza kadar devam etti. Burada konuşulan maddeler bu şekilde basit, bu şekilde basite indirilerek incelenebilecek maddeler değildir, bunların hepsi derin maddelerdir, Türkiye Cumhuriyeti'ni ilgilendiren ve Türkiye Cumhuriyeti ordusunu ilgilendiren maddelerdir. Burada ihtiyaç şu olsaydı, "Bizim asker adayımız fazla, alacağımız kadro düşük; siz buna bir çözüm getirin." denilseydi, ben inanıyorum ki bu Meclis buna çok daha etkili bir çözüm getirirdi. Bunu yapmak için Mecliste bu yetkiye sahip insanlar var, bu ehliyete sahip insanlar var, ayrıca millî güvenlikle ilgili derin tecrübesi olan insanlar var. Millî Savunma Komisyonu Başkanı 3 defa bakanlık yapmış, 1 defa Meclis Başkanlığı yapmış bir milletvekilidir. Bunlardan çok daha güzeli yapılırdı. Bu kanun buradan çıkar, belki bir şekilde çıkar ama eminim ki üç yıl içerisinde, dört yıl içerisinde bu yeniden elden geçirilecektir.

Buradaki maddelerin hepsi insanda bir şüphe, bir tereddüt uyandırmaktadır. Örneğin "Muvazzaf subay, astsubay, sözleşmeli subay, astsubay, uzman çavuş ve sözleşmeli erbaş, er temininde sınav tam notunun yüzde 20'sine kadar ilave puan verilebilir." deniliyor; ben bunu çok tereddütle karşılıyorum. Eğer böyle bir şey yazılacaksa şu denilebilirdi: "Kim olamayacak ona karar verilebilir, gerisi sınava girer ve sınav sonucunda herkes aldığı puana göre hak ettiği sınıfa geçer, gruba geçer."

Yine buna benzer şekilde, burada bir paralı askerlik durumu vardır. Şimdi, parası olan askere gitmeyecek, parası olmayan askere gidecek. 20 yaşındaki gencin parası olmaz. Bu, şu demektir: Babasının parası varsa askere gitmez, babasının parası yoksa askere gider. İlla ki burada bir düzenleme yapılacaksa şu olabilirdi: "Parası olmayanların parasını devlet karşılar, devlet onlardan para almaz; hepsi kuraya tabi olur. Bunun neticesinde kimin paralı, kimin parasız olacağına karar verilebilir." denilebilirdi.

"Allah'tan ki savaşa girmedik." "Ordumuz kâğıttan kaplanmış." "Millet bağırsaklarını temizliyor." ithamlarına maruz bırakılan ordumuzun kozmik odalarına girilmiş, gizli bilgileri ifşa edilmiş ve ordumuz tamamen onursuzlaştırılmaya ve şahsiyetsizleştirilmeye çalışılmıştır. Hemen bunun akabinde, bu morali bozuk ordu, savaş pilotlarının çoğu emekliye ayrılan ordu, dostu düşmanı hayrete düşürecek şekilde Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı'nı başarıyla yerine getirmiş, tehdidi bertaraf etmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kabukcuoğlu, toparlayın lütfen.

Buyurun.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - İçeride ve dışarıda yapılan tüm bu saldırılar iki bin iki yüz yıllık bir varlığı, değeri yok edememiştir. Günümüzde ordumuz laik, Atatürkçü çizgide vatan hizmetine devam etmektedir. Bize ordu hakkında değişik rakamlar verilmekte, doksan iki yıllık 1111 sayılı Kanun değiştirilerek oldubittiye getirilmeye çalışılmaktadır. Böylesine ciddi bir konuyu "Askerlik Kanunu'nda devrim yapıyor." demekle milletimize yutturamayız. Bazı kanunlarda üç ayda bir, beş ayda bir değişiklik yapılıyor. Benim burada tanık olduğum kanunlar arasında Maden Kanunu vardır. Maden Kanunu'nda -dar alanda maden, havzada maden gibi- yapılabilir ama ordu gibi ciddi bir konu inceleniyorsa ciddi bir şekilde ele alınmalı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ihtiyacı neyse, Türkiye Cumhuriyeti ordusunun, Türk ordusunun ihtiyacı neyse buna göre karar verilmelidir. Bu kanun külliyen çekilmeli ve bu Meclis, ordumuzun ihtiyaç duyduğu, askeriyemizin ihtiyaç duyduğu kanun neyse onu çıkarmalıdır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)