GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:91
Tarih:19.06.2019

HDP GRUBU ADINA EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partimin grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum.

Le Monde Dergisi 2010 yılında, 335'inci sayısında dünyanın en etkili dilleri listesini yayınladı ve bu listede Kürtçe 31'inci sırada yer aldı. Tabii, Kürtçenin bu kadar zengin bir dil olması, basında ve dünyada işlenmiş olması bence önemli çünkü yıllardır uygulanan tekçi politikalara rağmen, tüm kapatmalara, yayın yasaklarına, kitap toplatmalarına, yapılan tüm baskılara rağmen Kürtçe her geçen gün, tüm bunlara rağmen gelişmekte ve kitaplar yayınlanmakta, yazılmakta, edebiyat ve sanat dili olarak kullanılmaktadır. Resmî dil olmamasına rağmen 31'inci sırada yer alması ayrıca, Kürt dilinin zenginliğini gösteriyor. Tabii, bunlar dünyadaki örnekleri. Yine, Avrupa'da, Japonya'da, Amerika'da resmî diller olarak kullanılan, eğitim dili olarak kullanılan bir dil ama maalesef ki Kürtlerin çok yoğun yaşadığı ülkemizde her gün baskı ve sıkıntılarla karşılaşmakta. Bunlardan bir tanesi Bitlis ve Tatvan'da belediyelerdeki Kürtçe tabelaların kaldırılması.

Tabii, işin ironik tarafı şu: Bitlis, biliyorsunuz Saidi Kürdi'den beri Kürt dilinin ana vatanı durumunda ve işe buradan başlamış olmak. Yine, 31 Marttan sonra bu halka hizmet etmek yerine halkın her gün günlük yaşamda kullandığı dilini yasaklamak ve tabelalarını indirmek başka bir ironidir. Ve işin daha kötüsü, bence daha ironik tarafı, aynı belediye başkanları şu an İstanbul'da seçim faaliyetleri yürütüyorlar ve Kürtçe tabelaları kaldıran bu belediye başkanları muhtemelen seçim faaliyetlerini Kürtçe yapıyorlardır.

Tabii, ben buradan kendilerine sormak istiyorum: Bitlis'te yasak olan Kürtçe İstanbul'da neden serbest? İktidarınızı korumak için devam ettirdiğiniz... İktidarınızı korumak ve sağlamlaştırmak için Kürtçe serbest iken sizin çıkarlarınıza ters düştüğü andan itibaren Kürtçe neden yasak?

Tabii, aslında Kürt diline yaklaşımla ilgili bu konuda ironik birçok örnek vermek mümkün, bunu çoğaltmak da mümkün. Ama şunu hatırlatmakta yarar var: Özellikle daha bir gün önce Kürt olduğu için intihar eden İbrahim Layık olayından sonra bunu tekrardan hatırlatmakta yarar var. Kürtçeye olan yaklaşımınız -asimilasyon ve ötekileştirmenin derinleşerek tekrar edilmesi- bu topluma bir yarar sağlamıyor. Bu toplumda ayrımcılığı, Kürt düşmanlığını derinleştiriyor, bunu buradan hatırlatmakta yarar olduğunu düşünüyorum.

Ayrımcılığı körüklerken demokrasiden uzaklaştıkça uzaklaşmış oluyorsunuz. Ve şunu hatırlatmak istiyorum "..." (x) demekle ve bunu Kürt illerinde söylemekle Kürtçe üzerindeki yasağı kaldırmış olmuyorsunuz. Kürtçe illerindeki yasağı kaldırmak istiyorsanız bunun bir ana dil olarak kabul edilmesi, korunması ve milyonlarca Kürt'ün bu dili aktif bir şekilde kullanmasının önünü açmalısınız. Bunu kendi seçim politikalarınıza, kendi iktidar politikalarınıza alet ederek yapamazsınız, bunu bir insan hakkı olarak ele almalısınız. İnsan onuruna saygının ve demokrasinin gereği olarak yerine gelmelidir.

Şimdi, tabii, şunu da hatırlatmakta yarar var: Bölgeyi bilen bilir; bölgede birçok vatandaş aslında birçok yerleşim yerinin, köyün, kasabanın aslında Türkçesini bilmez, herkes Kürtçesini bilir. Vatandaşlar günlük hayatlarında bu yerleri Kürtçe olarak söylerler yani "Norşin" derler ya da Ömerli'ye "Mehsert" derler ve bir başkası... Aslında bunun Türkçesini birçok vatandaş bilmez iken yerel belediyenin bunun önünü engellemesi, tabelalarını kaldırması aslında yerel demokrasiye ve tabana ne kadar uzak olduğunun, iktidarın sadece kendisini korumak için bir şeyleri, insanların temel hak ve özgürlüklerini feda ettiğinin çok kesin, açık örneği.

Şimdi, şunu bir kere açıklıkla ifade etmek lazım: Kürtler ve Kürt dili bu ülkenin realitesidir. Kürtçe üzerinde herhangi bir yasaklamanın olmadığı birçok kez dile getirilmiş olmasına rağmen bu yasaklar neden devam ediyor, neden hâlâ engelleniyor? Yani sözünün gereğini yerine getirmiş olmak adına -"sözünün eri" demek istemiyorum, çok erkek bir kavram, bunu kullanmak istemiyorum ama- eğer Kürtçe üzerindeki yasağı hâlâ... "Kürtçe üzerinde bir yasak yok." derken bu tabelaların neden kaldırıldığı bir izahata muhtaçtır. Bunun izah edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)