| Konu: | Askeralma Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 20.06.2019 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, memleketin güvenliğini konuşuyoruz, hem sınırlarımızın güvenliğini hem de iç güvenliği konuşuyoruz. Ancak baktığımızda, yüz yılı aşkın süredir ne hikmetse, ne güvenliğimizi sağlayabildik ne iç barışımızı sağlayabildik ne de komşularımızla barışımızı sağlayabildik. Askerlik Yasası da son derece sığ bir şekilde tartışılıyor maalesef. İşte, bedelli askerlik olsun mu; altı ay mı olsun, dokuz ay mı olsun? Maalesef arkadaşlar, bu sığlıkta tartışıyoruz. Oysa, bakın -Plan ve Bütçe Komisyonunun üyesiyim arkadaşlar- dört yıl önce bütün güvenlik rakamlarına harcadığımız rakam 40 milyar TL'ydi yani 40 katrilyon, 2019'da 160 milyar TL. Yani dört yılda 4 kat artmış arkadaşlar. Gelin, bunu tartışalım. 4 kat artmış da huzurumuzu mu sağlamışız, refahımızı mı sağlamışız, iç barışımızı mı sağlamışız, komşularla barışımızı mı sağlamışız? Hayır. Ama bunu tartışmıyoruz, bedelli 30 bin lira mı olsun, 10 bin lira mı olsun; askerlik altı ay mı olsun, dokuz ay mı olsun, maalesef bunu tartışıyoruz. Bu sığlık, maalesef bu Meclise yakışmıyor arkadaşlar. Gelin, daha derinlemesine, ülkenin güvenlik meselesini nasıl sağlayacağımızı hep beraber konuşalım.
Bakın arkadaşlar, bu yasa teklifinde adalet yok, vicdan yok, inanın eşitlik de yok. Bunlar Anayasa'da geçen ibareler, "eşitlik" "adalet" "vicdan" ama bu yasal düzenleme bütün bu ibarelerden yoksun. Neden biliyor musunuz? Çünkü arkadaşlar, tekrar zorunlu askerliği getirdik. Bakın, belki 1927'de bu askerlik yasası geldiğinde o zaman normaldi, 1930'larda, 1940'larda, 1950'lerde normaldi ama bütün demokratik ülkeler artık bu zorunlu askerlik meselesini rafa kaldırmışlar, vatandaşlarına zorla askerlik yaptırmıyorlar, vicdani ret hakkını savunuyorlar. Bakın, bu yasal düzenlemede vicdan da yok.
Bakın, mesela ben, öldürmeyi reddeden birisiyim, zorla askere alındım, zorla elime silah verildi ama ben kimseyi öldüremezdim arkadaşlar çünkü ben öldürmeyi reddediyorum -benim gibi öldürmeyi reddeden milyonlarca antimilitarist insan var bu ülkede- ama beni bir okula koysaydınız, bir hastaneye koysaydınız, bir kreşe koysaydınız, emin olun, ben orada çok faydalı olurdum; vatana, millete, çocuklara, hastalara çok faydalı olurdum ama zorla sekiz ay askerlik yaptırıldı, silahı elime aldığımda ne yapacağımı bilemedim, zorla elime silah verildi. Benim gibi bakan, vicdani ret hakkını kullanmak isteyen milyonlar var. Vatana böyle hizmet edilmesine niye engel oluyoruz? Neden 2019 dünyasında bunları tartışamıyoruz bütün medeni ülkeler bunları aşmışken?
Bakın, bu yasa eşitlikten de yoksun arkadaşlar. Anayasa'nın amir hükmüdür eşitlik. Ya, 31 bin lira bedel koymuşsunuz Sayın Bakanım, 31 bin lira bedel. Milyonlarca gencimiz işsiz arkadaşlar, işsiz, bırakın asgari ücreti, işsiz.
İSMET YILMAZ (Sivas) - Biz onlara para vereceğiz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Hatibi dinleyelim.
GARO PAYLAN (Devamla) - Milyonlarca vatandaşımız asgari ücretten maaş alıyor. 2 bin lira asgari ücret alsa bile beş ayda 10 bin lira yapar. Nasıl 31 bin lira koyarsınız? Bu vatandaşımız kura bile olsa o kuraya katılabilecek mi? Zenginlere bedelli askerlik yaptıracaksınız, yoksullar gidip askerlik yapacak. Bu olmaz, bu kabul edilemez. Bu anlamda, eşitlikten de yoksun arkadaşlar bu bedelli askerlik yasa teklifi.
Bakın, eşitlik meselesi gündeme gelmişken, Osmanlı'dan bir tartışmayı da gündeme getireyim. Denirdi ki hani: "Osmanlı'da Hristiyanlar askerlik yapmazdı, aman da ne güzel." Hiç de öyle değil arkadaşlar, biliyor musunuz? Çünkü cizye vergisi verirdik biz, cizye vergisi, zorla alınırdı. "Siz askerlik yapmıyorsunuz, sizden cizye vergisi alacağız." derlerdi ve Islahat Fermanı'yla bu verginin adı "bedel vergisi" oldu yani "bedelli" lafı oradan geliyor. Bedel bizden alınırdı, Hristiyanlardan ama ayrımcılıkla karşı karşıya kalırdık. Hristiyanlar Osmanlı'da asker olma mücadelesi verdiler. Niye? Ayrımcılığa uğramamak için, o ağır bedeli ödeyemedikleri için ve bir arada herkes... Konu vatan güvenliğiyse hep beraber bu vatan güvenliğini sağlayalım diye. Ama bu hak ancak İkinci Meşrutiyet'ten sonra alınabildi. 1909'da kanun geçti ve "Herkes asker olacak." dendi. O zamanın ruhuydu, o eşitlik mücadelesiydi. Ama 2019 dünyasında "31 bin liraya bedelli askerlik yaptırıyorum." denmesi bizler adına utançtır arkadaşlar. 250 bin dolara vatandaşlık veriyoruz, 31 bin liraya da askerlik yaptırıyoruz. Nerede kaldı değerler? Nerede kaldı gerçek anlamda vatan savunması? Bütün bunları tartışmalıyız, bakın, derinlemesine tartışmalıyız. Merkezî bir anlayışla vatanın güvenliğini sağlayamıyoruz arkadaşlar, antidemokratik bir anlayışla sağlayamıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Paylan, tamamlayın.
GARO PAYLAN (Devamla) - Bütün Meclisin ordusu değil, partinin ordusuna çevirirsek orduyu veya emniyet güçlerini, Süleyman Soylu'nun baktığı gibi yüz yıldır olan milliyetçi anlayış çerçevesinde, bir partinin polisi şekline çevirirsek işte İstanbul adayını gidip takip eder, Sayın İmamoğlu'nu ama diğer anlamda Binali Yıldırım'ı takip etmeyen bir polis gücüne dönüşür yani parti polisi hâline gelir.
Bakın, pek çok özel harekâtçı polise bakıyorum, ya MHP'ye ait bıyıklara sahipler ya AKP'ye ait bıyıklara sahipler.
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Vatan sevgisi var, vatan sevgisi.
GARO PAYLAN (Devamla) - Bu anlamda parti ordusuna, parti polisine doğru gidiyoruz arkadaşlar. Bütün bunları tartışmamız lazım. Merkezden değil, yerelden yönetilen, yerele bağlı polis güçleri olması lazım. Oranın demografisini anlayan, oradaki kimliği anlayan, oranın dilini bilen, oradaki vatandaşla hemhâl olan demokratik bir yerel polis gücü, demokratik bir orduya ihtiyacımız var, bütün bunları da derinlemesine tartışalım derim arkadaşlar.
Hepinize saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)