| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 26.06.2019 |
ÖZCAN ÖZEL (Yalova) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 90 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesi için verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Dünya yeni bir döneme giriyor. Yapay zekâ alanında, enerji ve sağlık alanında, uzay alanında çalışmalarda önemli değişimler gerçekleşiyor. Bu dört alandaki gelişmeler gösteriyor ki önümüzdeki yedi, sekiz yıl içinde dünyanın bazı bölgelerinde üretim sıfır iş gücü, sıfır enerji maliyetiyle gerçekleşecek. Böyle bir dünyanın yaratacağı değişimlerin, neler olacağını tahmin etmek zor değil. Sanayi devrimini kaçırdık; ulaşım, iletişim, bilişim devrimindeyse üreten değil, tüketen olduk ve maalesef üzülerek görüyoruz ki dünyadaki değişimi bir kez daha kaçıracağız. Türkiye, bu hukuk sistemiyle, yönetim anlayışıyla, eğitimiyle geleceğin dünyasında yer alamaz. Bir an evvel devlet aklıyla hareket eden, bilimden, hukuktan, evrensel değerlerden yararlanan, bir arada yaşama arzusu güçlü, yurt dışını her türlü değerin üstünde gören bir Türkiye Cumhuriyeti olmak durumundayız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; on yedi yıldır iktidar olanlar kendilerine şu soruyu soracak: Benden önce eğitimde hangi sorunlar vardı, ben hangilerini nasıl çözdüm? Bu soruyu biz kendimize sorduğumuzda aldığımız cevap, tüm temel sorunların yerinde durduğu, hatta içinden çıkılmaz bir hâl aldığıdır, hiçbirinin çözülmediğidir.
Eğitimde en kolay çözülecek sorunlardan biri, kalabalık sınıflar ve öğretmen istihdamı sorunudur çünkü bu sorunların çözümü daha fazla para kaynağı aktarmaktan geçmektedir. Bu da tamamen bir tercih sorunudur. Bir başka yere ayıracağınız kaynağı, eğitim yatırımlarına yatırmanız yeterli olacaktır.
Okullarımızda çalışan öğretmen sayısı 1 milyona yaklaşırken Bakanın açıklamasına göre hâlâ 117 bin öğretmen açığımız var. Öğretmen açığını emek sömürüsüyle, ücretli öğretmen istihdamıyla kapatmaya çalışıyoruz.
Seçimden önce öğretmenlere 3600 sözü verdiniz, Komisyonda bu sözü yerine getirin diyerek önerge verdik, önergeyi reddettiniz. İstanbul'da 2 defa seçim kaybeden adayınız "Siyasetçinin kalitesini, yerine getirdiği vaatler belirler." dedi. 3600 sözündeki tavrınız, siyasetinizin kalitesini ortaya koyuyor.
Bir diğer konu, sözleşmeli öğretmenler. Bu kanun teklifinde 4+2 olan süreyi 3+1'e düşürüyorsunuz. Süreyi azaltmak değil, sözleşmeli öğretmenliği ortadan kaldırmak zorundayız.
Bugün aldığım bilgiler doğrultusunda ilimden, seçim bölgemden yazan bir öğretmen arkadaşım, atanamayan bir öğretmen arkadaşım şunu talep ediyor: "Biz 5 bin kişi olarak atanacaktık, 4 bin küsuru atandı, 900 civarı öğretmen atanamadı. Ben de bu atanamayanlardan birisiyim. Şu talebimizi Mecliste dile getirmenizi istiyorum: Bugüne kadar atanamadık, bekledik, yaşım 36 oldu ancak ağustosta atanacak öğretmenlerin arasına biz de katılmak istiyoruz." Buradan Değerli Millî Eğitim Bakanımıza bu kardeşimizin teklifini iletiyorum. Üstelik bir de mülakat yapıyorsunuz, mülakat varsa liyakat yoktur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2002'de iktidara geldiğinizde eğitimin temel sorunu ders müfredatları görüldü. Ders içerikleri çağ dışıydı, ilkeldi, davranışçıydı, öğrencinin kendisini ifade etmesine imkân vermiyordu. Eğer değiştirilirse Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu girişimci, çağdaş, piyasanın talep ettiği insan tipi, okullarımızdan yetişecekti. Bugünün Bakanı, dönemin Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk önderliğinde dünyada hiçbir ülkenin yapamayacağı bir işe kalkışıldı. Dönemin Bakanıyla birlikte müfredatları tümüyle değiştirdiler. Eğitimciler iyi bilir ki bir ülkede büyük bir altüst oluş olmamışsa, toplum büyük bir değişim geçirmemişse müfredat değiştirilmez, müfredat geliştirilir. Ne oldu o günden bugüne, müfredatları değiştirip duruyoruz? On yedi yılda tüm müfredatlar 4 kez baştan aşağı değiştirildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın sözlerinizi Sayın Özel.
ÖZCAN ÖZEL (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
2002'den önce liselere giriş bir sorundu, on yedi yılda daha büyük sorun hâline geldi. Defalarca adı ve sınavın sayısı değiştirildi. Hayatında eğitimle ilgisi ve öğrenci ve öğrenci velisi olmanın dışında hiçbir birikimi, bilgisi olmayan birinin talimatıyla liselere giriş sınavını kaldırıyoruz dendi, TEOG çöpe atıldı; yerine getirilen sistemle nitelikli lise statüsündeki okullara başarılı öğrencilerin sınavla girmesi planlandı. Buna karşılık 1 milyon öğrenci bu sene bu sınava girdi. Sınav kalkmadı, daha stresli, içinden çıkılmaz bir nitelik kazandı.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)